Osman Nihad Akın

Kısaca: OSMAN NİHAD AKIN (1905-1959)Çok tanınmış bestekârlarımızdandır. Çorlu eşrafından Osman Bey-zâde Nihad Bey'in oğlu, mâruf edip ve yazarlarımızdan Ahmet Rasim'in de torunudur.1905 senesinde, Bakırköy'ünde dünyaya gelen bu afacan çocuktaki mûsikî kabiliyetini, ortaokula gittiği sıralarda , kendisine mûsikî hocalığı yapmış olan piyanist Sadri Bey sezmiş ve kendisiyle yakından ilgilenerek okuldan mezun oluncaya kadar, ona iyi denecek kadar piyano çalmasını da öğretmiştir. ...devamı ☟

OSMAN NİHAD AKIN (1905-1959)

Çok tanınmış bestekarlarımızdandır. Çorlu eşrafından Osman Bey-zade Nihad Bey'in oğlu, maruf edip ve yazarlarımızdan Ahmet Rasim'in de torunudur.

1905 senesinde, Bakırköy'ünde dünyaya gelen bu afacan çocuktaki musiki kabiliyetini, ortaokula gittiği sıralarda , kendisine musiki hocalığı yapmış olan piyanist Sadri Bey sezmiş ve kendisiyle yakından ilgilenerek okuldan mezun oluncaya kadar, ona iyi denecek kadar piyano çalmasını da öğretmiştir.

Ele avuca sığmayacak derecede yaramaz ve haşarı olan Osman'la başa çıkamayacaklarını anlayan ailesi, onu küçük yaşta yatılı okula vermişti. Halbuki Sadri Bey'in gayesi, Osman'ı Viyana'ya göndertmek, ona musiki tahsili yaptırtmaktı. Sadri Bey, buna muvaffak olamadı.

Osman Nihad'ın , Türk Musikisi repertuarına sunduğu eserlerdeki orijinaliteye dikkat edecek olursanız, onlarda , gelmiş geçmiş bestekarlarımızda az rastlanan bambaşka bir eda, ayrı bir çeşni bulursunuz. Mistik ve romantik okulun tamamen dışında kalan Osman Nihad, kendi ruhundan başka, hiçbir tesirin altına girmeyecek kadar saf ve temiz kalmış nağmelerinde, tabiilikten asla ayrılmamıştır.

Cenab-ı Hakkı'n, ona ihsan ettiği müstesna musiki kabiliyetinden başka, her biri birer berceste mısra halinde dillerde dolaşan şiirleri de Osman Nihad'ın, ayrı bir kıymet tarafıdır.

Osman Nihad, dedesinin emirlerini yerine getirerek, evvela iktisat eğitimini tamamladı ve ancak ondan sonra, musiki ile fiilen uğraşmağa başladı. Dar bir imkan çerçevesi içinde , tek başına çalışmağa mecbur kalan genç sanatkar, bütün vakitlerini piyanosunun başında geçiriyor, yaptığı eserleri kendisine çok yakın bulduğu bir arkadaşına, Kadıköylü Dr. Talha Bey'e çalıp söylüyordu. O derecede de mahçup ve çekingen bir hali vardı.

Osman Nihad'a, bir ara Leon Hancıyan da ders vermeye başladı. Fakat , o aldığı her dersten sonra;öğrendiği usul ve makamda bir eser besteleyerek hocasına götürüyor; Leon Hancıyan Bey'i, hayretten hayrete düşürüyordu. Basit güfteler üzerinde yaptığı bu beste denemeleri çok ümit verdiği için Leon Hancıyan, Ahmed Rasim nezdinde yeni bir teşebbüse girişti. Osman Nihad'ın dinleyici sıfatıyla dahi olsa, İtalyan konservatuarlarında birine devam etmesinin çok yerinde bir hareket olacağını söyledi. Bu teşebbüsten bir netice çıkmayınca, sanatkar, hayatını kazanmak için memuriyete intisab etmeğe mecbur oldu.

İlk bestesi “Ne müşkilmiş seni sevmek, sana yar olmak”güfteli Suznak makamındaki şarkısıdır. Kendisinin söylediğine göre dedesi bir gün yanına çağırarak bir şeyler okumasını söylemiş. Osman Nihat Akın bu eserini okuyunca, çok beğenen Ahmed Rasim Bey, kimin olduğunu sormuş. Kendi eseri olduğunu söylemeye cesaret edemeyerek Hacı Ârif Bey’in olduğunu söylemiş. Duygulanarak gözleri dolan Ahmed Rasim Bey “-böyle bir eseri ancak o yapabilir” diye söylenmiş. şarkısının beğenildiğinden cesaret alınca dedesine gerçeği anlatmış, buna çok kızan dedesi “-düzenbaz, yalancı”diyerek bastonla kovalamış.

Osman Nihad'ı , memuriyet safında, çeşitli vazifelerde, müdürlük, müfettişlik ve yazarlık hayatından da tanıyoruz. Dürüstlüğü, açık söz ve açık kalpliliği ile, etrafında geniş bir muhit ve sempati yaratan sanatkarın rind meşrep bir hali vardı.

Geniş ansiklopedik bilgisi sayesinde, her konuda yazılar, fıkralar, makaleler yazdığı gibi, kendine has olan zarif nükte ve buluşlarıyla Osman Nihad, basın aleminde de, kendine şöhret yapmağa muvaffak olmuş artist kalemlerimizden biriydi. İnandığı davaların müthiş bir savunucusu ve takipçisiydi.

Zor problemleri basite indirgemek hususundaki kabiliyeti sayesinde, ekonomi ve işletme ekonomisi konusundaki dersleri, talebe camiasındaki büyük bir alaka ve sempati ile karşılandığı gibi klasik eğitim yerine, yaşanılan hayattan bulup çıkardığı örneklerle ders verişi, hocalık hayatındaki başarının sırlarından birini teşkil ettiği için talebeleri ona "Naylon Profesör" ismini takmışlardı.

Osman Nihat Akın’ın çoğu popüler olmuş, tanınmış ses sanatkarları tarafından plaklara okunmuş, otuz sekiz kadar şarkısı bilinmektedir. Bunlardan “Yine bu yıl ada sensiz içime hiç sinmedi”adlı Nihavend şarkıyı, tarihçi Ahmed Refik Altınay’ın ölümü üzerine bestelemiştir.

Hazırlayan:Tahir AYDOĞDU Kaynaklar: Türk Musikisi Tarihi. . . . . . Dr. Nazmi ÖZALP Bizim Yıldızlar Ansiklopedisi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.