Nüfusun Değişiminde Etkili Olan Faktörler Nelerdir?

misafir - 8 yıl önce
1. Doğal faktörler: yerşekilleri, iklim, su kanalları , toprak, bitki örtüsü 2. Beşeri faktörler: siyasi, idari, tarihi, askeri, dini 3. Ekonomik faktörler: Tarım, sanayi, turizm, ulaşım, ticaret, yer altı ve yerüstü kaynakları

1. Doğal (Fiziki) faktörler:

a. yerşekilleri: 1. Dağlık ve engebeli yerler seyrek nüfuslu düz arazili sık nüfusludur. 2. Yüksek yerlerde seyrek nüfusludur 3. Türkiyenin dağlarının güney yamaçları bakı durumunda olduğundan daha sık nüfusludur sebebi(sıcak olması) 4. Dağların denize bakan yamaçları çok yağış aldığından daha sık nüfusludur 2-İKLİM:

1. Sıcaklığın:

iklimin sıcak olduğu yerler seyrek nüfusludur, tarımın yapılamamasındandır.

2. Yağış:

Yağış arttıkça nüfus artar istisnalar:toroslarım yüksek kısımları kuzey ana- Dolu dağlarının yüksek kısımları doğu anadoludaki bazı dağlar en ideal iklim ılık ve yağışlı iklimdir.

3. Su kaynakları:

Su kaynaklarının çevresi türkiyenin sık nüfuslu olan yerleridir. Denizlerdir. Kıyı bölgelerimiz sık nüfusludur. Akarsuların kenarları, göllerin kenarları, su kaynaklarına bağlı olarak sık nüfuslu yerlerdir.

4. Toprak:

Tarıma elverişli toprakların bulunduğu yerler sık nüfuslu yerlerdir. Kıyı ovaları, delta ovaları. Vadi tabanı ovaları ve düz araziler toprağa bağlı olarak nüfusludur.

5. Bitki örtüsü:

Bitki örtüsünün sık olduğu yerler yoğun nüfuslu yerlerdir.en çok nüfuslu yerDoğu karadeniz kıyılarıdır. İç bölgelerdeki bozkır ve dağ çayırları alanları hayvanların beslenmesini sağladıkları için nüfusun artmasına sebep olurlar.

2. Beşeri faktörler:

a. Siyasi: örn:hatay b. İdari: örn:ankara bursa edirne istanbul c. Tarihi: örn:[istanbul] edirne bursa d. Askeri: örn:gölcük sarıkamış tuzla e. Dini: örn: mekke kudüs roma efes urfa konya

misafir - 8 yıl önce

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler (Nedenler)

Nüfusun dağılışıyla ilgili faktörleri iki grupta toplamak mümkündür: 1. Doğal çevrenin verimi ve yerleşmeye uygunluğu ile ilişkili faktörler: İklim, su kaynaklan, toprak, yüzey şekli ve maden zenginlikleri; 2. Beşeri faktörler: İnsanların coğrafi çevreye uyum sağlama yetenekleriyle ilgili faktörler, toplumsal ve ekonomik örgütlenme, teknolojik durum, coğrafi konum, tarihsel faktörler. Beşeri faktörleri bazı araştırıcıların "tarihsel faktörler" adı altında da topladıklarına rastlanmaktadır.

Doğal çevre faktörleri:

