Su Sporları

Kısaca: Su Sporları Açık denizde, havuzda, nehir ve göllerde değişik gayelerle yapılan sporlara verilen isim. Su sporları genelde su üzerinde ve su altında yapılanlar olmak üzere, iki ayrı grupta incelenirler. Su üzerinde, yüzme, su kayağı, su topu, yelken, kürek, yatçılık, sörf gibi sporlar yapılır. Su altında da birçok değişik şekilde spor yapma imkanı olmakla beraber, bu tür sporların en mühimleri dalıcılık ve denizaltı avcılığıdır. Yüzme: Su sporlarının en eskisi ve en önemlisidir. İnsanlı ...devamı ☟

Su Sporları Açık denizde, havuzda, nehir ve göllerde değişik gayelerle yapılan sporlara verilen isim. Su sporları genelde su üzerinde ve su altında yapılanlar olmak üzere, iki ayrı grupta incelenirler. Su üzerinde, yüzme, su kayağı, su topu, yelken, kürek, yatçılık, sörf gibi sporlar yapılır. Su altında da birçok değişik şekilde spor yapma imkanı olmakla beraber, bu tür sporların en mühimleri dalıcılık ve denizaltı avcılığıdır.

Yüzme: Su sporlarının en eskisi ve en önemlisidir. İnsanlığın yaratılışından beri mevcut olduğu söylenebilir. Açık deniz yüzücülüğü, havuz yüzücülüğü gibi türleri vardır. (Bkz. Yüzme)

Su topu: 30x20x1,80 m boyutlarındaki havuzlarda, 450 gramlık toplarla, yedişer kişilik takımlar arasında oynanır. Kaleler 300x90 cm ebadındadır. Topu alan oyuncu 35 sn'de topu savurmak mecburiyetindedir. Oyun, beşer dakikalık dört devreden müteşekkildir. Devreler arası iki dakika mola verilir Oyuncular darbelerden korunmak için başlık giyerler. Su topu, sporlar arasında sertlik bakımından rugby'den sonra gelir.

Kürek: Eller vasıtasıyla kürekleri suda hareket ettirerek teknenin yürütülmesini gaye edinen bir su sporudur. Tarih boyunca, kürek çekme işinden ulaşım sahasında faydalanılmış. İlk kürek yarışı ise Ağustos 1716'da İngiltere'de Thames Nehri üzerinde yapılmıştır. Günümüzde her sene dünyanın birçok yerinde kürek müsabakaları yapılmaktadır. Kürek sporu yer bakımından her türlü suda yapılmaya müsaittir. Bu spor dalında umumiyetle “gigbot, yarış gigbotu, skif” gibi üç tip tekne kullanılır. Kürekler de esnek “Kanada” veya “Balkan” ladinlerinden yapılır. Kürekçiler birden fazla ise teknenin dengesi sağlanmalıdır. Aksi taktirde tekne yürümez.

Sekiz kişilik bir takımda bulunan sporcular ve en münasip ağırlıkları şöyledir: Hamlacı (75 kg), yedi numara (80 kg), altı numara (83 kg), beş numara ve dört numara (83 kg), iki numara (77 kg) ve provacı (72 kg). Bunların arasında en mühim vazifeyi en arkadaki hamlacı, hızı, yönü, sabit tutarak yapar. Yarış sırasında tek, çift, dörtlü veya sekizli takımların tekneleri belirli bir mesafeyi (Erkekler için 2 km) aşmak mecburiyetindedirler. Yarış yapılan kanal vs. en az 15 m genişliğinde olmalıdır.

Kürekçiliğin diğer bir çeşidi de, çıkıntılı ırmaklarda yapılan kano sporudur. Genellikle çok hızlı akan ve kayalarla dolu olan bir suda elindeki küreği kullanarak yönünü tayin etmeye çalışan sporcu, kendini büyük bir tehlikeye atmaktadır. Kano sporu daha çok ABD ve Kanada'da yapılmaktadır.

Su kayağı: Bu spor dalında, sporcu su üzerinde kalmaya elverişli kayakları giyer ve bir motor tarafından çekilir. Uygun bir su kayağı 175 cm uzunluğunda, 17 cm genişliğinde ve sertçe olmalıdır. Sporcu ile motor arasının 23 m olması en münasip uzaklıktır. Kayakçının tuttuğu ipin bir ucu motorun arkasına, bir ucu da eli tahriş etmeyecek şekilde yapılmış plastik kaplı bir tahtaya bağlanır.

