Zengi Ata

Kısaca: on üçüncü asırda Türkistan’da yaşamış olan evliyânın büyüklerinden. Babası, Ahmed Yesevî hazretlerinin ilk hocası Arslan Baba’nın torunlarından Tâc Hoca’dır. Doğum târihi ve yeri kesin olarak bilinmemektedir. 1258 (H.656) senesinde Taşkent yakınlarındaki Zengî Atâ köyünde vefât etti. Kabri oradadır. ...devamı ☟

on üçüncü asırda Türkistan’da yaşamış olan evliyanın büyüklerinden. Babası, Ahmed Yesevi hazretlerinin ilk hocası Arslan Baba’nın torunlarından Tac Hoca’dır. Doğum tarihi ve yeri kesin olarak bilinmemektedir. 1258 (H.656) senesinde Taşkent yakınlarındaki Zengi Ata köyünde vefat etti. Kabri oradadır.

Âlim ve evliya bir aileye mensup olan Zengi Ata uzun yıllar dede ve babasından zahir ve batın ilimlerini öğrendi. Ahmed Yesevi hazretlerinin halifelerinden Hakim Ata’nın hizmetine girdi. Onun yüksek ilim ve feyzinden istifade etti. Taşkent’te ikamet edip, bir müddet Taşkent halkının hayvanlarına çobanlık ederek onların gönlüne girmeye çalıştı. Hocası Hakim Ata 1186 (H.582) senesinde vefat edince, onun hanımı Anber Ana ile evlendi. Zengi Ata’nın Anber Ana ile evlenmesi şöyle oldu: Hakim Ata biraz esmerceydi. Bir gün Anber Ana’nın kalbinden “Keşke kocam siyah almasaydı.” şeklinde bir düşünce geçti. Allahü tealanın veli kulu Hakim Ata, onun bu düşüncesini Allahü tealanın izniyle anlayıp; “Sen beni beğenmiyorsun ama, benden sonra dişinden başka beyaz yeri olmayan bir karaya düşeceksin.” buyurdu. Anber Ana bu düşüncesinden dolayı pişman olup, tövbe ettiyse de, Allahü tealanın sevgili kulu dilek dilemiş, iş işten geçmişti. Hakim Ata vefatına yakın Harezm’de ilim tahsil etmekte olan oğulları Muhammed Hoca ile Asgar Hoca’yı çağırttı. Onlara; “Ölümünden sonra gün doğusundan kırk ebdal gelecek, içlerinde gözü zayıf ve ayağı aksak bir kara ebdal vardır. İddet (bekleme) müddeti bitince ananızı onunla evlendirirsiniz.” dedi. Hakikaten Hakim Ata’nın vefatından kısa bir müddet sonra bahsettiği kırk kişi geldi. İçlerinden biri arkada kalmıştı. Tariflere uygun olan o mübarek kimse Zengi Ata idi. Kalın dudaklı, dişlerinden başka beyaz yeri olmayan oldukça esmer bir kimse olan Zengi Ata Anber Ana’nın iddet müddeti bitince bir yakınını gönderip nikah talep etti. Anber Ana kabul etmeyip; “Ben Hakim Ata’dan sonra kimseye varmam.” deyip reddetti. Bu sırada boynu tutulup yüzünü çeviremez oldu. Çok sıkıntı çekti. Zengi Ata’ya durum haber verildi. Zengi Ata adam gönderip; “Bilmez misin ki bir gün hatırından keşke “Hakim Ata esmer olmasaydı.” düşüncesi geçmişti de Hakim Ata bunu kerametle bilip; “Yakında benden siyaha eş olursun.” demişti.” buyurdu. Anber Ana takdirin böyle olduğunu anlayıp nikaha rıza gösterdi. Nikaha razı olur olmaz da boynu eski haline geldi. Zengi Ata ile evlendiler. Çocukları oldu. Soylarından salih kimseler, alimler ve evliyalar yetişti.

Taşkent’te çobanlık yapıp ailesinin geçimini sağlayan Zengi Ata, kırlarda namazını kılar, namazdan sonra Kur’an-ı kerim okur, Allahü tealayı zikr ederdi. Akşam da yakmak için topladığı odunları sırtına yüklenir evine götürürdü. Taşkent’te bulunduğu sırada Uzun Hasan Ata, Seyyid Ata, Sadr Ata ve Bedr Ata isimli gençleri tasavvufta yetiştirdi. Ahmed Yesevi hazretlerinin yolu Zengi Ata’dan sonra Seyyid Ata ve Sadr Ata vasıtasıyla devam etti. Seyyid Ata, Hace Azizan (Pir-i Nessac Ali Ramiteni) hazretleriyle sohbet etti. Sadr Ata’nın halifeleri daha uzun zaman Yeseviyye yolunu devam ettirdiler. Onun halifeleri, Eymen Baba, Şeyh Ali, Mevdud Şeyh şeklinde sıralanır. Mevdud Şeyh’in iki meşhur halifesi, Hoca Abdullah ve Kemal Şeyh idi. Hoca Abdullah’ın halifesi Hadım Şeyh, onun da halifesi Cemalüddin Buhari idi. Reşahat sahibi, Cemalüddin Buhari’den nakiller yapmıştır.

Zengi Ata 1258 (H.656) senesinde Şaş (Taşkent) yakınlarında Semerkant yolunun on birinci kilometresindeki Zengi Ata köyünde vefat edip oraya defn edildi. Zengi Ata’nın kabri belli olup, ziyaret edilmektedir

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.