Romeo ve Jüliet

Kısaca: Çok uzun zamandan beri öneminden birşey kaybetmeyen Shakespeare'in en iyi oyunlarından olan Romeo ve Jüliet olay örgüsü bakımından her yerde yaşanan bilinen bir aşk hikayesini anlatır. Birbirlerine düşman iki ailenin, çocuklarının birbirlerine olan aşklarını ele alır. ...devamı ☟

Çok uzun zamandan beri öneminden birşey kaybetmeyen Shakespeare'in en iyi oyunlarından olan Romeo ve Jüliet olay örgüsü bakımından her yerde yaşanan bilinen bir aşk hikayesini anlatır. Birbirlerine düşman iki ailenin, çocuklarının birbirlerine olan aşklarını ele alır. İlk bakıldığında basit ve çok fazla işlenmiş gibi gözüken bu konu Shakesreare tarafından ele alınmış olmasından kaynaklanan, gerek anlatımdaki zenginlik, gerek şiirsellik ve dilin mükemmel kullanım açısından bakıldığında kendini belli eden ve ön plana çıkan ve günümüzde bile hala özelliğini yitirmemiş bir oyun olarak dünyada yerini alıyor.

Romeo ve Jüliet tipik bir rönesans oyunudur. Rönesans'ın etkilerini Shakespeare'in bir çok oyununda gördüğümüz gibi bu oyunda da görebiliriz. Her ne kadar bunlara dikkat ederek ve üstlerinde çalışarak oyuna yerleştirmemiş olsada bu etkileri görebiliriz.

Rönesans'ın o döneme etki eden özelliklerinden biride ön plan ve gerideki derin hacim arasındaki dramatik uyumsuzluktur. Bu oyunda da Mercutio karakteri, olay örgüsü içinde uyumsuz bir öğedir. Bu sebeple sahneden oldukça çabuk ayrılır. O Verona'da olup bitenlerin kurgusuna uymaz onu için bu kurgunun dışında kalır, "Tanrı belelarını versin her iki aileninde" der ve ölür. Bu uyumsuzluk Shakespare'in olgunluk döneminde kesin ve anlamlı bir uyuma dönüşmüştür.

Shakespeare bu oyunda ışığı sahnelerin ayrıştırılmasında ustaca kullanmıştır. Romeo ve Jüliet'in birlikte olduğu sahnelerde meşalelerle aydınlatılmış ve loş bir ışıkla ayışı ve yıldızlı gece gibi mekanlar yaratılırken, Romeo ve Jüliet'in ayrı oldukları ve başka insanlarla oldukları sahnelerin fazla ışık altında oynanıp gün ışığının hakim olduğu mekanlar yaratılmak iştenmiştir.

Oyunda, Romeo gittiği bir baloda görmüş olduğu Jüliet'e aşık olur. Romeo'da Jüliet için gecenin içinde bir gün ışığıdır. Birbirleeri için umut ışığı olan bu iki kişi birbirlerine aşık olurlar. Ve Romeo Jüliet'ten söz ederken şöyle der;

   "Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,
   Yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan:
   Biz dönünceye dek siz arıldayın diye.
   Gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde;
   Utandırırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı,
   Gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı."


Jüliet'te Romeo'yu beklerken geceye şöyle der;

   "Bana Romeo'mu ver; sonra öldüğünde
   Al da küçük yıldızlara böl onu;
   Onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki,
   Bütün dünya gönül verip geceye,
   Tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe."


Romeo ve Jüliet'in birbirlerine çeşit çeşit ışık imgeleriyle seslenmelerinin sebebi ışık özlemleri ve oyun boyunca beraber oldukları sahnelerde ayrı ışıkta olmalarının sonucudur. Bu oyun yarı ışıkta kalmış ve gelecekleri olmayan genç aşıkların tragedyasıdır.

Romeo ve Jüliet tragedyası, yüceltilmiş diline, romantik atmosferine karşın insan ilişkilerini gerçekçi bir anlayışla ortaya çıkaran büyük bir sahne şiiridir.

misafir - 8 yıl önce
siddetle baslayan hazlar siddetle son bulurlar. ölümleri olur zaferleri öpüsürken yok olan atesle barut gibi... william s.´´den (bir yaz gecesi rüyasi)

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.