Seyyid Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselamın torunu hazret-i Hüseyin'in çocuklarına, onun neslinden, soyundan gelenlere verilen isim. Seyyid kelimesinin lügat manası “efendi” demektir. Çoğulu Sadattır. Peygamber efendimiz, Cuma gününe “günlerin seyyidi”, hazret-i Hasan ile Hüseyin'e ise “Cennet gençlerinin seyyidleri” buyurmuştur. Peygaber efendiizin mübarek nesli, kızı hazret-i Fatıma ile çoğaldı. Hazret-i Hasan'ın soyundan gelenlere ise şerif denir. Seyyid ile şeriflere genel olarak Peygamber efendimizin çocukları, torunları manasına evlad-ı Resul denir. Hazret-i Hasan ile hazret-i Hüseyin Peygamber efendimizin mübarek kerimesi (kızı) hazret-i Fatıma'nın oğullarıdır. Hazret-i Fatıma ile kıyamete kadar gelen çocuklarına Ehl-i beyt denir. Peygamber efendimizle birlikte hazret-i Ali, hazret-i Fatıma, hazret-i Hasan, hazret-i Hüseyin'in hepsine Ehl-i aba denir. Bir günPeygamber efendimiz hazret-iAli, hazret-i Fatıma, hazret-i Hasan ve hazret-i Hüseyin'i abaları ile örterek; “İşte benim Ehl-i abam bunlardır. Ya Rabbi! Bunlardan kötülüğü kaldır, hepsini temiz eyle.” buyurdu.
İslamiyetin ilk zamanlarında Ehl-i beytten olanların hepsine şerif denilirdi. Daha sonra Mısır'daki Abbasi halifeleri zamanında Hasan radıyallahü anhın evladına (çocuklarına) şerif denilerek beyaz sarık, hazret-i Hüseyin'in evladına seyyid ismi verilerek yeşil sarık sarmaları uygun görüldü. Bu mübarek sülaleden (soydan) doğan çocuklar iki şahitle hakim huzurunda kaydedilirdi.
İslam devletlerinde her devirde Peygamber efendimizin mübarek neslinden gelenlere çok hürmet gösterilirdi. Osmanlı Devletinde bu durum daha açık görülür. Osmanlı sultanlarının seyyidlere ve şeriflere hususi sevgi ve hürmetleri vardı. Bu sebeple Osmanlı Devletinde onların işlerine bakan ayrı bir teşkilat vardı. Burada, seyyid ve şerif olanlar iki şahitle hakim huzurunda kaydedilir, doğum ve vefatları deftere geçirilirdi. Böylece seyyid ve şerif olmayanların bu mübarek nesil (soy) ile karışmaması temin edilirdi. Ayrıca onların, kendilerine layık olmayan işlerde çalışmalarına, bu mübarek sülaleden olan hanımların dengi olmayanlarla evlenmelerine izin verilmezdi. Onların her türlü hakları korunurdu.
Bu teşkilatın başında bulunan zata Nakib-ül-Eşraf denirdi. Seyyid ve şeriflerin umumi bir velisi durumundaydı. Bu sebeple Nakib-ül-Eşrafa çok hürmet olunurdu. Merasimlerde, devlet adamlarından önde gelirdi. Padişahlara kılıç kuşatanları olduğu gibi, duaları makbul sayıldığı için, kılıç kuşatma sırasında duaları ekseriyetle bunlar yapardı.
Seyyid ve şeriflere rahat ve huzur içerisinde yaşayacakları her türlü hizmet yapıldı. Onlar her çeşit vergiden muaf tutuldu. Bu hususta kendilerine berat dahi verildi.
Osmanlılar zamanında Halep'te seyyidlere ve şeriflere mahsus bir mahkeme vardı. Seyyid ve şeriflerin bütün evladları(çocukları) orada kayıtlı olup, yalancılar seyyidlik iddia edemezdi. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid Han zamanında Mason Reşid Paşa, İngilizlerin emriyle bu mahkemeleri kaldırdı. Soysuz ve mezhepsiz olanlara da seyyid denildi. Uydurma acem seyyidleri her tarafa yayıldı.
Van ile Hakkari arasında Ünlü İrisan Beyleri, Abbasi halifeleri evladından olup, Hülagu katliamından kurtulan bir yavrudan çoğalmışlardır. Bugün memleketimizin her tarafında Eshab-ı kiram evladı ve seyyidler vardır. Hata ve kusurları olsa bile seyyidlere ve şeriflere hürmet etmek, kalple, bedenle, malla yardım etmek, hürmet göstermek, haklarını gözetmek ve onları her zaman sevmek lazımdır. Bu sevgi ve hürmet insanın son nefeste imanla ölmesine sebep olur.
İslam alimlerinin büyüklerinden İmam-ı Şafii hazretleri bir gün talebelerine ders verirken bir ara ayağa kalktı. Bir müddet sonra yine oturdu. Biraz sonra tekrar kalkıp oturdu. Bu hal on defa tekrarlandı. Talebeleri arada bir kalkıp oturmasının sebebini sorduklarında; “Seyyidlerden bir çocuk kapının önünde oynuyor. Oynarken kapının önünden gelip geçiyor, onu görünce hürmet için ayağa kalkıyorum. Resulullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) torunu ayakta dururken oturmak reva değildir.” diye cevap verdi.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Seyyidler
- Hz.Fatıma
- Hz.Hüseyin
- Hz.Zeynep
- Hz.Ümmü Külsüm
- Hasanu'l-Müsenna
- İmam Zeynelabidin
- İmam Muhammed Bakır
- İmam Zeyd
- İmam Cafer-i Sadık
- İmam İsmail
- İmam Nefsü Zekiyye
- İmam Musa Kazım
- İmam Ali Rıza
- İmam Muhammed Taki
- İmam Hasan el-Askeri
- Abdülkadir Geylani
- Seyyid Burhaneddin
- Emir Buhari
- Somuncu Baba
- Hacı Bektaş-ı Veli
- Şeyh Safiyyuddin Erdebili
- Abdülkadir Cezayiri
- Seyyid Cemaleddin
- Abdulhakim Arvasi
- Ruhullah Humeyni
- Hacı Hasan Efendi
- Muhammed Raşid Erol
- Seyyid Ali Hameney
- Salih Mirzabeyoğlu
- Muntazar Mehdi
Kaynaklar
Vikipedi
Büyük Müderris Seyyid Molla Ali Kosewi - 2 yıl önce
Seyyid - 2 yıl önce