Sibirya Ekspresi

Kısaca: ''Sibirya Ekspresi'' 2008 ABD yapımı neo-noir tarzında bir psikolojik gerilim filmidir. Özgün adı ''Transsiberiandır. İlk gösterimi 18 Ocak 2008 tarihinde ABD'de Sundance Film Festivali'nde yapılan film, 13 Nisan 2008'de İstanbul Film Festivali'nde de gösterilmişti. Birçok başka festivalde daha gösterildikten sonra nihayet 18 Temmuz 2008'den itibaren New York'ta sinemalarda gösterilmeye başlamıştı. ...devamı ☟

Sibirya Ekspresi 2008 ABD yapımı neo-noir tarzında bir psikolojik gerilim filmidir. Özgün adı Transsiberian'dır. İlk gösterimi 18 Ocak 2008 tarihinde ABD'de Sundance Film Festivali'nde yapılan film, 13 Nisan 2008'de İstanbul Film Festivali'nde de gösterilmişti. Birçok başka festivalde daha gösterildikten sonra nihayet 18 Temmuz 2008'den itibaren New York'ta sinemalarda gösterilmeye başlamıştı. Öykü ABD’li bir çift olan Roy ve Jessie Çin’deki bir Hristiyan kilisesine gönüllü olarak yardım ettikten sonra Çin’den Moskova’ya Trans-Sibirya treniyle geçmeye karar verirler. Çok sosyal ve arkadaş canlısı olan Roy, trende aynı kompartımanda kaldıkları diğer çift olan İspanyol Carlos ve kız arkadaşı Amerikalı Abby ile hemen kaynaşır. Biraz asosyal olan eşi Jessie ise dünyayı gezen çifte karşı aynı sıcaklığı göstermez. Yolculuk ilerledikçe Carlos, Jesie’ye çantasında taşıdığı hediye matruşka bebeklerini gösterir. Tren İrkutsk istasyonunda mola verince etrafı gezmeye inen Jessie, tren hareket edince Roy’un trende olmadığını farkeder. Jessie bir sonraki istasyonda inip eşini beklemeye karar verir, Carlos ve Abby de onu yalnız bırakmamak için inerler. Otele yerleşen yolcular akşam yemek yerlerken Jessie Carlos’a matruşkalardan bahseder, bu sohbete kulak misafiri olan Abby öfkeyle masadan ayrılır. Jessie, Carlos’a Abby’nin iyi bir kız olduğunu söyler ve kendi karanlık işlerine bulaştırmamasını ister. Ertesi sabah Carlos Jessie’nin kapısını çalar ve odasındaki duşun çalşımadığını, onun odasında duş almaya geldiğini söyler. Bu sırada Jessie otel resepsiyonundan bir telefon alır ve eşiyle ilgili bir gelişme olduğu için resepsiyona iner, Carlos odasında yalnız kalır. Telefondaki eşidir, treni kaçırdığı için özür diler ve akşamüstü saat 4 treniyle oraya geleceğini bildirir. Beklerken Carlos Jessie’ye yakınlardaki bir tarihi kiliseyi görmeleri için ikna eder ve yola çıkarlar. Vahşi doğanın içinde kendilerini bulan ikili karlarla kaplı bir patikadan ve orman içinden geçerek ıssız bir vadideki kiliseye ulaşırlar. Fotoğrafçı olan Jessie vahşi doğanın ve bu arada Carlos’un fotoğrafını çeker. Kilisenin içindeyken kendisine kur yapan Carlos’a olumlu cevap veren Jessie ile Carlos bir anda ateşli bir şekilde öpüşmeye başlarlar. Ancak eski ve harap kilisenin çatısından bir kalas yere düşer ve Jessie kendine gelerek durur. Carlos Jessie’nin peşini bırakmaz ve oradan ayrılmak isteyen kadını takip eder. Boğuşma sırasında Jessie eline geçirdiği bir sopayla Carlos’un başına vurarak onu orada öldürür. Şehirden uzaktaki köye geldiği araçla döner ve yolcular onun sarsılmış halini ve kan olmuş