1.Türklerin Anadolu'da Görünmesi
Anadolu kadim zamanlarda çok sayıda halkın evi idi. Helenizasyon, Romanizasyon tarafından kuvvetlendirilerek, derece derece özellikle şehirlerde ve batı ve güney Anadolu kıyılarında pek çok insanın kendi dilini terkederek Yunan dilini tercih etmesine neden oldu. Yine de kuzey ve doğuda, özellikle kırsal alanlarda doğal-yerli dillerin çoğu yaşamayı sürdürdü. Yine 11. yy. da, Türkler ilk görünürken ; "Yunan kültürü halk kitlesiyle ilgililikten uzak idi ve böyle kapsamaktan çok küçük idi."(Langer and Blake 1932: 481) Özellikle sınırlar boyunca, Bizans'ın hristiyan heretik inançları için yerel insanlara baskı uygulaması, bu alanlarda yunan kültürüne sempatinin azlığının neden oluşudur.Doğu Roma otoriteleri rutin davranarak , geniş ölçüde toplumun tekbiçim din ve yunan kültürünü empozeyle transferine çaba harcamıştır.} Onlar özellikle asimilasyona şiddet olan geniş Ermeni toplumuydu. Sonu, 11. yy.'da, Ermeni asillerin yerlerindne alındı ve batı Anadolu boyunca yeniden yerleştirildi. Yeniden yerleştirmenin istenmeyen sonucu, doğu sınırları boyunca yerel askeri liderlerin kaybı ve Doğu Roma'nın buradaki Ermeni kalelerini tahribi, Türk fetih akınları için yol açıyordu.Charanis, Peter. 1961. "The Transfer of Population as a Policy in the Byzantine Empire." Comparative Studies in Society and History 3:140-154. 11. yy.'da başadı, yerel nüfusun bazıları fetih sırasındaki savaşlarda ölürken, kalanlar fetihle gelenlerle karıştılar ya da cemaat halinde kendi din ve kültürlerini sürdürdükleri bilinmektedir.(Burada Selçuklularca Azerbeycan -Atropatane-ın Türkleştirilmesi ayrı bir maddedir. Nüfusu azalan alanlarda, Türk göçebeler, kitleler halinde ilerlediler.
2.Türkifikasyon'da Tasavvuf'un Rolü; Horasan Erenleri
11. yy'da Anadolu Türk hakimiyetine girmişti, ancak nüfusun sadece 5'te 1'i Türk'tü ve bu Türklerin de çoğunluğu şamanist ve Budist inançalrını sürdürmekte olup}, bazı müslüman gruplara da rastlanmaktaydı.} Osmanlılardan Önce Anadolu, Claude Cohen: 2008 Sayılarının 90.000'e ulaştığı ve Horasan Bölgesi'nden oradaki sufilein yönlendirmesiyle geldiklerine inanılan abdalların gelişinden önce, Anadolu'nun askeri olarak fetihi, Kutalmışoğlu Süleyman komutasında gelişen ve Danişmend Gazi, Artuk Bey, Ebulkasım Saltuk Bey gibi Seyyidler komutasındaki Türk- Akıncı Beyleri tarafından gerçekleştirildi. Bu dönemde Anadolu'ya yönelen Haçlı ve Bizans Saldırıları ile Büyük (İran) Selçuklular ile ve süleyman Şah hanedanı ile Danişmendliler arası güç savaşı, Anadolu'da kalıcı bir Türk egemenliği için bağımlı olaylar dizisini yarattı. Dönemin Devlet adamlarının siyasetname türevi yazıtlarından anlaşıldığı üzere, Anadolu'da Türk Devlet eemenliği için öncelikle İslamlaştırma, Türk-Rum v.d. ayrımını hem dinen ikilileştirme hem de resmi dilin Farsça olarak tayiniyle çözümlenmeye çalışıldı. Fakat bu durum Moğol istilası ile sekteye uğradı ve Doğu'dan gelen Türkmen göçleriyle beraber, Orta Asya Türk-İslam tasavvufi düşüncesi Anadolu'da Horasan Erenleri (Alperen) aracılığıyla tecelli edecekti.
Genel kanıya göre, Anadolu hristiyanlarının, hem tasavvufi İslam'ın hoşgörüsü ve özellikle Alevi-Şii İslam'daki 12'ci , 3,5,7 ulular anlayışının,büyük ihtimalle benzerlik nedeniyle mevcut dini anlayışın yerine geçmesini kolaylaştırması, öte yandan tasavvufi önderlerin (Bakınız; Hacı Bektaş-i Veli , Mevlana, Sarı Saltuk, Ahi Evran, Abdal Musa v.d.) din farkı gözetmeden tüm insanları dergahlarında toplayabilemelri bu süreci hızlandırdı. Öte yandan heterodoks İslam anlayışında ibadet dilinmin Türkçe oluşunun da Türkifikasyon sürecini tamamladığını ve özellikle Helenik baskıdan kaçan yerel Anadolu halklarının Türklükte kimliklerini buldukları tahmin edilmektedir. Kaynakça *http://en.wikipedia.org/wiki/Turkification Referans }
brianaandrews - 1 hafta önce