Bunlar arasında nüfus dağılışını açık bir seçik etkileyen iki faktör iklim ve yüzey şekilleri dikkati çekmektedir. Dünya nüfusunun yaklaşık olarak onda dokuzunun ova ve benzeri düzlüklerde yaşayabilinmektedir. Diğer yandan, yeryüzü karalarının kabaca dörtte biri de yüksek sıcaklık ve az ya da düzensiz yağış koşullarının bir arada neden olduğu kuraklık yüzünden seyrek olarak nüfuslanmıştır. Fiziki coğrafya koşullarının, yeryüzünde nüfusun dağılış ve büyüklüğünün şekillenmesinde genelde egemen olduğu kesindir. Bununla birlikte, çevreci determinist görüşün en güçlü savunucularının da kabul ettiği gibi, çevre elemanlarının (iklim, yer şekilleri, su, toprak, madenler, bitki örtüsü) ne tek ne de bütün olarak ve birbirleriyle uyum halinde nüfus sayısını ya da öteki demografik özellikleri kesin olarak belirlemediği de açıktır. Aslında dünya nüfus dağılışıyla ilişkili olarak belirtilmesi gereken belki de en önemli özellik, söz konusu dağılışın kolay açıklanamadığıdır. Nüfusun yoğun olduğu alanlarla seyrek olduğu alanlar arasında açık çelişkiler vardır. Merkezi ve Batı Avrupa'da ılıman iklim koşullarının yer aldığı kesimlerde tarım dışı ekonomik faaliyetlere bağlı yoğun nüfus topluluklarını değişik tarım sistemlerinin uygulandığı yerlerde de görmek mümkündür. Örneğin geçim türü tarım faaliyetlerinin geniş çapta egemen olduğu Çin ve Hindistan'da olduğu gibi, tarım faaliyetlerinin ileri bir teknikle entansif olarak yapıldığı Batı Avrupa ülkelerinde de yoğun nüfus toplulukları vardır. Her ne kadar topografya, doğal bitki örtüsünün çeşitliliğinin belirginleştirdiği toprak cinsi ve başka fiziksel elemanlar yerleşme koşullarında bölgesel ve yerel farklılıklar yaratıyorsa da, yeryüzünde yerleşme potansiyelini gösteren bir harita yapmak, kuşkusuz, hem güçtür hem de Pierre George'un l959) sözleriyle "biraz keyfi bir iş olur". Aslında böyle bir harita gerçek nüfus dağılışı-yerleşme haritasından çok farklı olacaktır. Yerleşmeye elverişli alanlar içinde nüfusun dağılışı, yerleşmeye elverişsizlik özelliğiyle gerçek yerleşme arasındaki gözle görünür zıtlıklarıyla ve eşitsizlikleriyle şaşırtıcıdır. Yeryüzünde nüfusun yerleşmesi sürekli değildir ve yerleşme açısından düşük potansiyelli ya da potansiyel olmayan bölgelerin yarattığı nispi boşluklarla ayrılmış yoğun nüfuslu bölgelerden oluşur. İnsanın özellikleriyle çevresel faktörler arasında dünya çapında bazı ilişkiler olduğu hâlâ kabul edilmekle birlikte, yakın zamanlarda, insanın özelliklerinin daha çok kültürel faktörlerle şekillendiği görüşü güçlenmiştir. Kuşkusuz, insanların yeryüzündeki dağılışını kısıtlayan bir faktör olarak iklim başta gelir. İnsan fizyonomisi dikkat çeker derecede fiziki çevreye uyum sağlayabilecek yapıdadır. Daha M.S.1500 yıllarında bile. yani insanın çevreye uyum sağlamak için birçok yeni teknik geliştirmeye başladığı ve yeni yeni ekonomik devrimlerin meydana geldiği devrede bile. İnsanın "ekümen"ı ya da "yerleşilebilir dünyası" şaşılacak derecede genişti ve büyük kısmı da şu yi da bu devrede ilkel grupların herhangi biri tarafından kullanılmıştı Gerçekten de, en dağınık biçimde de olsa, yüzeyin çok dik, drenajın kötü olduğu ya da çok kurak yerler dışında kalan, buzla kaplı olmayan her alan yerleşmiş durumdaydı. Aslında o zamanlardan beri yerleşmelerin yayılma alanlarında çok az genişleme olmuştur; Grönland kıyıları, Avrupa'da Alpler Kaliforniya ve Avustralya'nın kurak kesimleri gibi alanlarda devamlı yerleşmenin sınırları genişlemiş; Şili'nin kuzeyi, Alaska, Büyük Sahra'nın bazı kısımları ve Basra Körfezi'nin kurak kıyı kesimleri gibi yaşanması güç yerlerde madencilik faaliyetleri yüzünden yerleşmeler kurulmuştur. Ekimin genişlemesini sağlayan insanların fizyolojik yapılarındaki esneklik deniz seviye sinden 5000 m'ye kadar olan alanlarda yaşayabilmesine de olanak sağlamaktadır. İnsanlar için en acil fizyolojik ihtiyaç oksijen olduğundan, daha üst sınırlarda, kısa süreli bile olsa, yaşayabilmek için özel bir eğitim ve oksijen takviyesi gereklidir. İnsan yaşamı için diğer ihtiyaç yeterli derecede sıcaklıktır. Giyim ve barınak olmaksızın insan -5°C'de bir süre kaldığında ölür. Oldukça yüksek sıcaklıklara kısa bir süre dayanabilirse de, 40°C ve daha yüksek sıcaklık biraz uzun sürerse -nemlilik, rüzgâr ve gölgeye bağlı olarak yine ölümle karşı karşıya kalınır. En uygun sıcaklıklar 10°C ile 30°C arasıdır. Kritik bir derece olan -50°C orta ve yukarı enlemler ile yüksek seviyelerde gerçekleşir. Gün ortası sıcaklığı ve yoğun güneş, birçok subtropikal alanda insanın dayanabileceğinin ötesindedir. Bununla birlikte, yaşama izin vermeyen sıcaklıklar dünyanın buzla kaplı olmayan hemen her yerinde bütün yıl boyunca vuku bulmazlar. Yaşamını sürdürmek için acil ihtiyaçları arasında içilebilir su ve gıda maddeleri de bulunmakla birlikte, insanın beslenme bakımından büyük bir dayanıklılığı vardır ve mutlak çöller dışında, insan, hemen her yerde dayanabilmektedir. Buzullar, yürüyen kumullar, bazı bataklık türleri ve çok kayalık yüzeyler vb. araziler, özellikle teknik olanaklardan yoksun insanlar için yaşanılamayacak ortamlar olabilirler. Fakat bu yeryüzünün yalnızca küçük bir kısmı için söz konusudur. Ancak, buralar da bazı yeni tür faaliyetlerin (turizm ve rekreasyon) gelişmesine ortam oluşturabilmektedirler. Nüfus dağılışı üzerinde toprak türlerinin de etkisi olduğu öteden beri dikkati çekmiştir. Alüviyal topraklar ve delta toprakları genellikle tarım faaliyetlerine çok uygun oldukları için yoğun nüfus toplanmalarına sahne olurken, tarıma az elverişli olan podzol ve lateritlerin bulunduğu alanlar genellikle seyrek nüfusludurlar. Ancak, tarımsal teknolojideki gelişmeler, tarım-fiziksel koşullar ilişkisinde tarım lehine değişikliklere yol açmaktadırlar. Dünya nüfus dağılışı, birçok yerde maden ve enerji kaynaklarının lokasyonundan da büyük ölçüde etkilenmektedir. Örneğin Batı Avrupa'nın nüfus dağılışı haritası, madun kömürü havzaları ve buna bağlı sanayi faaliyetinin yarattığı nüfus toplanma alanlarının dağılışını da yansıtmaktadır. Bir-k durumda bu eski madencilik merkezleri km:'de 1000 kişinin üzerinde yoğunluklara sahiptir. Güney Afrika'nın Rand kesimi, Amerika Birleşik Devletleri'nin Appalaş kömür havzaları, Ukrayna'nın Doneç Havzası ve başı. Birçok alan yerel maden yataklarının işletilmesiyle bağlantılı nüfus toplanma alanlarına örneklerdir. Kuzey Kanada ve Avustralya'nın iç kesimleri gibi yerlerde madenlerin bulunuşu ekümenin sınırlarının çok ötesinde, küçük de olsa, yerleşme yerlerinin oluşmasına yol açmıştır. Ancak, bu etki pazarın talebi, sermaye, işgücünün elde edilebilirliği, ulaşım, üretim maliyeti gibi birbirine bağlı bir dizi faktöre dayandığından, söz konusu yerleşmelerin varoluşları da bu faktörler tarafından belirlenecektir. Yukarıda özetlenen fiziksel etkilerin, bu bakımdan, söz konusu alanın ekonomik, toplumsal ve siyasal koşullarıyla ilişkili olarak değerlendirilmesi gerekir.

