Muhafazakarlık

Kısaca: Reformcuların olanca iyi niyetlerine rağmen beklenmedik sonuçlara yol açabilen reform­lara iyi gözle bakmayan, hele büyük ölçekli toplumsal dönüşümlere şiddetle karşı çıkar­ken, bir toplumun geleneklerine büyük bir değer atfeden toplum ve siyaset görüşü; ge­leneğe bağlı tarihsel tecrübe birikimine değer veren, yavaş ve tedrici değişmeye ina­nan ideoloji ...devamı ☟

Reformcuların olanca iyi niyetlerine rağmen beklenmedik sonuçlara yol açabilen reform­lara iyi gözle bakmayan, hele büyük ölçekli toplumsal dönüşümlere şiddetle karşı çıkar­ken, bir toplumun geleneklerine büyük bir değer atfeden toplum ve siyaset görüşü; ge­leneğe bağlı tarihsel tecrübe birikimine değer veren, yavaş ve tedrici değişmeye ina­nan ideoloji; kapitalizmi, özel teşebbüs ve serbest girişimciliği coşkuyla savunan, seçi­me dayalı bir toplumsal düzenin ve ahlaki disiplinin önemini vurgulayan statükoyu, var olan düzeni koruma yönünde bir eğilim mutasavvıf. Tasavvuf inancını benimseyerek, Tasavvuf inancını yaymaya çalışan, dünyadan bir şekilde el etek çekerek kendi­sini bütünüyle Tanrı�ya adayan kişi. İslam dünyasında mutasavvıflar, Kur'an, hadis ve fıkıha dayanan sünni mutasavvıflar ve doğ­rudan doğruya şia inançlarına bağlanan şii mutasavvıflar olarak ikiye ayrılır.

Modern zamanlarda ortaya çıkan, bireyin kendini gerçekleştirmesinin araçları olduğuna inandığı aile ve din gibi sosyal kurumların korunması duyarlılığından hareket eden, devlete ve siyasete bu doğrultuda sınırlı bir rol biçen bir düşünce geleneği, bir siyasi ideoloji ve felsefi ve edebi bir akım.

Muhafazakarlık, sosyolojik bakımdan sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan yeni sosyal şartların eski değerleri yerinden etmesine, bireyi yalnızlaştırmasına ve geleneksel sosyal yapıların çözülmesine yönelik eleştirilerden beslenmiş; felsefi bakımdan Onsekizinci Yüzyıla damgasını vuran Aydınlanma düşüncesine yöneltilen eleştirilerle, siyasi bakımdan da yine aynı yüzyılın sonlarındaki Fransız Devriminde ifadesini bulan devrimci kopuşlara yönelik tepkilerle bir siyasi ideoloji halinde belirginleşmeye başlamıştır.

Modern zamanlarda ortaya çıkan, bireyin kendini gerçekleştirmesinin araçları olduğuna inandığı aile ve din gibi sosyal kurumların korunması duyarlılığından hareket eden, devlete ve siyasete bu doğrultuda sınırlı bir rol biçen bir düşünce geleneği, bir siyasi ideoloji ve felsefi ve edebi bir akım.

Muhafazakarlık, sosyolojik bakımdan sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan yeni sosyal şartların eski değerleri yerinden etmesine, bireyi yalnızlaştırmasına ve geleneksel sosyal yapıların çözülmesine yönelik eleştirilerden beslenmiş; felsefi bakımdan Onsekizinci Yüzyıla damgasını vuran Aydınlanma düşüncesine yöneltilen eleştirilerle, siyasi bakımdan da yine aynı yüzyılın sonlarındaki Fransız Devriminde ifadesini bulan devrimci kopuşlara yönelik tepkilerle bir siyasi ideoloji halinde belirginleşmeye başlamıştır.

