Çalıkuşu Özeti

Kısaca: ÇALIKUŞUFeride yani çalıkuşu,dördüncü sınıftayken on iki yaşındaymış.Fransızca muallimimi sör aleksi sınıftan bir yazı vazifesi vermiş bu yazıda ilk hatıralarını yazacaklarmış. Feride’nin hemen aklına yaramazlık yapıp çok konuştuğundan sör ler onu arkadaşlarından ayırıp arkada bir köşe sıraya oturtmuşlar. ...devamı ☟

ÇALIKUŞU

Feride yani çalıkuşu,dördüncü sınıftayken on iki yaşındaymış.Fransızca muallimimi sör aleksi sınıftan bir yazı vazifesi vermiş bu yazıda ilk hatıralarını yazacaklarmış. Feride’nin hemen aklına yaramazlık yapıp çok konuştuğundan sör ler onu arkadaşlarından ayırıp arkada bir köşe sıraya oturtmuşlar.Bunu mu yazsaymış ama bu onun ilk hatırası değilmiş.Feride suda doğmuş balık gibi hatıralarını hatırlamıyor değilmiş . Babasını annesini dadısını Hüseyin abisiyle İstanbul a gelişini hatırlamıyor değilmiş. Ama bunlar Feride nin ilk hatıraları değilmiş. Ne yapıp ittiyse bir anı bulmuş ve yazmış . Okuduğu zaman bütün sınıf ona gülmüş. Ama Feride aldırmamış. Feride küçük yaşta annesini kaybetmiş. Feride’nin annesiyle babası Musul dayken havalar çok sıcak olduğundan Feride’yi bir köye getirmişler. Bu köyde Fatma diye bi kadın var mış .Bu kadının çocuğu iki hafta önce ölmüş. Bu nedenle Fatma hanımın boş kalan memesiyle Feride yi beslemek için razı olmuş.Feride büyüdükten sonra İstanbul a gelmiş . burada bo Fransız okuluna gelmiş. Feride’nin teyzesini bir tane Kamran adında bir oğlu varmış. Bu Karman Feride’yi hep rahatsız edermiş. Çünkü Kamran çok ağır başlı bir çocukmuş. Feride ise ağaçlarda ovalarda bitmek bilmeyen oyun oynama arzusuna karşı koyamadığından adı çalıkuşu olmuş. Bir gün Feride kıyıda taş sektirir iken Kamran gelmiş. Feride’ye demiş ki:feride on beş yaşına geldin hala olgunlaşamadın diyince Feride nin gözü dönmüş ve Karmanın ayağına kocaman bir taş atmış. O günden sonra Feride Karmana karşı aşırı derecede kin duymuş. Okullar tatile girmiş ve ertesi gün Feride Tekirdağ daki teyzesi aklına gelmiş ve oraya gitmek için teyzesinden izin almış aralarında şöyle bir konuşma geçmiş: Feride -teyze ben tekirdağa gide bilirmiyim teyzesi -nasısöz o Feride nasıl gideceksin sen oraya demiş Feride -giderim teyzecim demiş teyzesi -tamam ama bir şartla yanında bir adam gelecek. Feride -tamam teyzecim demiş Ertesi gün Feride ile adam yola çıkmışlar yola çıkmışlar . Gidtikleri zaman Tekirdağdaki teyzesinin kızı Müjgan onları karşılamış. Teyzesinin kocasının ahbapları çok olduğu için her gün bir aile yemeğe davet ediyormuş. Ertesi gün misafirlikte dönerken eve götürücek araba gelmemiş,herkes eve kadar yürümek zorunda kalmış.teyze koca önden Feride ile Müjgan arkadan gidiyorlarmış. Birden teyzesinin yanın da bir tane daha adam görmüş. Biraz yaklaştıktan sonra adamın Kamran olduğunu anlamış. Eve kadar beraber yürümüşler hiç kimsenin ağzını bıçak açmamış. Eve gittikleri zaman Feride yatmaya gitmiş Müjgan da Feride’nin arkasından onu takip etmiş. Odaya girdikleri zaman Müjgan sormuş Feride niye böyle yapıyorsun demiş. Feride ise nağaptımda demiş . niye Kamran yanın dayken hiç ağzını bıçak açmıyor demiş. Feride yooooo demiş. Müjgan ben anladım demiş ve adan kaçmış . Müjgan şöyle düşünü yormuş;Feride Karmanı seviyor bu yüzden onun yanında konuşmaktan çekiniyormuş. Ertesi sabah Feride kalkmış kahvaltısını yapmış,ve aşağıya inmişti . Biraz