2. Beşeri Faktörler

Büyük sanayi ve ilişkili ekonomik faaliyetler ortaya çıkana kadar iklim ve diğer fiziki coğrafya koşullarının etkisi altındaki tarım faaliyetleri nüfus dağılışının sınırlarını çiziyordu. Böylece, belirli bir alandaki nüfus dağılışını etkileyen beşeri faktörlerin başında o alandaki ekonomik faaliyetin türü ve ölçeğinin geldiği söylenebilir. Teknolojik ve ekonomik ilerlemelerle birlikte, ekonomik faaliyetin türü ve ölçeği nüfus yoğunluk ve dağılışının zaman içindeki değişiminin de sorumlusu olmuştur. Sanayi Devrimi öncesinde oldukça düzenli dağılmış olan tarımsal nüfus, sanayileşmeyle birlikte kömür havzaları, enerji kaynakları, ulaşım, haberleşme hatları ve limanlar tarafından kendilerine çekilmiştir. Sanayi Devrimiyle, yüzyıllar boyunca oluşmuş nüfus kalıbının yerini yoğun nüfus toplanmalarının yarattığı bir dağılış kalıbı alınmıştır. Ekonomik faaliyetlerin daha da farklılaşması ve gittikçe karmaşıklaşmasının nüfus dağılışını da daha düzensizleştirdiği ve eşitsizleştirdiğini söylemek doğru olacaktır. Nüfus dağılışı üzerinde insanla ilgili faktörlerden göçlerin de büyük etkisi olduğu daha önce belirtilmişti. Özellikle kitlesel büyüklükte uluslararası göçler ve ülkelerin içinde gerçekleşen iç göçler bazen nüfusun yeniden dağılışına kadar götürebilmektedir. Tarihsel süreçler de, göçler gibi, nüfus dağılışının oluşmasında etkilidirler. Yeni yerleşme alanlarında yerleşme tarihi nüfus dağılışının bugünkü durumunu belirlemiştir. Örneğin Avustralya'da yerleşmenin dünyanın diğer yerlerine göre yeni oluşu, nüfusun birikerek yoğunlaşmasına (yoğunluk km kare'de yalnızca 2.3'dür) ve ülkede nispeten düzenli bir kalıp oluşabilmesine olanak sağlamamıştır. Buna karşılık, Hindistan'daki yüksek nüfus yoğunluğu, burasının uzun bir uygarlık geçmişine sahip ve binlerce yıldır kullanılan bir alan olmasının da kısmen bir sonucudur. Ancak, uzun yerleşme tarihinin mutlaka yüksek nüfus yoğunluklarına sahip olunacağı anlamına gelmediğini de vurgulamak gerekir. Geçmişte dünyanın yoğun nüfuslu zengin olan bazı kesimlerinin şimdi çok seyrek nüfuslu alanlar oldukları da gözlemlenmektedir: Kuzey Afrika'nın bazı kısımları, Mezopotamya ve Yukatan Yarımadası ve Doğu Sirilanka bunlara birkaç örnektir.