Özellikle İngiliz filozofu ve siyasetçisi Edmund Burke'ün 1789 Fransız Devrimine yönelttiği eleştirileri ihtiva eden Fransa'daki Devrim Üstüne Düşünceler adlı eseri, Ondokuzuncu Yüzyıldan günümüze kadar Batı siyasi düşünce ve pratiğine damgasını vuracak bir doktrin ve ideoloji olarak muhafazakarlığı belirginleştiren temel metinlerden ilki veya en önemlisi olarak kabul edilmektedir.

Onun eleştirileri, aynı zamanda Whig'lerle Tory'ler arasındaki tartışmada ikincisinin ayrı bir siyasi ideoloji olarak ortaya çıkışını hızlandırmış ve muhafazakarlık, liberalizm ve sosyalizmle beraber, tarihin sonraki dönemlerini şekillendiren üç büyük doktrinden biri olmuştur. Kıta Avrupası'nda ve özellikle de Fransa'da ise Joseph de Maistre ve Louis de Boııald gibi yeni olanı toptan reddeden ve yeni rejimin yerleşmesiyle birlikte "tarih dışı" kalan "tepkici muhafazakarlık"ın aksine, Edmund Burke'den Russell Kirk'e uzanan geniş bir tarih çizgisinde daha ılımlı bir felsefi ve siyasi tarzı temsil eden Anglo-Amerikan dünyasının muhafazakarlığı kalıcı olmayı başarmış ve muhafazakarlığın ana rengini teşkil etmiştir.

Muhafazakarlar, ontolojik bakımdan bireyin zayıf ve aile, din, gelenek gibi kurumlarla desteklenmesi gereken bir varlık olduğuna inanırlar. Epistemolojik bakımdan bireyin akıl kapasitesinin sınırlılığını vurgulayarak, tarihi tecrübenin ve pratik bilginin soyut akıl yürütmeye tercih edilebilir olduğunu kabul ederler. Siyasi bakımdan da hiçbir biçimde her şeye muktedir olduğuna inanmadıkları soyut akıl yürütmelerle üretilen "mega projeler"den ve siyaset alanının ara kurumlar aleyhine genişletilmesinden kaygı duyarlar.

Muhafazakarlık, liberalizmle beraber faşizm ve komünizm gibi totaliter ideolojilere karşı çıkmış ve özellikle Yirminci Yüzyılda bu iki düşmana karşı verdiği mücadeleyle siyasi bakımdan liberalizme yaklaşmıştır. Ancak, bir taraftan liberalizmin birey anlayışına, bireyin topluma ve geleneğe rağmen sahip olduğu haklar fikrine ve alternatif hayat tarzlarına gösterdiği hoşgörüye yönelttiği eleştiriler, diğer taraftan piyasa ekonomisine ilkesel olmayan bir bağlılık göstermesi ve geleneksel otorite ile hiyerarşik toplum yapısı üzerinde vurguları, onu liberalizmden ayıran başlıca özellikleri teşkil edegelmiştir.

Aynı şekilde, bazı muhafazakarların birbirleriyle ilişkileri bakımından bir organizma gibi tahayyül ettikleri toplumu uyum içinde bir arada tutma kaygısıyla zaman zaman yeniden dağıtımcı bir adalet anlayışını benimsemeleri ve refah devletçi siyasi tedbirlere başvurmaları, klasik muhafazakarları sosyal demokratlara ve sosyalistlere yaklaştırsa da, din, aile ve geleneksel değerleri korumaya ilişkin politikalarıyla onlardan ayrılmaktadırlar. Özellikle 1960lardan itibaren muhafazakarlık içinde belirginleşen ve siyasi bakımdan daha belirleyici olan neo-muhafazakarlığın iktisadi tercihleriyle bu ayrılık daha da derinleşmiş görünmektedir.

Radikal değişime karşı tedrici ve evrimci değişimi savunan, güçlü devleti önemseyen, ama korunmaya değer gördüğü kurum ve değerlerin devlet tarafından siyasetin nesnesi haline getirilmesine izin vermeyen, siyaseti doktriner değil pratik veya pragmatik bir faaliyet olarak gören Anglo-Amerikan muhafazakarlığı, Yirminci Yüzyılın son çeyreğine ve yeni binyılın başlangıcına damgasını vuran başlıca siyasi ideolojilerden biridir.