elbisesini fark etseler de sorunsuzca oteline döner. Roy trenden iner ve evli çift birbirine kavuşur. Roy yeni kompartman arkadaşlarıyla da arkadaş olmuştur. Grinko, özel detektiftir, Vladivostok’dan Moskova’ya konferans için seyahat etmektedir. Kompartmana yerleşen Jessie çantasını açınca Carlos’un matruşkalarını bulur ve korkuya kapılır. Yolculuğun başından beri trende uyuşturucu aramaları yapılmakta, polis köpekleri her yerde gezmektedir. Jessie oteldeyken resepsiyona indiğinde Carlos’un bebekleri çantasına koyduğunu anlar. Carlos bu bebeklerin içinde eroin kaçakçılığı yapmaktadır. Bu çantadan kurtulmaya çalışan Jessie bunu başaramaz ve eşiyle konuşup kompartmanlarındaki detektiflere durumu anlatmaya karar verirler. Grinko ve beraber yolculuk yaptığı polis arkadaşı Kolzak bebekleri inceler ve gerçekten içlerinde eroin olduğunu anlarlar. Olayı örtbas edeceklerini söyleyerek onları rahatlatan Grinko ve Kolzak kompartmanı ararlar. Bu sırada Jessie’nin dijital fotoğraf makinasına bakan Grinko, Jessie’nin Carlos’un kilise önündeyken çektiği fotoğrafı görmez. Ertesi sabah uyandıklarında tuvalete gitmek için diğer vagona gitmeye çalışan Jessie ara kapıyı açınca diğer bütün vagonların söküldüğünü görür. Trende sadece onlar ve Grinko ile Kolzak vardır. Bunların polis değil tam tersine uyuşturucu çetesinin üyeleri olduğu anlaşılır. Treni yoldaki bir sığınak kompleksinin yanına getiren Grinko ve Kolzak burada Jessie ve Roy’u sorgularlar. Sorgulandıkları yerde ise Abby, işkence yapılmış bir şekilde yarı ölü yatmaktadır. Öldürüleceklerini anlayan Jessie ve Roy son bir hamle yaparak tekrar trene binip kaçmaya çalışsalar da yakalanırlar ancak arkadan gelen trenin çarpması sonucu planlar alt üst olur. Çarptıkları tren askeri trendir. Askerlerin olay yerine geldiklerini gören Grinko, silahını çıkarır ve Kolzak’ı oracıkta vurur. Gelen askerlere kendisini polis olarak tanıtır ve 2 rehine Amerikalıyı mafyanın elinden kurtardığına ikna ederek oradan ayrılır. Baygın haldeki Jessie ve Roy Grinko’nun kaçmasına engel olamazlar. Hastaneye kaldırılan Abby’yi ziyaret eden Jessie, Carlos’u öldürdüğü yeri ona söyler. Yolculuklarını tamamlayarak uçakla ülkelerine dönen çiftimizden sonra Abby’yi görürüz. Olay yerine gider. Carlos’un ceketinin cebinden deste deste para çıkmaktadır. Oyuncu Kadrosu Yapım Senaryosu Brad Anderson ve Will Conroy tarafından yazılan filmde başrollerde Bem kingsley, Woody Harrelson, Eduardo Noriega, Emily Moritmer, Thomas Kretschmann ve Kate Mara rol alır. Film Beijing’den Moskova’ya kadar uzanan Trans Sibirya Demiryolu tren hattında çekilmiştir. Çekimler Aralık 2006’da Litvanya’da başlamıştır. Eleştiriler Film genellikle olumlu eleştiriler almıştır. Rotten Tomatoes adlı internet siresinde %89, Internet Movie Database sitesinde ise 7.2/10 olarak değerlendirilmiştir. İyi bir gerilim filmi olarak değerlendirilen eser Eylül 2008 itibarıyla 1 milyon doların üzerinde gişe hasılatı yapmıştır. Ayrıca bakınız *Trans Sibirya Demiryolu Kaynaklar

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.