misafir - 8 yıl önce

Nüfus dağılışını etkileyen faktörler

1. Doğal Faktörler (Fiziki) 2. Beşeri Faktörler

1. Doğal Faktörler (Fiziki):

- Yeryüzü şekilleri - : Dağların uzanış yönü - : Eğim - : Bakı - : Yükselti - İklim - : Yağış ve sıcaklık - Su kaynakları - Kara ve denizlerin dağılışı - Jeolojik yapı ve toprak çeşitleri - Bitki örtüsü

2. Beşeri Faktörler

- Bilim ve teknolojideki gelişmeler - İç ve dış göçler - Ulaşım - Ekonomi - : Turizm - : Sanayi - : Ticaret - : Tarım - : Hayvancılık - : Madencilik - : Ormancılık - : Balıkçılık

Ug uf - 2 yıl önce
F fy

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Kentleşme
2 yıl önce

tanımlanmaktadır. Kentleşme, kente göç eden bireyin ya da kentte ikamet eden nüfusun değişim sürecini oluşturur ve sosyal, kültürel, ekonomik özellikleri ile ele...

Kentleşme, Kentleşme
Gut
2 yıl önce

Akut artrit vakasının tetiklenmesinde önemli olduğu düşünülen diğer faktörler soğuk sıcaklıklar, ürik asit düzeylerinde hızlı değişiklikler, asidoz...

Gut hastalığı, Ağrı, Hastalık, Protein, Ürik asit
Ebeveyn
2 yıl önce

davranışlarının etkilerini anlamlandırmada oldukça etkili olmuştur. Ebeveyn tutum çalışmalarının öncü isimlerinden biri olan Baumrind (1971), ebeveynlik stilleri modelini...

Ebeveyn, Aile, Anne, Baba, Sosyoloji, Taslak
Diyabet
2 yıl önce

Daha erken yaştaki taramalar, diyabet için risk faktörü (obezler, ailesinde diyabet hikâyesi olanlar ve çeşitli etnik kökenlerden gelen kişiler gibi)...

Diyabet, Doktor, Hastalık, Kan, Kronik, Nurculuk, İnsülin, ޞeker, Madde taslağı, Tıbbi sorumluluk reddi
Küresel ısınma
2 yıl önce

20 kat daha etkili metanın açığa çıkmasını sağlar. Yine iklim düzensizliği ve kuraklık, bazı bölgelerde önemli bir karbon yakalayıcısı olan orman örtüsünü...

Isınma, Atmosfer, Sera etkisi, Sera gazları, Sıcaklık, Dünya, Karbondioksit, NASA
Majör depresif bozukluk
6 yıl önce

antidepresan olan bupropiyona geçiştir. Venlafaksin, eylem mekanizması farklı olan bir antidepresan türü, SSRIlerden bir miktar daha fazla etkili olabilir...

Maya Uygarlığı
2 yıl önce

sınıfının ilahi konularda etkili olamadığını ortaya koymuş ve otoriteleri zayıflayan din adamları kıtlıktan ve yaşam için elzem olan maddelerden yoksun kalmalarından...

Mayalar, Tüylü yılan, 1702, Alaska, Altın, Arkeolog, Astronomi, Ayin, Aztek, Belize, Bilim, Piramit