Bizler; Her zaman 'Mevzubahis Vatansa Gerisi Teferruattır' şiarını onur duyarak tatbik ettik. Her zaman, aldığımız nefese, yediğimiz içtiğimiz her şeye şükretmesini bildik. Her zaman, her şehit haberiyle yıkıldık, Her zaman, şehidimiz hangi memleketten olursa olsun aynı acıyı hissettik, Her zaman, vatana hizmet etmek için var olduk, ve vatana hizmette şekil olmaz dedik, Bizler, her zaman, bizi var eden atalarımızın, bu uğurda ne bedeller ödediğini bildik ve asla bizden gelecek nesiller için bedel ödemekten korkmadık. Bizler, her zaman, en büyük Türk Devrimcisinin Mustafa Kemal ATATÜRK olduğunu bildik, Ve Bizler, her zaman, en büyük Türk Milliyetçisinin de Mustafa Kemal ATATÜRK olduğunu bildik, Bizler, hiçbir zaman, senin rengin şu, senin dilin şu, senin memleketin şu, diyerek kimseyi kendimizden farklı görmedik, görenleri hoş karşılamadık, Bizler, Atamıza, Bayrağımıza, Dilimize ve Dinimize, kirli ellerini ve şer dillerini uzatanları gördük, kirli el ve şer dil sahipleri ile işbirlikçi hainleri kayıt altına almasını bildik ve hep hesap gününü bekledik. Bizler, su uyur düşman uyumaz atasözünü geç de olsa idrak ettik ve uyanmasını bildik, Bizler, değil bir karış toprak vermek, misakı milli sevdamız hiç bitmeyecek dedik ve milli mücadelemiz adına yemin ettik. 'Ne Mutlu Türküm Diyene' Milli Mücadele İstanbul İl Başkanı Hasan Hüseyin ALKAN millimucadeleistanbul@[212752].com 0212 597 67 64-65
misafir - 8 yıl önce
ALACAKARANLIK . 23 Haziran 2013, 15:04 -ALACAKARANLIK- Uzun süredir ara verdiğim yazılarıma kaldığım yerdendevam ediyorum ve bu ilk yazıma rahmetli babamın sevdiğim sözlerinden biri ilebaşlamak istiyorum. ‘’Oğlum, maddi manevi benden sana ne kaldıysa, bundanfazlasını oğluna bırakmalısın.’’ … Kaç zamandır düşünüyorum toplum olarak nasıl bir halegeldiğimizi. Bu kadar kolay olmamalıydı kalemiz olan kurumların elegeçirilmesi. Dinimizle oynanması, dilimizle oynanması, milletimizle oynanmasıbu kadar kolay olmamalıydı. Bizler bir yerlerde eksik davranmıştık çünkü.Psikolojik harp açılmıştı milletimize ancak biz bunu geç idrak edebildik. Aslapes etmeyecektik. Biliyorduk ki, gecenin en karanlık anı, aslında sabahın enyakın zamanıdır. … Bir kuşak düşünün. Kuşak farkını ve kuşakların yetişmetarzını düşünün. Bir önceki kuşaktan bir adım önde olduğumuz her şeyi vegerçekliğini düşünün. Eğitim imkânları, teknolojik fırsatları düşünün. Bir kalem, bir defter ve bir silgi ile öğrenimlerinitamamlamıştı, Babam ve Amcam. Siler siler yeniden yazarlarmış. Resmi birişlerini halletmek için Çorum dan Ankara ya at sırtında gittiklerini bazen deat olmadığı için yürüyerek gittiklerini duymuştum defalarca. Ailelerimiz, atalarımız, bizden aldığının bir fazlasınısenden gelenlere bırak vasiyetini verirken, öncelikle kültürel değerlerimizden,milli duruşumuzdan, at-avrat-silah değerlerimizden ve milletimize faydalı olmailkesinden bahsetmişlerdir. Şimdi ki zaman elbette getirdiği imkânlarla eskidönemler ile kıyaslanamaz. Zaman aşımı, yaşanmış deneyimler, teknolojikgelişmeler ve bunların hayatımızı olumlu yönde etkileyen yönleri hayatkalitemizi değiştirmiştir. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Hayatın kullanma kılavuzu yok ki bilelim. Tabi yanetkileri de var bu etkilerin ve değişimlerin. Karşı cephe boş durmamıştır elbette. Dimdik yürüyen veçelik gibi bir milli reflekse sahip olan milletimizi yok etme planları asırlarönceden planlanmıştır. Bir bataklık düşünün, virüs dolu bir bataklık.Paçanızdan bir yerden yakaladığında sizi içine çeken ve her an biraz dahaderine batmanızı sağlayan bir bataklık düşünün. Vatanımızda, 10 Kasım 1938’de saat 09.05’den sonra biranda yeniden ortaya çıkan bu bataklık, yavaş yavaş mikrobunu yaymayabaşlamıştır. Kuşaklar, dönemler, ömürler değişmiştir. Her halükarda, psikolojikharbin değişmeceli bataklığının, mikrobunu almış bir insan, bu virüsün karakterine,yaşayış tarzına, milletine ve devletine bakış açısına etki etmesiniengelleyemez. Bu sebeple etkilenen zarar görmüş bir milli duruş oluşmaktadır. Zarar görmüş bir milli duruştan türeyen nesil dahafazla zarar görerek sonraki kuşaklara aktarmaktadır milli duruşunu. Önlemalınarak yeniden bir uyanış gerekmektedir milletimize. Damarlarındaki asil kanıhissetmeli ve eksik yanlarımızı tamamlayarak yeniden çelik gibi bir irade oluşturulmalıdır.Milli reflekslerimizi yeniden harekete geçirmek şarttır. Peki yazmak çizmek kolay da ne yapılması gerekirdediğinizi duyar gibiyim.
Dede Korkut, Kara Murat, Tarkan, Köroğlu, Hekimoğlu,Yüzbaşı Volkan hikâyeleri ile büyüyen, yerli malı yurdun malı herkes bunukullanmalı söylemini baba ocağında, ana kucağında milli benliğine yerleştirmiş olanbizler; Çocuklarımızın kültürel değerlerimizden uzaklaşmasınaizin vermemeliyiz. Televizyon, medya ele geçirilmiş bu doğru. İzlemeyinizletmeyin demiyorum. İzlemekte gerekiyor ama ne izlediğini ve amaçlanan şeyinne olduğunu idrak ettirmek şartıyla. ‘’Kendi tarihini bilmeyen milletler geleceklerine yönveremezler’’ demiştir Ata’mız. Tarihimizi, bir Türk ün neden dünyaya bedel olduğunu,‘’Mevzubahis Vatansa Gerisi Teferruattır’’ sözünü ve ‘’Her Türk Asker Doğar’’sözünün ne anlama geldiğini ve anlamını, öğretelim çocuklarımıza. Babil Bilgelerinin M.Ö. 930’ larda yazdıkları SiyonProtokollerini, Şark Meselesini, Haçlı Seferlerini, Ermeni Mezalimini, Böl-parçala-yönetüçleminin ne olduğunu, Açılım ve Müzakerelerin ne olduğunu, Ergenekon Tezgâhı’nı ve neden planlandığını, BOP EŞBAŞKANI’ demenin ne anlama geldiğini, Ortadoğuda oynanan oyunları, Suriye de ne olacağı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti olanvatanımızda oynanan oyunları idrak etmeli ve çevremizle paylaşmalıyız. Psikolojik harekat devam etmektedir. Her geçen an birazdaha saplanıyoruz bataklığa. Tarım ve hayvancılık bitirilmek üzeredir. Ekonomikolarak; ödediğimiz vergiler çoğaltılmış, enflasyon boğazımıza düğümlenmiştir. Memleket meselesi konuşan üç vatan evladı bir arayageldiğinde örgüt suçlamasıyla içeri atılmaktadır. Neredeyse Türk olmak suç haline getirilmiş. Kendiyurdunda misafir konumuna sokulmuştur milletimiz. Birlikten kuvvet doğar ilkesinin anlamını kavrayalım vebirlik olalım. Birlik olamıyor muyuz. Şartlar mı el vermiyor buna. O zaman durum başka işte. Bir tane Hasan Tahsin vardı eskiden. Şimdi, ben dahil milyonlarca.
Hasan Hüseyin ALKAN Milli Mücadele Teşkilatı (Partisi) İstanbul İl Başkanı 05324306559 millimucadeleistanbul@[212752].com
misafir - 8 yıl önce
Her zaman 'Mevzubahis Vatansa Gerisi Teferruattır' şiarını onur duyarak tatbik ettik.
