Yusuf Ziya Akışık

Kısaca: Yusuf Ziya Akışık son devir alimlerinden. Bosna, Foça'da 1886'da doğdu. Ahmed Beyin oğludur. Dedesi Zülfikar Paşa, Akkoyunlu soyundandır. İyi bir tahsil gördü. Yaşayışı, ilmi, edebi herkese örnek olacak şekildeydi. Gayet vakarlı ve sabırlıydı. Son yüzyılın zahir ve batın ilimlerinde kamil ve dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mahir büyük alim Seyyid Abdülhakim Arvasi'nin sohbet ve hizmetinde bulunurdu. Çok sevilir ve beğenilirdi. Aldığı feyzlerin bereketiyle kemal derecelere ulaştı. Halk iç ...devamı ☟

Yusuf Ziya Akışık son devir alimlerinden. Bosna, Foça'da 1886'da doğdu. Ahmed Beyin oğludur. Dedesi Zülfikar Paşa, Akkoyunlu soyundandır. İyi bir tahsil gördü. Yaşayışı, ilmi, edebi herkese örnek olacak şekildeydi. Gayet vakarlı ve sabırlıydı. Son yüzyılın zahir ve batın ilimlerinde kamil ve dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mahir büyük alim Seyyid Abdülhakim Arvasi'nin sohbet ve hizmetinde bulunurdu. Çok sevilir ve beğenilirdi. Aldığı feyzlerin bereketiyle kemal derecelere ulaştı. Halk içinde Hak'la beraberdi.

Yusuf Ziya Bey yakınlarından birine şöyle anlatmıştı: “Rüyada Abdülhakim Efendinin elinin ayasını öpmüştüm. Ertesi günü, Eyüpsultan'daki evine giderek, rüyamı anlatmak istedim. Her zaman olduğu gibi eline öpmek için eğildiğimde, mübarek elini, ayası yukarı doğru olarak uzattı ve “Akşam rüyanda öptüğün gibi öp!” dedi ve iltifat buyurdu.”

Son derece cömert olan Yusuf Ziya Bey, hocaları Seyyid Abdülhakim Arvasi'nin “Ya Rabbi! Bu Ziya kuluna her türlü nimetlerini ihsan eyle!” duasına mazhar olmuştur.

Yusuf Ziya Bey, Vefa'daki Karamürsel Kumaş Fabrikasının uzun zaman müdürlüğünü yaptı. İdareciliği, meslekteki bilgisi örnekti. Çalıştırdığı yüzlerce Müslüman fakirin sığınağıydı. Cömertliği ve merhameti herkes tarafından takdir edilirdi. İşçilerin her şeyiyle ilgilenir, onlara müşfik bir baba gibi davranırdı. Tekstil Sanayiinde çalışmaları, gayretleri devlet adamlarınca da beğenilir, takdir edilirdi.

Kendisini ziyarete gelen temiz gençlerden biri ne kıyametle alakalı bir sualine verdikleri cevapta; “Bir insanın ömrü boyunca söylediği her sözün, yaptığı her işin, her hareketin hesabının yapıldığı o günde, ebedi azaptan kurtulabilenlere imrenilerek, büyük kahraman, diye bakılacaktır.” dedi.

Peygamber efendimizin torunları olan Seyyidleri çok sever, hürmet gösterirdi. Bunlardan biri de Seyyid Fehim'in (kuddise sirruh) torunlarından Seyyid Taha idi. Seyyid Taha, Van'dan her gelişinde, muhakkak Yusuf Ziya Beyi ziyaret ederlerdi. Böyle ziyaretlerden birinde, beraberce son devrin hattatlarından Safi Beye gittiler. Hasta olan Safi Bey gelen misafirlerden şöyle bir ricada bulundu. “Seyyid Fehim Efendinin kabrinde gül vardır. Ondan mektupla birkaç yaprak gönderin. Ziya Beye gözlerime, ağzıma kalbime koymalarını vasiyet edeceğim. İnşallah yetiştirirsiniz.” Aradan zaman geçti. Bir ziyaretlerinde açılmış gülü gören Seyyid Taha ricayı hemen hatırladı. Gül yapraklarını koparıp mektupla gönderdi. Ziya Bey mektubu aldığında açmadan telefondan Hattat Safi Beyin vefat haberini aldı. Mektubu açtığında Safi Beyin vasiyet ettiği gül yapraklarını gördü. Cenazeye gidip arzularını yerine getirdi.

Yusuf Ziya Akışık 1958 (H.1378)de İstanbul Fatih'te vefat etti. Kabirleri Edirnekapı Kabristanındadır.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.