Ziya Osman Saba

Kısaca: Ziya Osman Saba İstanbul'da doğmuştur (1910). Sekiz yaşında iken, kendi sözleriyle "o zamanlar pek salgın ve meşhur olan İspanyol nezlesi" ne yakalanan annesini kaybetmiştir. Mütareke yıllarında yatılı olarak Galatasaray Lisesi'ne girmiş ve oradan mezun olmuştur (1931). Yüksek öğrenimini ise İstanbul Hukuk Fakültesi'nde yapan (1936) Saba, daha sonra Emlak Bankası'na girmiş, görevinin Ankara'ya nakledilmesi üzerine bir süre başkentte yaşamıştır. ...devamı ☟

Ziya Osman Saba İstanbul'da doğmuştur (1910). Sekiz yaşında iken, kendi sözleriyle "o zamanlar pek salgın ve meşhur olan İspanyol nezlesi" ne yakalanan annesini kaybetmiştir. Mütareke yıllarında yatılı olarak Galatasaray Lisesi'ne girmiş ve oradan mezun olmuştur (1931). Yüksek öğrenimini ise İstanbul Hukuk Fakültesi'nde yapan (1936) Saba, daha sonra Emlak Bankası'na girmiş, görevinin Ankara'ya nakledilmesi üzerine bir süre başkentte yaşamıştır. Ancak İstanbul'u çok seven Ziya Osman, işinden istafa ederek İstanbul'a dönmüş ve Milli Eğitim Bakanlığı Basımevi'nde "tashih şefi" olarak çalışmıştır. Saba geçirdiği bir kalp krizi sonucu, bu görevini yapmayacağı anlaşılınca evine çekilmiş, ölümüne kadar Varlık Yayınlarının kitaplarını basıma hazırlamıştır.

Ziya Osman Saba İstanbul'da ölmüş (1957) ve çok sevdiği Eyüpsultan'da toprağa verilmiştir.

Yazın Yaşamı

Yazın dünyasına girişini Saba, şöyle anlatmaktadır: "Daha pek küçük yaşlarda bu mektebin (Galatasaray - A. O.) İlk sınıflarında mensur şiirler yazdım. İlk vezinli kafiyeli şiirin 6 Kanunisani 1927 tarihli "Servet-i Fünun'da ve sadece 'Ziya' imzasıyla çıktı. Başlığı 'Sönen Gözler' di. Bu imza sonra Ziya Osman Saba oldu". Saba, yazdığ ilk yazının ise, annesinin ölümü üzerine yazdığı bir metin olduğunu söylemekte, ikinci yazısının da yine babasıyla birlikte annesinin mezarını ziyaret edişlerinin izlenimlerini içeren bir nesir olduğunu belirtmektedir. Saba, bu ilk deneyleriyle ilgili olarak şunları söylemektedir: "Bu nesirleri ve daha sonra yazdıklarımı siyah kaplı bir deftere geçirmiş, ilk sahifeye kırmızı - mavi, kalemle, doğan mı batan mı olduğunu anlaşılmayan bir güneş resmi yapmış ve korkunç bir arapça hatası da işleyerek en başa, eserime verdiğim adı yazmıştım: Hissiyatlarım.

Ziya Osman Saba, Galatasaray Lisesi'nde, "kendi sözleriyle teneffüslerde hep kitap okuyan zayıf bir çocuk olan" Yaşar Nabi (Nayır) ile tanınmış ve Sabri Esat (Siyavuşgil), Cevdet Kudret, Vasfi Mahir (Kocatürk), Muammer Lütfi ve Kenan Hulusi (Koray) ile bir grup oluşturarak Yedi Meşale adlı ortak bir kitap çıkarmıştır (1920). Daha sonra kitabın gördüğü ilgi üzerine Yusuf Ziya (Ortaç) onları aynı adla bir dergi çıkarmaya teşvik etmiş ve parasal destek sağlamıştır. Ancak, dergi ancak sekiz sayı çıkabilmiştir. Meşale'nin kapanmasından sonra Milliyet'in edebiyat sayfası ile İçtihat dergisinde yazmaya başlayan Saba Yaşar Nabi'nin Varlık'ı çıkarmaya başlamasından sonra bu dergide yazmış, Ağaç (1936), Yücel (1938), Servet-i Fünun (1944) gibi dergilerde de görünmüştür. Saba, Galatasaray'ı bitirmesine üç yıl kala sınıfta kalmış ve bir alt sınıftan gelen Cahit Sıtkı (Tarancı) ile tanışmıştır. Bu tanışmadan Türk yazınında ender raslanan dostluklardan biri doğmuştur.