Her zaman, aldığımız nefese, yediğimiz içtiğimiz her şeye şükretmesini bildik.
Her zaman, her şehit haberiyle yıkıldık,
Her zaman, şehidimiz hangi memleketten olursa olsun aynı acıyı hissettik,
Her zaman, vatana hizmet etmek için var olduk, ve vatana hizmette şekil olmaz dedik,
Bizler, her zaman, bizi var eden atalarımızın, bu uğurda ne bedeller ödediğini bildik ve asla bizden gelecek nesiller için bedel ödemekten korkmadık.
Bizler, her zaman, en büyük Türk Devrimcisinin Mustafa Kemal ATATÜRK olduğunu bildik,
Ve Bizler, her zaman, en büyük Türk Milliyetçisinin de Mustafa Kemal ATATÜRK olduğunu bildik,
Bizler, hiçbir zaman, senin rengin şu, senin dilin şu, senin memleketin şu, diyerek kimseyi kendimizden farklı görmedik, görenleri hoş karşılamadık,
Bizler, Atamıza, Bayrağımıza, Dilimize ve Dinimize, kirli ellerini ve şer dillerini uzatanları gördük, kirli el ve şer dil sahipleri ile işbirlikçi hainleri kayıt altına almasını bildik ve hep hesap gününü bekledik.
Bizler, su uyur düşman uyumaz atasözünü geç de olsa idrak ettik ve uyanmasını bildik,
Bizler, değil bir karış toprak vermek, misakı milli sevdamız hiç bitmeyecek dedik ve milli mücadelemiz adına yemin ettik.
'Ne Mutlu Türküm Diyene'
Milli Mücadele İstanbul İl Başkanı
Hasan Hüseyin ALKAN
millimucadeleistanbul@[212752].com
0212 597 67 64-65
misafir - 8 yıl önce
.
23 Haziran 2013, 15:04
-ALACAKARANLIK-
Uzun süredir ara verdiğim yazılarıma kaldığım yerdendevam ediyorum ve bu ilk yazıma rahmetli babamın sevdiğim sözlerinden biri ilebaşlamak istiyorum.
‘’Oğlum, maddi manevi benden sana ne kaldıysa, bundanfazlasını oğluna bırakmalısın.’’
…
Kaç zamandır düşünüyorum toplum olarak nasıl bir halegeldiğimizi. Bu kadar kolay olmamalıydı kalemiz olan kurumların elegeçirilmesi. Dinimizle oynanması, dilimizle oynanması, milletimizle oynanmasıbu kadar kolay olmamalıydı.
Bizler bir yerlerde eksik davranmıştık çünkü.Psikolojik harp açılmıştı milletimize ancak biz bunu geç idrak edebildik. Aslapes etmeyecektik. Biliyorduk ki, gecenin en karanlık anı, aslında sabahın enyakın zamanıdır.
…
Bir kuşak düşünün. Kuşak farkını ve kuşakların yetişmetarzını düşünün. Bir önceki kuşaktan bir adım önde olduğumuz her şeyi vegerçekliğini düşünün. Eğitim imkânları, teknolojik fırsatları düşünün.
Bir kalem, bir defter ve bir silgi ile öğrenimlerinitamamlamıştı, Babam ve Amcam. Siler siler yeniden yazarlarmış. Resmi birişlerini halletmek için Çorum dan Ankara ya at sırtında gittiklerini bazen deat olmadığı için yürüyerek gittiklerini duymuştum defalarca.
Ailelerimiz, atalarımız, bizden aldığının bir fazlasınısenden gelenlere bırak vasiyetini verirken, öncelikle kültürel değerlerimizden,milli duruşumuzdan, at-avrat-silah değerlerimizden ve milletimize faydalı olmailkesinden bahsetmişlerdir.
Şimdi ki zaman elbette getirdiği imkânlarla eskidönemler ile kıyaslanamaz. Zaman aşımı, yaşanmış deneyimler, teknolojikgelişmeler ve bunların hayatımızı olumlu yönde etkileyen yönleri hayatkalitemizi değiştirmiştir. Bu dünyanın her yerinde böyledir.
Hayatın kullanma kılavuzu yok ki bilelim. Tabi yanetkileri de var bu etkilerin ve değişimlerin.