Su kayağı yarışmaları üç ayrı stilde yapılır. Atlama yarışında 1,83 m yüksekliğinde sehpa aşıldıktan sonra, hız müsabakası yapılır. Slalom dalında yarışçı manevra esnasında arkasında kendisinin 3-4 katı büyük su sütunları teşkil etmeye çalışır. “En iyi kayış”ta ise değişik ve göze hoş görünen figürler meydana getirilir.

Sörf: “Sörf yapma” veya “Sörfe binme” olarak adlandırılan bu spor, esas olarak tahta üzerinde dalga hareketlerinden faydalanarak ilerlemeyi gaye edinir. Geçmişi 18. yüzyıla kadar uzanır. Günümüzde en çok ABD, Güney Afrika, Peru, Avustralya, Fransa, Meksika, İngiltere gibi büyük dalgaların görüldüğü devletlerde çok yayılmıştır. Sörf yapmak için 2,5-2,8 m uzunluğunda, 10-12,5 kg'lık tahtalar kullanılır. Herhangi bir vasıtayla kıyıdan uzaklaşıldıktan sonra, en az 1 m en çok 6 m yüksekliğindeki dalgalara “binilerek” kıyıya yaklaşılmaya çalışılır. Sporcunun en mühim vazifesi dengesini kaybetmemektir. Sörfü, tahta üzerinde ayakta durarak, yüzü koyun yatarak yapmak mümkündür. Küçük bir yelkene bağlanarak hareket eden sörfler de vardır.

Yelkencilik: Yelkencilik de aynı kürek sporu gibi asırlarca ulaşım için kullanılmış, teknolojinin ilerlemesi ve hayatın hızlanmasıyla bir spor ve zevk vasıtası haline gelmiştir. Günümüzde Akdeniz gibi daha çok dalgası az, yumuşak rüzgarlı denizlerde yapılır.

Bir yarış sporudur. 8-12 kişinin idare ettiği yelkenli tekneler rüzgarı en iyi şekilde kullanarak finişe en önce varmaya çalışırlar. Yarış sırasında 15-30 km'lik yol üzerinde pupa (rüzgarı arkadan alma), tramola (dönüş), kavança (rüzgarı omurgadan alma) gibi seyir usülleri denenir. Yelkencilik, ufak ihmallerin ve bağımsızlığın genelde kötü neticelenmesi yüzünden, tehlikeli sporlar arasında ilk sıralarda yer alır.

Çocukların 6-16 yaş arasında kullandıkları küçük yelkenliler de bu sporun diğer bir çeşidini meydana getirir. Optimist denilen bu tekneler çok dengelidir. Korunma tedbirleri alındığı taktirde 2,30 m x 1,10 m ebadındaki böyle bir teknede kaza olması çok zordur.

Yatçılık: Yatçılık genellikle zevk için yapılan bir spordur. Bu spor seyir ve yarış olarak iki ayrı grupta incelenir. Seyir türünde umumiyetle büyük deniz, okyanuslar aşılmaya çalışılır veya kıyılar gezilir. Yarışta ise kurallar yelken sporu gibidir. Yatlar yelkenlilerden daha ağır ve motorlu olduklarından, yatçılığın spor olarak riski azdır.

Dalıcılık: Tarihi çok eski olup, hiçbir alet kulanılmadan yapılır. Spor olarak da mazisi 1700-1800'lere dayanır. Günümüzde ise soğuk geçirmeyen, oksijen tüplü elbiselerle denizaltında yüzme, akıntıya mukavemet gibi konularda yarışılır. Ayrıca deniz altından taş, midye vs. toplanabilir. Dalgıç bunları yaparken su altı maskesi, regülatör, hava tüpü, kauçuk elbise, ağırlık kemeri, saat, pusula, derinlik ölçer ve palet kullanır.

Denizaltı avcılığı: Dalıcılığın ileri bir şeklidir. Teknik yönü ve techizat da dalıcılık gibidir. Tek başına zevk için avcılık yapılabildiği gibi yarışmalar da düzenlenebilir. Böyle yarışmalarda, zıpkın ve fileden birisini kullanarak en kısa zamanda belli sayıda balık tutmaya veya en büyük balığı yakalamaya çalışılır. Dalıcılıktan daha tehlikeli olduğundan, kama taşımak ve çift tüp kullanmak iyi olur.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.