Tunceli Tarihi Eserler ve Turistik Mekanlar

Kısaca: Tunceli tabiî ve târihî güzelliklerin kucaklaştığı şirin bir ilimizdir. Kış sporları, her mevsim avlanmaya müsait hayvanları, vâdilerinde soğuk ve berrak suları ve çağlayanları ile Doğu Anadolu’nun İsviçre’sidir. Bu sayısız imkânlara rağmen turizm alt yapı tesisleri yoktur. ...devamı ☟

Tunceli tabii ve tarihi güzelliklerin kucaklaştığı şirin bir ilimizdir. Kış sporları, her mevsim avlanmaya müsait hayvanları, vadilerinde soğuk ve berrak suları ve çağlayanları ile Doğu Anadolu’nun İsviçre’sidir. Bu sayısız imkanlara rağmen turizm alt yapı tesisleri yoktur. Organizasyon noksanlığı ve ulaşım zorluğu yüzünden turizm hiç gelişmemiştir. Başlıca tarihi eserleri şunlardır:

Eski Cami: Çemişgezek ilçesinde Selçuklular zamanında yapılmıştır. Taş işçiliği çok güzeldir.

Yalmaniye Camii: Çemişgezek ilçesinde, Timur Han zamanında Taceddin Yalman tarafından yaptırılmıştır. Yapım tarihi kesin belli değildir. Sonradan yapılan tamirler ve ekler belirgin bir şekildedir. Sadece caminin ana giriş kapısı ilk yapısını koruyabilmiştir. Selçuklu ile Osmanlı mimarisi arasında geçiş dönemi eseridir. Penceresi üzerinde bulunan, halk tarafından kıymetli-taş adı verilen oymataş paha biçilmeyen tarihi bir eserdir.

Elti Hatun Camii: Mazgirt ilçesinde 1252’de Elti Hatun adına yapılmıştır. Genelde sade bir camidir. Elektrik tesisatı çekilirken kitabesi tahrip edilmiştir. Cami çevresinde bulunan taşlardan caminin külliyesi olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca Elti Hatun adına yapılmış bir de kümbet vardır.

Baysungur Camii: Pertek ilçesinde kalenin eteğinde yer alır. 1572’de Pertek Beyi Baysungur tarafından yaptırılmıştır. Taç kapı ve mihrabın taş işçiliği çok güzeldir. Yukarı Cami olarak da bilinir.

Çelebi Ali Camii: Pertek ilçesinde 1570 senesinde yaptırılmıştır. Kesme ve moloz taştandır. Caminin batı duvarında eyvanlı çeşme, onun yanında da minare vardır. Tek kubbeli bir camidir.

Sağman Camii: Pertek ilçesinin Sağman köyündedir. 1555’te Selçuklulardan Keyhüsrev Beyin oğlu Salih Bey tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Tek kubbelidir.

Eski eserler: Bağın Kalesi: Mazgirt ilçesi Faraç köyündedir. Asurlulardan kalmadır. Çivi yazılı sütun vardır. Pertek Kalesi: Pertek’te kayalık bir tepe üzerindedir. Selçuklular yapmış, Osmanlılar tamir etmiştir. Halid bin Velid hazretleri tarafından fethedilen kale, Hicri 19 yılında tamir edilmiş, kapısının üstündeki Karakuş heykeli kaldırılarak yerine Arabi bir kitabe konulmuştur. Kale, Selçuklulardan sonra Osmanlılar tarafından tamir ettirilmiştir. Güney cephesinde yontma taşlar arasına kırmızı sert tuğlalar konmuş, aralarına mavi çiniler yerleştirilmiştir. Kale içinde sarnıç ve bina harabeleri vardır. Kale güneyinde Murad Nehri kenarında yüksek kayalar üzerinde Pertek Beylerine ait binalar vardır. Çocikli adı verilen çinili adalar Mengüç Beylerine aittir. Sağman Kalesi: Pertek’in 15 km uzağındadır. 1555’te sancak beyi Salih Bey yaptırmıştır. Mazgirt Kalesi: Selçuklulardan kalmadır. Kaleye bir mağaradan girilir. Mağara önünde 40 merdiven vardır. Surların bir kısmı yıkılmıştır. İçinde bir yel değirmeni bulunur ve bu değirmen tahrip olmuştur.

Tarihi köprüler içinde Çemişgezek, Pertek veMazgirt ilçelerinde Selçuklu ve Osmanlılardan kalma köprü kalıntıları vardır.

Pertek-Til (Korluca) Köyü Hanı: Sultan Murad Han tarafından Bağdat Seferi sırasında yapılmıştır. Mazgirt-Ürik köyüne vakfedilmiştir. İbrahim Paşa Sarayı: Pertektedir. Derviş hücreleri: Çemişgezek’tedir. Sarp kayalara oyulmuştur.

Mesire yerleri: Tunceli’de Munzur Vadisi dışında Mercan Vadisi boyları ve Tunceli-Erzincan karayolu çevresi tamamiyle mesire yeridir. Başlıca mesire yerleri şunlardır:

Munzur Vadisi Milli Parkı: Tunceli-Ovacık arasında uzanan Munzur Vadisi “Milli Park” olarak ilan edilmiştir. Bu vadinin tabii güzelliği eşsiz güzelliktedir. Munzur Suyundan ise bol ve çeşitli alabalık çıkarılır. Çevresi av hayvanları ve bu gibi su kaynakları ile doludur. Ayı, kurt, vaşak, tilki, su samuru, sansar, porsuk, sincap, tavşan, dağ keçisi, geyik ve iki bin çeşit kuş vardır. Nehirlerinde 14 çeşit alabalık kaynaşır. Dağ tepelerinde bir yazdan öteki yaza kar ve buz ulaşan bir beldedir. Köpüklü sularında, sarp yamaçlarında vahşi bir güzellik gizlidir. Kekliği meşhur olup, türkülere geçmiştir. Dört mevsim ayrı güzelliği vardır. Vadiler ilkbahar ve yazın yemyeşildir. Kışın kar kalınlığı genellikle 150 cm civarındadır.