Muhafazakarlık, gelişmiş Batılı ülkelerin birçoğunda ve özellikle de İngiltere'de Muhafazakar Parti ve Amerika Birleşik Devletleri'nde Cumhuriyetçi Parti çatısı alanda, iktidar veya ana muhalefet olarak, yani siyasetin iki temel aktöründen birisi olarak varlığını ve etkisini sürdürmektedir.

Özellikle İngiliz filozofu ve siyasetçisi Edmund Burke'ün 1789 Fransız Devrimine yönelttiği eleştirileri ihtiva eden Fransa'daki Devrim Üstüne Düşünceler adlı eseri, Ondokuzuncu Yüzyıldan günümüze kadar Batı siyasi düşünce ve pratiğine damgasını vuracak bir doktrin ve ideoloji olarak muhafazakarlığı belirginleştiren temel metinlerden ilki veya en önemlisi olarak kabul edilmektedir.

Onun eleştirileri, aynı zamanda Whig'lerle Tory'ler arasındaki tartışmada ikincisinin ayrı bir siyasi ideoloji olarak ortaya çıkışını hızlandırmış ve muhafazakarlık, liberalizm ve sosyalizmle beraber, tarihin sonraki dönemlerini şekillendiren üç büyük doktrinden biri olmuştur. Kıta Avrupası'nda ve özellikle de Fransa'da ise Joseph de Maistre ve Louis de Boııald gibi yeni olanı toptan reddeden ve yeni rejimin yerleşmesiyle birlikte "tarih dışı" kalan "tepkici muhafazakarlık"ın aksine, Edmund Burke'den Russell Kirk'e uzanan geniş bir tarih çizgisinde daha ılımlı bir felsefi ve siyasi tarzı temsil eden Anglo-Amerikan dünyasının muhafazakarlığı kalıcı olmayı başarmış ve muhafazakarlığın ana rengini teşkil etmiştir.

Muhafazakarlar, ontolojik bakımdan bireyin zayıf ve aile, din, gelenek gibi kurumlarla desteklenmesi gereken bir varlık olduğuna inanırlar. Epistemolojik bakımdan bireyin akıl kapasitesinin sınırlılığını vurgulayarak, tarihi tecrübenin ve pratik bilginin soyut akıl yürütmeye tercih edilebilir olduğunu kabul ederler. Siyasi bakımdan da hiçbir biçimde her şeye muktedir olduğuna inanmadıkları soyut akıl yürütmelerle üretilen "mega projeler"den ve siyaset alanının ara kurumlar aleyhine genişletilmesinden kaygı duyarlar.

Muhafazakarlık, liberalizmle beraber faşizm ve komünizm gibi totaliter ideolojilere karşı çıkmış ve özellikle Yirminci Yüzyılda bu iki düşmana karşı verdiği mücadeleyle siyasi bakımdan liberalizme yaklaşmıştır. Ancak, bir taraftan liberalizmin birey anlayışına, bireyin topluma ve geleneğe rağmen sahip olduğu haklar fikrine ve alternatif hayat tarzlarına gösterdiği hoşgörüye yönelttiği eleştiriler, diğer taraftan piyasa ekonomisine ilkesel olmayan bir bağlılık göstermesi ve geleneksel otorite ile hiyerarşik toplum yapısı üzerinde vurguları, onu liberalizmden ayıran başlıca özellikleri teşkil edegelmiştir.

Aynı şekilde, bazı muhafazakarların birbirleriyle ilişkileri bakımından bir organizma gibi tahayyül ettikleri toplumu uyum içinde bir arada tutma kaygısıyla zaman zaman yeniden dağıtımcı bir adalet anlayışını benimsemeleri ve refah devletçi siyasi tedbirlere başvurmaları, klasik muhafazakarları sosyal demokratlara ve sosyalistlere yaklaştırsa da, din, aile ve geleneksel değerleri korumaya ilişkin politikalarıyla onlardan ayrılmaktadırlar. Özellikle 1960lardan itibaren muhafazakarlık içinde belirginleşen ve siyasi bakımdan daha belirleyici olan neo-muhafazakarlığın iktisadi tercihleriyle bu ayrılık daha da derinleşmiş görünmektedir.