Yapıtları

Şiir:

Sebil ve Güvercinler (1943), Geçen Zaman (1947 - Sebil ve Güvercinler'le birlikte), Nefes Almak (1957).

Öykü:

Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi (1952),Değişen İstanbul (1959), Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi - Değişen İstanbul (1992).

EKMEK


Çocukluğumdan beri mübarek,

Yere düşse, öpüp başıma koyduğum,

Uğrunda mektep mektep okuduğum,

Senin için önümü ilikleyip eğildiğim;

Sen, evimin nafakası, çocuğumun rızkı,

Günden güne daha aziz bildiğim...

Senin için kadın, erkek,

Taş taşıyarak, dikiş dikerek...

Kara toprağı iki büklüm, süren.

Verem: Öksüren...

El açıp dilenmek,

Bir lokma için ekmek.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Varlık Yayınları
6 yıl önce

Sıtkı Tarancı, Orhan Veli Kanık, Sait Faik Abasıyanık, Nurullah Ataç, Ziya Osman Saba, Oktay Akbal, Mahmut Makal, Necati Cumalı, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Behçet...

Yedi meşaleciler
2 yıl önce

getiren topluluk şu isimlerden oluşmaktadır: Sabri Esat Siyavuşgil, Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Muammer Lütfi Bahşi, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet...

Yedi Meşaleciler, Yedi Meşaleciler
Cengiz Dağcı
2 yıl önce

Türkiye Türkçesi ile yazmış, kitaplarının ilk redaksiyonunu da şair Ziya Osman Saba yapmıştır. Türkiye'de yayınlanan eserleri sayesinde Türkiye'de birçok...

Cengiz Dağcı, Cengiz Dağcı
Ağaç (dergi)
2 yıl önce

başka Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Muhip Dranas, Ziya Osman Saba, Cahit Sıtkı Tarancı, Sait Faik, Sabahattin Ali, Fikret Adil, Mustafa...

Ağaç (dergi), Ahmet Hamdi Tanpınar, Dergi, Mustafa Şekip Tunç, Necip Fazıl Kısakürek, Sabahattin Ali, Sabahattin Eyüboğlu, Taslak, Burhan Toprak, Fikret Adil
Terza rima
2 yıl önce

denemiş ancak 1908'den sonra pek kullanılmamıştır. Ayrıca Ali Canip, Ziya Osman Saba Terza Rimayı kullanan şairlerdendir. Bu biçimde yazılmış kısa şiirlerin...

Terza Rima, 1908, Dante, Edebiyat, Taslak, Tevfik Fikret, İlahi Komedya, İtalyan, ޞehrİ¢yİ®n
Kenan Hulusi
2 yıl önce

dergi hazırlayarak manifest bir çıkış yapan ve Sabri Esat Siyavuşgil, Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Muammer Lütfi, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret...

Kenan Hulusi, Türkiye ülke bayrağı, Türkiye, 1906, 1928, 1943, Adapazarı, Antoloji, Biyografi, Cemal Süreya, Cevdet Kudret
Mehmet Nuri Yardım
2 yıl önce

Yayınları (2005) Unutulmayan Edebiyatçılarımız, Nesil Yayınları(2004) Ziya Osman Saba Sevgisi, Nesil Yayınları (2004) Safiye Erol Kitabı, Benseno Yayınları...

Yaşar Nabi Nayır
2 yıl önce

dergilerinde de yazan şair, 1928'de altı arkadaşıyla birlikte (Cevdet Kudret, Ziya Osman Saba, Vasfi Mahir Kocatürk, Sabri Esat Siyavuşgil, Muammer Lütfi ve Kenan...

Yaşar Nabi Nayır, Yaşar Nabi Nayır