Suriye-Türkiye Ilişkileri

Kısaca: Suriye-Türkiye ilişkileri, coğrafi ve tarihsel ortaklıkları bulunan Suriye Arap Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası ikili ilişkileri ve politikaları. ...devamı ☟

Suriye-Türkiye ilişkileri, coğrafi ve tarihsel ortaklıkları bulunan Suriye Arap Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası ikili ilişkileri ve politikaları. 911 kilometrelik kara sınırı bulunan iki komşu ülkenin arası tarihsel süreçte genellikle gergin geçmiştir. Türkiye’ye göre Suriye teröre ev sahipliği yaptığı, su kaynaklarının paylaşımında sorun çıkardığı ve coğrafik olarak Türk toprak bütünlüğüne müdahalede bulunduğu için "düşman" ülke iken; Suriye’ye göre de Türkiye su kaynaklarını adil paylaşmadığı, batı ülkelerinin destekçisi olduğu, kendi toprakları (Hatay) üzerinde hak iddia ettiği için "düşman"dı. 1998 yılında Adana Anlaşması'nın imzalanması ile olumlu yönde gelişen ilişkiler 2011 yılında Suriye İç Savaşı'nın patlak vermesi ile tekrar yerini gerginliğe bırakmıştır. 1998 ve 2011 arasındaki oniki yıllık dönem Suriye-Türkiye ilişkilerinin tek olumlu dönemidir. Haziran 2012'de bir Türk jetinin Suriye tarafından düşürülmesi ardından ise Türkiye NATO'ya acil toplanma çağrısı yapmıştır. 2012'nin ekim ayında Suriye'den Türkiye'ye top mermisi atılması sonrasında ise Türkiye, Suriye sınırına MIM-104 Patriot tipi savunma füzeleri konuşlandırmıştır. Suriye'nin Ankara'daki Türkiye büyükelçiliğinin yanı sıra İstanbul ve Gaziantep'te de birer konsolosluğu bulunmaktadır. Türkiye'nin ise Şam'da büyükelçiliği ve Halep'te de konsolosluğu vardır. Fakat Suriye'deki iç savaş sırasında iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler kopmuş, Türkiye Suriye'deki büyükelçisini geri çekerek ülkedeki diplomatik faaliyetlerini askıya almıştır. Halep Konsolosluğu ise Suriye'deki Türk vatandaşlara yardımcı olabilmek için halen faaliyettedir. Her iki ülke de Akdeniz İçin Birlik'e tam üyedir. Ayrıca Suriye'nin 14 Ağustos 2012 tarihinde İslam İşbirliği Teşkilatı'ndaki üyeliğinin askıya alınmasına kadar her iki ülke de bu örgüte tam üyeydiler. == Tarihsel arka plan Hatay'ın Türkiye'ye ilhakı Suriye ve Türkiye arasındaki gerginlik Türkiye'nin Hatay'ı topraklarına katma politikasına ağırlık vermesiyle başlamıştır. Osmanlı idari yapılanmasında Halep Vilayeti sınırlarında yer alan bölge 20 Ekim 1921 yılındaki Ankara Anlaşması ile Fransızlara bırakılmış, Fransa da Ankara Hükumeti'nin isteği üzerine halkın %39'unu Türklerin oluşturduğu bölgeye ayrı bir statü tanımıştır. Anlaşma ile birlikte kurulan bu özerk bölgeye de İskenderun Sancağı adı verilmiştir. Türkiye kurulduktan dokuz yıl sonra, 1931 genel seçimleri bölgede yaşayan birkaç Türkün Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bağımsız milletvekili olarak alınmasıyla ilhak politikası daha da güçlenmiştir. Suriye'nin bağımsızlığına giden yolun ilk adımı olarak Fransa ile Suriye arasında 1936'da imzalanan anlaşmanın bir benzerinin Hatay için de uygulanmasını isteyen Türkiye bu isteği reddedilince Milletler Cemiyeti'ne başvurmuştur. Aynı dönemde Avrupa'da yeni bir savaş gidildiğine dair işaretlerin artmasının da etkisiyle Milletler Cemiyeti Türkiye'yi haklı bulmuş ve bölgenin "ayrı bir birim" olduğuna dair bir karar almıştır. Cemiyetin bu kararı almasındaki en önemli neden ise Türkiye'nin olası bir savaş durumunda Almanya'nın müttefiği olmasını engellemek arzusudur. Milletler Cemiyeti'nin kararı sonrasında bağımsız bir devlet olma yoluna giren Hatay, 2 Eylül 1938'de Fransız hakimiyetindeki Suriye mandası bağımsızlığını kazanarak Hatay Devleti kurulmuş ve kırk milletvekilinin seçileceği Hatay Millet Meclisi oluşturulmuştur. 29 Haziran 1939'da ise Hatay Millet Meclisi yapılan oylama ile Türkiye'ye katılma kararı almıştır. Günümüzde Suriyeliler de bölgenin Arapça adı olan Liwaaa aliskenderuna yerine Türkçe olan Hatay'ı kullanmaktadırlar.