yürüdükten sonra sahıleinmişki Müjgan ile Kamran’ı konuşurken görmüş. Yanlarına gitmiş ve Feride diye bir sözcük duymuş. Meraktan çatlamış ve Müjgan’ı bir köşeye çekerek ne konuştuklarını sormuş. Müjgan demişki :Feride karmanda seni seviyor demiş . Feride utancında var gücüyle kaçmış.Ertesi gün Feride utancından ve kızgınlığından Müjgan ile gezmemiş. O gün tek başına bir kiraz ağacına kiraz yemek için çıkmış ve o zaman bir yaşlı amca ağacın yanına gelmiş. Kızım in o ağaçtan düşeceksin demiş Feride ise yok amcacım bir şey olmaz ben alışkınım demiş. Sizde istermisiniz demiş . adam ver bakalam demiş Feride biraz kirazı cebindeki yeni mendile koyup adama uzatmış. Adam kızım mendilini alsaydın demiş Feride ise yok amcacım sizde benden bir hatıra kalsın demiş . Adam peki kızım öyle olsun teşekkürler demiş. Feride ağaçta oturup kirazları yerken aklına bir fikir gelmiş. Okuldaki bütün kızlar her tatil sonun da bir erkekle yaptığı cilveleşmeyi anlatıyormuş Feride’de bu yaşlı amcayı genç bir deli kanlı gibi söyleyip araya birer iki güzel söz sıkıştırırsa bunu arkadaşlarına anlatıp arkadaşları arasında kariyer yapa bilirim dedi ve bunu uygulamayı kafasına koydu. Ertesi gün İstanbul a dönme zamanı gelmişti herkes çok üzgündü herkes selam laştıktan sonra yola çıktılar. Ertesi gün İstanbul’da idiler geldikleri gün sabah feride dayanamayıp salıncakta son sürat sallan maya başladı sonra Kamran yavaşla düşeceksin dedi Feride ona inatla daha hızla sallanmaya başladı sallanması az sürdü ve düştü ayağı burkuldu. Ertesi gün okula gitti ve o günde kır gezintisine çıkmışlardı Feride en arkadan giderken yanına en iyi arkadaşı geldi . Feride ne oldu sana sen böyle değildin demiş . Feride biraz nazlanmış ve demişki tatilde Tekirdağ’ya gittim .Orada bir kiraz ağacından kiraz yerken bir sarışın deli kanlı yanıma geldi merhaba dedi . bende merhaba dedim ve ona kiraz ikram ettim Oda teşşekür etti . ve oradan uzak laşırken ona mendilimi hatıra olsun diye verdim ve odadediki çok müşerref oldum dedi demiş. Arkadaşıda vay vay vay bizim çalıkuşu böyle kur yaparmıydı başkalarıyla demiş . Feride ye demişki feride peki bu delikanlının adıne demiş Feride nin de ağzında Kamran diye bir isim kaçmış . Feride bu nefret ettiği insanın adını söylediği için sinir küpüne dönmüş . Eyer sınıfta olmasaymış as kalsın ağlayacakmış. Pardon bu sırada Kamran Feride ye ne dense aşırı bir sevgi besliyormuş . Ertesi gün akşam Kamran Feride yi bahçedeki koltuğa gelmesini rica etmiş . Feride istememiş ama Kamran çok ısrar edince Feride zorla gitmiş . Kamran söze şöyle başlamış:Feride beni sevip sevmediğini bilmiyorum ,ama ben seni seviyorum benimle evlenirimsin demiş. Feride napacağını şaşırmış.aslında Feride de Karmanı seviyormuş. Demişki Kamran benseni seviyorum ama benim okulumu bitirmem lazım demiş . on dokuz yaşına geldiğim zaman okulum bitecek .