Radikal değişime karşı tedrici ve evrimci değişimi savunan, güçlü devleti önemseyen, ama korunmaya değer gördüğü kurum ve değerlerin devlet tarafından siyasetin nesnesi haline getirilmesine izin vermeyen, siyaseti doktriner değil pratik veya pragmatik bir faaliyet olarak gören Anglo-Amerikan muhafazakarlığı, Yirminci Yüzyılın son çeyreğine ve yeni binyılın başlangıcına damgasını vuran başlıca siyasi ideolojilerden biridir.

Muhafazakarlık, gelişmiş Batılı ülkelerin birçoğunda ve özellikle de İngiltere'de Muhafazakar Parti ve Amerika Birleşik Devletleri'nde Cumhuriyetçi Parti çatısı alanda, iktidar veya ana muhalefet olarak, yani siyasetin iki temel aktöründen birisi olarak varlığını ve etkisini sürdürmektedir.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Muhafazakârlık
2 yıl önce

ihtiyaç olduğuna inanırlar. Liberal muhafazakarlık, liberal duruşlardan güçlü bir şekilde etkilenen muhafazakarlığın bir çeşididir.Bu son iki terim zaman...

Muhafazakârlık, ABD, Akılcılık, Edmund Burke, Fransız Devrimi, Osmanlı İmparatorluğu, Sovyetler Birliği, Troçkizm, Çin, İdeoloji, İngiltere
Kültürel muhafazakarlık
2 yıl önce

Kültürel muhafazakarlık, muhafazakarlığın sosyal yönünü üzerine eğildiğinden sosyal muhafazakarlıkla karıştırılabilir. Ancak sosyal muhafazakarlık, kürtaj...

Siyasi ideolojiler listesi
2 yıl önce

muhafazakârlık Ilımlı Muhafazakârlık Siyah muhafazakarlık Hristiyan demokrasi Latin muhafazakârlığı Monarşizm Yeşil muhafazakarlık Yeni Osmanlıcılık Muhafazakâr demokrasi...

Milliyetçi ve Muhafazakâr Parti
2 yıl önce

Kurucusu Ahmet Reyiz Yılmaz istifa ederek siyasetten çekilmiştir. Parti Muhafazakarlık ve Türk milliyetçiliğini benimsemekte ve merkez sağda yer almaktadır...

Hasidik Yahudilik
2 yıl önce

ultra-Ortodoks ("Haredi") Yahudiliğinin bir alt grubudur ve dini ve sosyal muhafazakarlığı ve sosyal inzivasıyla dikkat çekmektedir. Aksiyon: Hasidik Yahudileri...

Mustafa Rüştü Taşar
2 yıl önce

Refah Partisi Gerçeği[ölü/kırık bağlantı], Taşar Davası, Milliyetçilik Muhafazakarlık Demokrasi Türkiye'nin Düşünce Gündemi adlı 6 kitabı bulunmaktadır. Afyonkarahisar...

Karl Popper
2 yıl önce

felsefesi, sosyalizm/sosyal demokrasi, liberterlik/klasik liberalizm ve muhafazakarlık gibi büyük demokratik-politik ideolojilerin fikirler üzerinde çalıştı...

Karl Popper, 17. yüzyıl felsefesi, 17 Eylül, 18. yüzyıl felsefesi, 19. yüzyıl felsefesi, 1902, 1994, 20. yüzyıl felsefesi, 28 Temmuz, Alfred Adler, Analitik felsefe
George Santayana
2 yıl önce

Reflections on Liberty, Society, and Government. Pragmatizm Naturalizm Muhafazakarlık Lucretius George Santayana çalışmaları – Gutenberg Projesi (İngilizce)...