Su politikaları

Fırat ve Dicle nehirleri Türkiye sınırları içinde doğan, Suriye ve Irak topraklarından geçerek Basra Körfezi'ne dökülen nehirlerdir. Bu nehirler hem Suriye ve Irak hem de Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi için çok önemli su kaynaklarıdır. Türkiye'nin 1973 yılında Fırat Nehri üzerine Keban Barajı'nı kurması Suriye'ye akan nehir sularında azalmaya neden olacağı endişesini uyandırmıştır. Bu nedenle iki ülke arasında arasında zaman zaman gerilimler yaşanmıştır. Türkiye'nin 1976 yılında Aşağı Fırat Projesi'ni geliştirerek Güneydoğu Anadolu Projesi'ne dönüştürmesi ve Karakaya Barajı'nın inşaatına başlaması iki ülke arasındaki su anlaşmazlıkları bağlı gerilimleri daha da tırmandırmıştır. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Şam'da tespit edilmesi ise ülkeler arasında yeni bir kriz başlatmıştır. Bu kriz neredeyse tüm 90'lı yıllar boyunca sürmüştür. Özellikle 90'lı yılların ikinci yarısında ise iyice kızışmıştır. Suriye'nin Öcalan'ı barındırmasına cevap olarak Türkiye İsrail ile işbirliğine gitmiş, Fırat ve Dicle nehirlerinin debisini azaltarak Suriye'ye giden su oranını azaltmıştır. Adana Anlaşması ile iki ülke askeri bir çatışmanın eşiğinden dönmüştür. == Günümüzdeki ilişkiler Diplomatik yakınlaşma 1998'deki Adana Anlaşması ile düzelmeye başlayan Suriye-Türkiye ilişkileri 2002 yılında Türkiye'de iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi'nin komşularla sıfır sorun politikasını uygulamaya koymasıyla daha da sıcaklaşmıştır. Bu politika ile Türkiye'nin geçmişten süregelen batı ülkelerine yakın ve doğu ülkelerine mesafeli olan yaklaşımı terk edilmiş, doğu ülkeleriyle de batı ülkeleriyle olduğu kadar sıkı ilişkiler kurulmaya başlanmıştır. Bu yaklaşım dış politikanın batı yerine farklı alternatif eksenler üzerine inşa edilmesi sonucu gelişmiştir. Komşularıyla ilişkilerini daha da sıklaştırmak isteyen Türkiye'nin düşünce değişimi Suriye'de de olumlu bir şekilde karşılanmıştır. Suriye'nin dünyaya açılan kapısı konumunda bulunan Türkiye İsrail ve Suriye arasında arabuluculuk yapmış, Lübnan devlet başkanlığı krizinde yapıcı rol oynamış ve Suriye'nin koruması altında bulunan Hamas odaklı İsrail-Filistin sorunun çözümünde önemli rol oynamıştır. 2003'te Irak'ın işgali sonrası bölgedeki ortak güvenlik kaygıları Türkiye ve Suriye işbirliğini derinleştirmiştir. 2004 yılında Kamışlı'da yaşanan Kürt ayaklanması Suriye'nin bu algısını körüklemiştir. Bütün bunlar Suriye'yi ve Türkiye'yi bölgedeki Kürt hareketlere karşı mücadele noktasında yakınlaştırmıştır. Siyasi nedenlerin yanında ekonomik ortaklık da ilişkilerin olumlu yönde gelişmesine fayda sağlamıştır. Türkiye'nin uyguladığı karşılıklı ekonomik bağımlılığının yaratılması politikası iki ülkenin daha sıkı ekonomik ortaklık kurmasına ön ayak olmuştur. Irak Savaşı sonrasında etkin olduğu Irak pazarını kaybeden, ABD'nin 2003 yılında uygulamaya başladığı ekonomik ambargo, Hariri suikasti sonucu Körfez ülkelerinden gelen sermayenin kesilmesi Suriye'yi İran pazarına mahkum etmiştir. Ticaret yapmakta ve yatırım çekmekte zorlanan Suriye, ekonomik çıkış açısından Türkiye'ye daha fazla önem vermeye başlamıştır. Türkiye ise ekonomik istikrar ve büyümenin sürmesi çerçevesinde Orta Doğu pazarını Türk mallarına açma arzusuyla Suriye'ye önem vermiştir., iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2.000.000.000$ düzeyine ulaşmıştır. Suriye ve Türkiye arasındaki işbirliği siyasi ve ekonomik alanlarla sınırlı kalmamış, enerji alanında da ortak projeler geliştirilmiştir. Arap Boru Hattı, ortak petrol arama şirketlerinin kurulması, petrol ürünlerinin değişimi 27 Nisan günü başlayan tatbikat Kilis'teki Yüksektepe Hudut Karakolu ile Suriye'nin Şamarin-Azez bölgesinde icra edilmiştir. Tatbikat, İsrail'in tepkisine neden olmuş ve Türkiye ile İsrail arasında bir krize neden olmuştur. Tatbikatın başladığı gün olan 27 Nisan 2009 tarihinde açılışı yapılan 9. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı (IDEF'09) sırasında ise Suriye Savunma Bakanı Hasan Türkmeni ve Türkiye Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül arasında sanayi işbirliği anlaşması imzalanmıştır. 27 Nisan ve 29 Nisan 2010 tarihleri arasında ikinci ortak askeri tatbikat yapılmıştır. Türkiye'nin ev sahipliğinde Kilis'teki Yüksektepe ve İnanlı sınır karakollarında icra edilen tatbikata Türkiye'den iki Suriye'den ise bir sınır birliği katılmıştır. Bu tatbikat aynı zamanda iki ülke arasındaki son askeri ortak harekettir.