Karşı cephe boş durmamıştır elbette. Dimdik yürüyen veçelik gibi bir milli reflekse sahip olan milletimizi yok etme planları asırlarönceden planlanmıştır.
Bir bataklık düşünün, virüs dolu bir bataklık.Paçanızdan bir yerden yakaladığında sizi içine çeken ve her an biraz dahaderine batmanızı sağlayan bir bataklık düşünün.
Vatanımızda, 10 Kasım 1938’de saat 09.05’den sonra biranda yeniden ortaya çıkan bu bataklık, yavaş yavaş mikrobunu yaymayabaşlamıştır. Kuşaklar, dönemler, ömürler değişmiştir. Her halükarda, psikolojikharbin değişmeceli bataklığının, mikrobunu almış bir insan, bu virüsün karakterine,yaşayış tarzına, milletine ve devletine bakış açısına etki etmesiniengelleyemez. Bu sebeple etkilenen zarar görmüş bir milli duruş oluşmaktadır.
Zarar görmüş bir milli duruştan türeyen nesil dahafazla zarar görerek sonraki kuşaklara aktarmaktadır milli duruşunu. Önlemalınarak yeniden bir uyanış gerekmektedir milletimize. Damarlarındaki asil kanıhissetmeli ve eksik yanlarımızı tamamlayarak yeniden çelik gibi bir irade oluşturulmalıdır.Milli reflekslerimizi yeniden harekete geçirmek şarttır.
Peki yazmak çizmek kolay da ne yapılması gerekirdediğinizi duyar gibiyim.
Dede Korkut, Kara Murat, Tarkan, Köroğlu, Hekimoğlu,Yüzbaşı Volkan hikâyeleri ile büyüyen, yerli malı yurdun malı herkes bunukullanmalı söylemini baba ocağında, ana kucağında milli benliğine yerleştirmiş olanbizler;
Çocuklarımızın kültürel değerlerimizden uzaklaşmasınaizin vermemeliyiz. Televizyon, medya ele geçirilmiş bu doğru. İzlemeyinizletmeyin demiyorum. İzlemekte gerekiyor ama ne izlediğini ve amaçlanan şeyinne olduğunu idrak ettirmek şartıyla.
‘’Kendi tarihini bilmeyen milletler geleceklerine yönveremezler’’ demiştir Ata’mız.
Tarihimizi, bir Türk ün neden dünyaya bedel olduğunu,‘’Mevzubahis Vatansa Gerisi Teferruattır’’ sözünü ve ‘’Her Türk Asker Doğar’’sözünün ne anlama geldiğini ve anlamını, öğretelim çocuklarımıza.
Babil Bilgelerinin M.Ö. 930’ larda yazdıkları SiyonProtokollerini, Şark Meselesini, Haçlı Seferlerini, Ermeni Mezalimini, Böl-parçala-yönetüçleminin ne olduğunu, Açılım ve Müzakerelerin ne olduğunu, Ergenekon Tezgâhı’nı ve neden planlandığını, BOP EŞBAŞKANI’ demenin ne anlama geldiğini, Ortadoğuda oynanan oyunları, Suriye de ne olacağı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti olanvatanımızda oynanan oyunları idrak etmeli ve çevremizle paylaşmalıyız.
Psikolojik harekat devam etmektedir. Her geçen an birazdaha saplanıyoruz bataklığa. Tarım ve hayvancılık bitirilmek üzeredir. Ekonomikolarak; ödediğimiz vergiler çoğaltılmış, enflasyon boğazımıza düğümlenmiştir.
Memleket meselesi konuşan üç vatan evladı bir arayageldiğinde örgüt suçlamasıyla içeri atılmaktadır.
Neredeyse Türk olmak suç haline getirilmiş. Kendiyurdunda misafir konumuna sokulmuştur milletimiz.
Birlikten kuvvet doğar ilkesinin anlamını kavrayalım vebirlik olalım. Birlik olamıyor muyuz. Şartlar mı el vermiyor buna.
O zaman durum başka işte.
Bir tane Hasan Tahsin vardı eskiden.
Şimdi, ben dahil milyonlarca.
Hasan Hüseyin ALKAN
Milli Mücadele Teşkilatı (Partisi)
İstanbul İl Başkanı
05324306559
millimucadeleistanbul@[212752].com