Trakya'nın Işgali (1919-1923)

Birleşik Krallık Fransa İtalya Krallığı
Yunanistan Krallığı |savaşan2 = Osmanlı İmparatorluğu Türk Ulusal Hareketi |savaşan3 = |komutan1 = Louis Franchet d'Espèrey
Konstantinos Nider-150.000 (10.000'i Çatalca'da)
: 12.000 (Ekim 1922) |güç2 = |güç3 = |kayıp1 = 10 asker ölü (2 Ekim 1922) |kayıp2 = 20 milis ölü (2 Ekim 1922) |kayıp3 = |notlar = }} Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra, Edirne-İstanbul demiryolunu kontrol etmek üzere bir Fransız alayı Trakya'ya yerleşmiş bulunuyordu. Fransız generali Franchet d'Espèrey ile Yunanistan Başbakanı Venizelos arasında imzalanan antlaşma ile Kuleliburgaz-Hadımköy hattı Yunan ordusunun işgaline terk edilmişti. 14 Ocak 1919 tarihinde Hadımköy’den Kuleli ve Burgaz’a kadar bütün demiryolu istasyonları Yunanlılar tarafından işgal edildi Bu gelişmeler karşısında, I. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Eğilmez Paşa, Mustafa Kemal Paşa'nın 9 Ocak 1920 tarih ve 55 sayılı emrine uyarak bütün Edirne vilayetinde sıkıyönetim ve seferberlik ilan etti. Diğer taraftan Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi, 31 Mart 1920'de Lüleburgaz'da yaptığı ilk kongresinde dış tecavüzler ve iç ayaklanmalar karşısında her türlü tedbir alma yetkisini kolordu komutanına ve merkez heyetine vermeyi kararlaştırdı. San Remo Konferansı'nda, İtilaf Devletleri Edirne ile birlikte Doğu Trakya'yı da Yunanistan'a bırakmayı kararlaştırdılar. Doğu Trakya’nın Yunanistan’a verilmesi kesinlik kazanınca, bölge halkı İstanbul hükumetinden kendilerine bir fayda gelemeyeceğini anlayıp, çareyi Ankara yönetiminde aramaya başladılar. 9 Mayıs 1920'de Edirne'de toplanan Trakya Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi, 2. kongresinde Edirne ve Doğu Trakya'nın Yunanistan'a bırakılmasını kesinlikle reddetti ve ülke topraklarının savunulmasını kararlaştırdı. Bu amaçla, yerli halktan asker toplamayı ve silahlı savunma tedbirleri almayı kararlaştırdı. Ayrıca, Cemiyet programını değiştirmekle birlikte ismini de Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti haline getirerek, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin şubesi olmuştu. Sevr Antlaşması'nın imzalanmasını kolaylaştırmak, Osmanlı İmparatorluğu'na fiilen olduğu kadar hukuken de son vermek amacı ile İtilaf Devletlerinin de teşviki ile Yunan ordusu bir taraftan Anadolu'da bir taraftan da Trakya'da harekete geçti. 20 Temmuz 1920'de başlayan Yunan Taarruzu sonunda Edirne 24 Temmuz 1920'de düştü. Sevr Antlaşmasının imzalanmasını takip eden günlerde Yunan hükümeti kendi meclislerinden geçirdikleri bir kanunla Doğu ve Batı Trakya'yı bir genel valilik halinde Yunanistan'a kattığını ilan etti. Yunanlılar tarafından Edirne ve Doğu Trakya'nın ilhakına rağmen, Trakya'da işgale karşı silahlı mücadele devam etmiştir. Anadolu'da kazanılan büyük zafer ve orduların Boğazları geçerek Trakya'yı kurtarmak için harekete geçmeleri kararı karşısında, Boğazlarda bulunan İtilaf Devletleri ateşkes anlayışı içinde olmuşlardır. 15 Ekim 1922'de yürürlüğe giren Mudanya Ateşkes Antlaşması ile Doğu Trakya, Yunan kuvvetleri tarafından boşaltıldı. 25 Kasım 1922'de Edirne Valiliğine tayin edilen Şakir Kesebir, Türk yönetimini yeniden kurdu ve aynı gün Türk birlikleri Edirne'ye girdi. Lozan Konferansı sonunda, Yunanlıların Anadolu'da yakıp yıktıklarına karşılık, savaş tazminatı olarak Karaağaç ve Bosnaköy Köprübaşlarının da Türkiye'ye katılması kararlaştırıldı. Karaağaç nahiyesi ile istasyonunun 15 Eylül 1923'te Yunanlılar tarafından boşaltılmasından sonra, Doğu Trakya tam olarak işgalden kurtulmuş oldu. Ayrıca bakınız Notlar Kaynaklar * Atatürk Araştırma Merkezi - Birinci Dünya Savaşı Sonrasında Fransızların Trakya'yı İşgali * Edirne Tarihi ve Kültürü Web Sitesi * Trakya Cephesi

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.