2009 Türkiye cumhurbaşkanının Suriye ziyareti

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2007 yılında Türkiye'ye gelen Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın daveti sonucu 15 Mayıs 2009 tarihinde Suriye'yi ziyaret etmiştir. Bu, Türkiye'den Suriye'ye cumhurbaşkanlığı düzeyinde gerçekleşen ilk ziyarettir. Abdullah Gül, Suriye'deki ikinci gününde Halep'i de ziyaret ederek aynı zamanda bu şehre giden ilk Türkiye cumhurbaşkanı olmuştur. Ziyaret sırasında Türk heyetinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da bulunmaktaydı. İkili ilişkiler bağlamında ekonomi, enerji ve ulaşımda işbirliği konularının görüşüldüğü ziyaretin öne çıkan konusu ise ekonomi olmuştur. Bunların yanında enerji alanındaki işbirliğinin derinleşerek devamı ve ulaşım konusunda yeni işbirliği olanakları da tartışılmıştır.

Suriye İç Savaşı ve kopan ilişkiler

2010 yılında başlayan Arap Baharı'ndan etkilenen ülkelerden birisi olan Suriye'de 26 Ocak 2011 tarihinde iktidar karşıtı gösteriler düzenlenmeye başlamış, 15 Mart günü ise gösteriler ulusal çapta yayılmış ve iktidarı tehdit eder duruma gelmiştir. Batı ülkelerinin de desteğiyle örgütlü bir koalisyon halini alan Beşar Esad muhalifleri ile Beşar Esad iktidarı arasında çatışmalar başlamıştır. Esad hükumetinin muhalifler üzerine yaptığı Haziran 2011 Cisr eş Şuğur operasyonunundan kaçan 3.000 dolayında Suriyeli Türkiye'ye sığınmıştır. Bu olay sonrasında Anadolu Ajansı'na açıklamalarda bulunan Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan "Suriye'nin yaptığı kabul edilemez, bu bir vahşettir." demecini vermiş ve ikinci bir Hama Katliamı yaşanmaması konusunda Suriye'yi uyarmıştır. Ek olarak tüm ticari ilişkiler de askıya alınmıştır. 9 Ağustos 2011 tarihinde Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'ye giderek Beşar Esad ile altı saat süren bir görüşmede bulunmuştur. The Guardian politika yazarı Simon Tisdall'ın köşesinde yer verdiği yazıda Birleşik Krallık'ın, Davutoğlu aracılığıyla Esad'a mesaj ilettiği iddia edilmiştir. Davutoğlu ise görüşmede yalnızca Türkiye'nin taleplerini ilettiğini, Esad'dan ise "Suriye'nin teröristlerle [1] mücadeleden vazgeçmeyeceği" cevabını aldığını belirtmiştir. 9 Nisan 2012 tarihinde Kilis'in Suriye sınırına yakın bölgesinde Esad güçleri ile muhalifler arasında çatışma çıkmış, muhaliflerin Türkiye'ye doğru kaçması karşısında Esad güçleri de Türkiye sınırına doğru ateş açmış ve olaylarda bir Türk vatandaşı da yaralanmıştır. 25 Mayıs 2012 tarihinde Esad güçleri tarafından gerçekleştirilen Hule Katliamı sonrasında ise Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesi üzerinden bir açıklama yapılmıştır. "Alçakça" olarak nitelenen bu operasyon nedeniyle Türkiye, Suriye'ye nota vererek tüm diplomatik ilişkilerin askıya alındığını ve Suriyeli diplomatların sınırdışı edileceğini duyurmuştur. 'nden 22 Haziran 2012 günü saat 10:28'de havalandı. 