Karagöl Çağlayanı: Tunceli-Pülümür arasında mesire yeridir. Dereova Çağlayanı: Nasyonel Sosyalistmiye’dedir. Manzarası çok güzel bir mesire yeridir. Mercan Vadisi ve Çağlayan: Dereova bucağındadır. Ormanyolu Çayı: Çemişgezek’tedir. Keban Baraj Gölü: Kenarları çok güzel manzaralarla süslüdür. Harçik Vadisi; Tahar Vadisi; Kırk Gözeler: Munzur Nehrinin çıktığı yerdir.

İçmeler ve kaplıcalar: Tunceli’de çok sayıda içme ve kaplıca vardır. Fakat bunların çoğunda tesis yoktur. Küçük bölümünde ise, bölge halkı tarafından yapılmış küçük tesisler vardır.

Mazgirt Kaplıcası: Mazgirt ilçesinin Bağın köyündedir. Tedavi için basit bir havuz, konaklama için de küçük bir motel vardır. Kaplıca suyu içme olarak, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına iyi gelir. Metabolizma rahatsızlıklarında, banyo olarak damarları genişletir, romatizma, nevralji ve kadın hastalıklarına faydalıdır.

Tunceli ilinde bazı meşhur efsaneler de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Munzur Efsanesi: Bu efsane Munzur Irmağının kaynağına aittir. Söylendiğine göre, vaktiyle bu civarda yaşayan zengin bir köylü hacca gitmiş. Kendisinin sadık ve dürüst bir çobanı varmış. Hanımı evde helva pişirirken çoban yanına gelip Hacda bulunan ağasına helva götürmek için tabağa helva koymasını istemiş. “Ağam sıcak helvayı çok sever, sıcak sıcak bir kepçe helva koy da götüreyim.” demiş. Kadın bunun imkansız olduğunu bildiği için; “Çobanın canı helva istedi galiba, bolca koyalım da yesin.” diyerek bir tabağa helva doldurup çobana vermiş. O anda hac mahallinde namaz kılmakta olan ağa, çobanı görmüş. Çoban; “Hanım sana helva gönderdi.” deyip bir anda kaybolmuş.

Ağanın hacdan döneceği haberi köye gelince herkes kendisini karşılamaya çıkmış. Çoban da eline taze sağdığı bir tas süt alıp, bunların arasına katılmış. Ağa köye gelişinde biriken halk kendisinin elini öpmek ve ona hürmette bulunmak için yürüyünce, topluluğa hitaben hacdayken yediği helvayı kastederek; “Hürmete layık ve eli öpülecek olan kişi ben değilim. O, aranızda bulunan çobanım Munzur’dur.” deyince, halk çobanın eline sarılmak istemiş. “Ağam beni mahvettin” diye çoban kaçmış. Şimdiki Munzur Nehrinin çıktığı yere gelince ayağı bir taşa takılarak düşmüş ve elindeki süt dökülmüş. Sütün döküldüğü yerden beyaz köpüklü bir su fışkırmış. Bu Munzur’un ilk kaynağını teşkil etmiştir. Halen bu menbanın suyu köpüklü beyaz süt renginde akmaktadır.

Pülümür bölgesine ait efsane: Efsane çarıklı aşiretine aittir. Aşiretin reisi Şah Hüseyin Beydir. Eşyalarını benekli bir öküze yükleyerek Doğu bölgesinden Batıya doğru ailece hareket ederler. Bir gece gördüğü rüyada öküz nereye yatarsa orayı yurt tutmak ilhamını alması üzerine öküzün yattığı Pülümür’ün Ağa Şenliği bölgesini yurt edinir. Evin inşası sırasında Hızır aleyhisselam, ak sakallı bir dede şeklinde gelerek evin bir tarafına kalın bir direk diker ve ortadan kaybolur. Bu direğe Kali Sipe (Beyaz İhtiyar) adı verilmiştir. Rivayete göre 1266 tarihinde binanın yanması üzerine halk kaçmış, bilahare döndüklerinde direğin yanmadığını görmüşlerdir.

misafir - 8 yıl önce
Pülümür bölgesine âit efsâne: Efsâne çarıklı aşiretine âittir. Aşiretin reisi Şah Hüseyin Beydir. Eşyâlarını benekli bir öküze yükleyerek Doğu bölgesinden Batıya doğru âilece hareket ederler. Bir gece gördüğü rüyâda öküz nereye yatarsa orayı yurt tutmak ilhamını alması üzerine öküzün yattığı Pülümür�ün Ağa Şenliği bölgesini yurt edinir. Evin inşâsı sırasında Hızır aleyhisselâm, ak sakallı bir dede şeklinde gelerek evin bir tarafına kalın bir direk diker ve ortadan kaybolur. Bu direğe Kali Sipe (Beyaz İhtiyar) adı verilmiştir. Rivâyete göre 1266 târihinde binânın yanması üzerine halk kaçmış, bilâhare döndüklerinde direğin yanmadığını görmüşlerdir.

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.