yutmak
1 . Ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek.
2 . Tam ve doğru söylememek:
"Bazı heceleri yutuyor."- .
3 . mecaz İnanmak, aldanmak, kanmak:
"Bize numara yapma, yutacak enayi değiliz."- S. M. Alus.
4 . mecaz Söylemek istediği bir sözü kendini tutarak söylememek.
5 . mecaz İyice, eksiksiz olarak öğrenmek:
"Bazen üçer yüz sayfalık iki kitabı birden, yirmi dört saat zarfında hatmedip yuttuğu olurdu."- Y. K. Karaosmanoğlu.
6 . mecaz Işık, ses gücünü, parlaklığını azaltmak:
"Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor."- M. Ş. Esendal.
7 . teklifsiz konuşmada Dayanıp sesini çıkarmamak, katlanmak:
"Ben bu ağır sözleri yutmam."- .
yutmak
Türkçe yutmak kelimesinin İngilizce karşılığı.
v. absorb, buy, choke down, drink in, elide, engorge, engulf, gulp, gulp down, ingest, pouch, swallow, take down, eat up
yutmak
ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek; tam ve doğru söyleyememek.
haksız olarak kendine mal etmek, zorbalıkla elinden almak; türlü anlamlara gelebilen sözü anlayamamak.
dayanıp sesini çıkarmamak, katlanmak; söylemek istediği bir sözü kendini tutarak söylememek.
yutmak
Türkçe yutmak kelimesinin Fransızca karşılığı.
avaler, déglutir, engloutir, engouffrer, entonner, gober, ingérer, ingurgiter
yutmak
Türkçe yutmak kelimesinin Almanca karşılığı.
v. einnehmen, schlucken, verschleifen, verschlingen, verschlucken