2. Suriye, uçağın saat 11:40'da hava sahalarına girdiğini iddia ediyor. 3. Türk Hava Kuvvetleri saat 11:58'de, Hatay'ın üstünde bulunduğu sırada uçakla iletişimin kesildiğini bildiriyor. 4. Suriye, hava savunma kuvvetlerinin kıyıdan 1 kilometre uzaklıkta uçağı angaje ettiğini; uçağın Üm el-Tuyour'un batı yönünde 10 kilometre açığına düştüğünü belirtiyor. Türkiye ise uçağın o sırada Suriye'den 24 kilometre uzakta –yani uluslararası hava sahasında– olduğunu iddia ediyor.]] Ağustos 2012'de BBC tarafından yayınlanan bir haberde Suriyeli muhaliflerin Türkiye'nin Adana ilçesindeki bir eğitim kampında eğitilip Suriye'ye gönderildiği iddia edilmiştir. The Independent muhabiri Robert Frisk ise Halep'te Esad güçlerine karşı çarpışan muhaliflerin arasında Türk militanların da yer aldığını belgelemiştir. Suriye ise Türkiye'yi ülkeye yasadışı yollardan giren silahlı oluşumları desteklemekle suçlamıştır. 29 Ağustos 2012 tarihinde Suriye devlet televizyonunda açıklama yapan Beşar Esad, Türk yetkilileri cahillikle suçlamış ve politikacıların tutumunun Türk halkına olan olumlu bakışını değiştirmeyeceğini belirtmiştir. Aralık 2012'de Türkiye, Suriye sınırına MIM-104 Patriot füzeleri yerleştirmek için NATO'ya başvurmuştur. Sadece savunma amacıyla kullanılacağı garantisi verilen füzelerin yerleştirilme isteği ise NATO tarafından kabul edilmiştir. ABD, Almanya ve Hollanda'nın gönderdiği ilk parti füzeler Adana, Kahramanmaraş ve Gaziantep'e konuşlandırılarak 26 Ocak 2013 tarihinde devreye girmiştir. Uçağın düşürüldüğü gün akşam saatlerinde Türkiye Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yaptığı basın toplantısında uçağın Suriye tarafından düşürüldüğünü açıklamıştır. Suriye hükumet sözcüsü ise vurdukları savaş uçağının Türk uçağı olduğunun farkında olmadıklarını ve sadece hava sahalarını ihlal eden "kimliği belirsiz" bir uçağa karşı meşru egemenlik haklarını kullandıklarını ifade etmiştir. Türkiye ise uçağın kısa süreliğine Suriye hava sahasına girmiş olduğunu kabul etmekle beraber uluslararası hava sahasında vurulduğunu savunmuştur. Suriye'ye resmi bir protesto çeken Türkiye NATO'ya toplanma çağrısı yapmıştır. NATO tarafından "kabul edilemez" olarak yorumlanan olayda örgüt Türkiye'ye olan desteğini ifade etmiştir. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu olaydan sonra Suriye'ye karşı olan algılarının değiştiğini ve Esad rejiminin artık Türkiye için bir tehdit haline geldiğini belirtmiştir. 3 Temmuz 2012 tarihinde Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad olay hakkında ilk kez konuşmuştur. Uçağı uçaksavar bataryası ile vurduklarını, uçağın Türkiye'ye ait olduğu vurulduktan sonra öğrendiklerini belirtmiş ve "%100 keşke düşürmeseydik diyorum" sözleriyle pişmanlığını dile getirmiştir. Düşürülen uçağın pilotlarının cesetleri ise ancak 4 Temmuz 2012 tarihinde bulunabilmiştir.

