Sabahatttin Ali

Kısaca: Toplumcu gerçekçi öykü ve roman yazarı Sabahattin Ali 2 Nisan'da Kırklareli'nin Sazara köyünde öldürüldü. 1907'de Gümülcine'de doğan Sabahattin Ali İstanbul Öğretmen Okulu'nu bitirdi (1927). ...devamı ☟

Toplumcu gerçekçi öykü ve roman yazarı Sabahattin Ali 2 Nisan'da Kırklareli'nin Sazara köyünde öldürüldü. 1907'de Gümülcine'de doğan Sabahattin Ali İstanbul Öğretmen Okulu'nu bitirdi (1927). Yozgat'ta öğretmenken Milli Eğitim Bakanlığı'nca Almanya'ya gönderildi (1928); Berlin ve Potsdam'da iki yıl öğrenim gördü. Aydın, Konya ve Ankara' da Almanca öğretmenliği yaptı; Aydın' dayken yıkıcı propaganda yaptığı gerekçesiyle 3 ay hapis yattı. 1932' de bir toplantıda okuduğu şiirde Mustafa Kemal'i yerdiği öne sürülerek yeniden tutuklandı; bir yıl Konya ve Sinop cezaevlerinde yattı. Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi'nde, Neşriyat Müdürlüğü'nde çalıştı; Ankara Devlet Konservatuvarı'nda çevirmenlik ve dramaturgluk yaptı. İçimizdeki Şeytan (1940) adlı yapıtında Turancı Türkçü yazar ve bilim adamlarını çağrıştıran tiplemeler bulunduğu ve bunları yerdiği gerekçesiyle Cemil Sait Barlas ve Rasin Tümtürk tarafından hakkında hakaret davası açıldı. Bunun da etkisiyle Orhun dergisi sahibi Nihal Atsız, Sabahattin Ali'yi komünistlik ve vatan hainliğiyle suçladı; Sabahattin Ali, Atsız'ı mahkemeye verdi (1944). Dava, Atsız'ın 4 aya hüküm giymesiyle sonuçlandı. Bir süre sonra sol görüşlü olduğu gerekçesiyle bakanlık emrine alındı (1945). Kendisine yönelen baskılar karşısında istifa ederek İstanbul'a yerleşti; Aziz Nesin'le birlikte Markopaşa dergisini çıkarmaya başladı (1946). Dergideki bir yazı nedeniyle Markopaşa kapatılınca, Merhumpaşa'yı çıkardı. 1947' de basılan Sırça Köşk adlı öykü kitabı Bakanlar Kurulu kararıyla toplatıldı. Mehmet Ali Aybar'la, İzmir' de basılan Zincirli Hürriyet adlı dergiyi yayımladı. Bir süre sonra matbaa saldırıya uğrayınca derginin yayınına son verildi. Barlas'ın İçimizdeki Şeytan nedeniyle açtığı davadan 3 aya hüküm giydi. Cezasının bitiminde yazın hayatından uzaklaşarak taşımacılık yapmaya başladı. Tek parti yönetiminin baskılarından uzaklaşmak için bir süre yurtdışında yaşamak istedi. Yurt dışına çıkması engellendiğinden Bulgaristan sınırını geçmek üzere Ali Ertekin adlı bir kılavuzla anlaştı. Ordudan atılmış bir astsubay olan Ertekin geçimini yurtdışına adam kaçırarak sağlıyor, öte yandan Milli Emniyet adına ajanlık yapıyordu. Resmi açıklamalara göre Ertekin “milli hislerini tahrik ettiği için” Sabahattin Ali'yi başına sopayla vurarak öldürdü. Ertekin 28 Aralık'ta tutuklandı ve Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı. Yaptırımı 18-24 yıl olan adam öldürme suçundan, “milli hisleri tahrik” gerekçesiyle cezası indirilerek 4 yıla hüküm giydi (15 Ekim 1950). Aynı yıl çıkarılan af yasasıyla serbest. kaldı. Sabahattin Ali'nin Kırklareli'nde Milli Emniyet tarafından sorgulanırken işkence sonucu öldüğü ve Ertekin'in paravan olarak kullanıldığı, özellikle yazarın yakın çevresinde yaygın bir kanıysa da bugüne değin kanıtlanamadı. Anadolu insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni boyutlar kazandırmış bir yazar olarak nitelenen Sabahattin Ali konularını toplumsal eşitsizlikten, Anadolu halkının yaşantısı ve sorunlarından, ezilen insanın acılarından, kentlilerin Anadolu'ya bakışından alan birçok öykü ve roman yazdı. Kuyucaklı Yusuf (1937) gerçekçi Türk romanının en özgün ve başarılı örneklerinden biri olarak değerlendirildi. İçimizdeki Şeytan (1940), Kürk Mantolu Madonna (1943) adlı romanlan yanında Değirmen (1935), Kağnı (1936), Ses (1937), Yeni Dünya (1943), Sırça Köşk (1980) adlı öykü kitapları, Kurbağanın Seranadı-Öteki Şiirler (1983) adlı bir şiir kitabı ve Esirler (1966) adlı bir de oyunu vardır.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.