Türkiye'ye atılan top mermisi krizi

3 Ekim 2012 tarihinde Suriye'nin Tel Ebyaz ilçesinden ateşlenen iki adet top mermisi Türkiye'nin Suriye sınırındaki Akçakale ilçesine düşmüştür. olay sonrası ilçedeki okullar tatil edilmiş ve bazı noktalar boşaltılmıştır. Türkiye "meşru müdafaa" hakkını kullanarak aynı gün içinde Tel Abyaz ilçesine T-155 Fırtına obüsleri ile topçu ateşi başlatmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi olayın ardından toplanmış ve Suriye'ye müdahale için hükumete askeri tezkere verilmiştir. Türkiye ayrıca NATO'yu acil olarak toplanmaya çağırmış, toplantıda ise Türkiye'ye destek kararı çıkmıştır. Ayrıca ABD ve Birleşmiş Milletler de Türkiye'ye olan desteklerini ifade etmişlerdir. 4 Ekim 2012 günü Suriye Enformasyon Bakanı Umran Zubi Suriye tarafından konu ile ilgili yorum yapan ilk kişi olmuştur. Ölenler için üzgün olduğunu dile getiren Zubi, Türkiye'yi ise sınır güvenliğini sağlamaları konusunda uyarmıştır. Ertesi gün Türkiye Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Suriye hükumetinin kendilerinden özür dilediğini açıklasa da Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi özür diledikleri iddialarını yalanlamıştır.

Dış bağlantılar

* *

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Rusya-Türkiye ilişkileri
2 yıl önce

Türkiye-Rusya ilişkileri temelleri 15. yüzyıl sonlarında Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusyası arasında başlayan ilişkilerine dayanan ilişkilerdir. 15. yüzyılda...

Suriye Türkmenleri
6 yıl önce

Suriye Türkmenleri ya da Suriye Türkleri, Suriye'de yaşayan Türk azınlıktır. Günümüzde ağırlıklı olarak Şam, Lazkiye, Hama, Humus, Halep ve Rakka kentlerinde...

Almanya-Türkiye ilişkileri
6 yıl önce

Almanya-Türkiye ilişkileri, Türkiye'nin Almanya Federal Cumhuriyeti'yle süregelen uluslararası politikalarını içerir. Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkiler...

Türkiye'nin dış ilişkileri
6 yıl önce

Türkiye'nin uluslararası politikaları ve ilişkileri, Türkiye'nin diğer devletler, fikir akımları ve uluslararası teşkilatlarla olan ilişkilerinin tamamına...

Ermenistan-Türkiye ilişkileri
2 yıl önce

Ermenistan-Türkiye ilişkileri, Ermenistan ile Türkiye'nin 1918 yılından bu yana sürdürdüğü uluslararası politikaları içerir. Türk-Ermeni ilişkileri Türklerin...

Suriye
2 yıl önce

Suriye (Arapça: سُورِيَا‎, romanize: Suriyye), resmî adıyla Suriye Arap Cumhuriyeti, Batı Asya'da bir ülkedir. Güneydoğuda Lübnan, batıda Akdeniz, kuzeyde...

Şam, Nusayriler, Humus, Beşar Esad, Lübnan, 1944, 1946, 1 Ocak, Afganistan, Afrika Birliği, Akdeniz
Suriye Pasaportu
4 yıl önce

Suriye pasaportu Suriye vatandaşlarına verilen bir seyahat belgesidir. Türkiye ile Suriye'nin karşılıklı anlaşması gereğince iki ülke arasındaki vize...

Çin-Türkiye ilişkileri
6 yıl önce

Çin-Türkiye ilişkileri, Çin ile Türkiye arasındaki hem tarihî hem de günümüzdeki ilişkileri içerir. Çin Komünist Partisi'nin Çin İç Savaşı'nı kazanması...