şimdi biz nişanı yapalım sonra okulu bitirince evleniriz demiş. Kamran da kabul etmiş. Bir hafta sonra yine akşama doğru Kamran Feride yi yanına çağarmış ve şunları söylemiş;feride babam yurt dışından beni yanına çağarıyor bende gitmeye kara verdim . birsene kadar orada kalacağım seni çok özliyeceğim. Arada bana yaz demiş.Dört sene olmuş Kamran ve babası gelmiş düyün hazırlıklarına başlanmış . Düyüne beş gün kala Kamran Ferideyi yanına çağırmış . Feride tam giderken köşkün kapısının önünde çarşaflı bir kadın var mış . Feride kadına sormuş bir şeymi istemiştiniz demiş. Kadın ;ben Feride hanım ile konuşacaktım demiş . Feride ise girin içeri demiş . Feride ben çağarıyım demiş. Biraz yürüdükten sonra kadın şöyle demiş:hanım benim Feride yi aradığımı hiç kimse bilmeme li çünkü ben Feride ile yalnız konuşmak istiyorum demiş . Feride bu sözün ardından buyurun ben Feride yim demiş . Bu sözü duyan kadın çok şaşırmış. Bu arada Feride nin aklına Kamran ın onu beklediği gelmiş. Sonra koltuğa oturmuşlar ve Feride kadına peçenizi çkarırmısınız demiş.kadın peçesini çıkarmış ve Feride ye ,sizi rahatsız etmemin sebebi Kamran hakkında hanım efendi demiş.Feride ise sizi dinliyorum hanım efendi demiş ve konuş maya başlamış. Feride hanım Kamran bey yurdışındaki hayatını devam ettirir ken bir bayan la karşılaşmış . Bu kadınla birbirlerini çok sevmiş ler ve Kamran bey size iki sene dediği halde bu aşk için yurt dışındakiişini dört seneye çıkarmış . Feride duyduklarına inanamamış. Bunu bana ispatlaya bilir misiniz demiş. Kadın cebinden bir mektup çıkarmış ve Feride ye uzatmış. Kadın :feride hanım sizi üzmek istemedim fakat bu hanım Kamran bey gitti diye zaten hastalandı bide sizinle evleneceğini öğrenirse gerçekten ölür demiş. Feride kadına doğruları söylediği için teşekkür etmiş . Sonra Feride Kamran’ın yanına gitmiş ve bu olanları anlatmış ve bütün olanları anlatmış Kamran hepsi yalan diyince Feride mektubu gösterip Karmanın üstüne atmış . Ağlayarak yukarı çıkmış . Feride sabaha doğru evden kaçacakmış . Bu yüzden kafasında bir plan yapmış . Buradan dadısına gidecekmiş , ondan sonrada bakanlığa gidip muallim olmak için dilekçe sini verip öğretmen olup buralardan çok uzaklara gitmek istiyormuş . Sabah kalkmış dadısına doğru yola çıkmış . Öğlene doğru dadısının evine gelmiş . Dadısı dışarıda halı yıkıyormuş Feride yi görünce Feride annesine çok benzediği için kadın şaşırmış Feride’yi görünce onu annesinin adını söylemiş ve ağlamaya başlamış . Feride benim Feride diyince kadın Feride’ye sarılarak daha Fena ağlamaya başlamış . Sonra eve girmişler Feride bütün olanları anlatmış . Dadısı kızım sen bu hallere düşecek çocuk muydun demiş . Feride hayatı boyunca hiç yemek yapmamış hiç çamaşır yıkamamış bun ların hepsini hizmetçiler yapmış ,tabi hayatının devamını çalışarak geçirmek zorunda kalacakmış . Feride bir hafta boyunca hep çalışmış yemek yapmayı öğrenmiş , çamaşır yıkamayı öğrenmiş bir kadının yapmakla yükümlü işlerin hepsini öğrenmiş . Feride dadısıyla vedalaşmış ve tekrar yola koyulmuş . Ertesi gün Feride bakanlığın olduğu şehirdeymiş , bakanlığa gitmiş kapıdan girdiği an bir tuhaflık hissetmiş . Biraz yürüdükten sonra gözüne bir kadın kes tirmiş ve kadına :ben öğretmenlik için müracat edecektim demiş . Kadın ona buralarda hiç tanıdığın varmı kızım demiş .Feride ise yok demiş . kadın Feride yi müdüre götürmüş . Müdür iki kadınla çok kaba onuşu yormuş Feride bir anda irkmiş. Adamın konuşması bitmiş ve Feride yi çağırmış . Adamın dedeminki halini halini ispat etmek için bin şait istermiş . Adam Feride ye ne istedin kızım demiş Feride muallim olmak istiyorum demiş . Adam ismini şuraya yazdır üç hafta sonra gel demiş . Feride bayılacak derecede şaşırmış bu kadar uzun süre Feride bu yaban ellerde ne yapacakmış . Kadınla dışarı çıkmış lar kadın demişki ben bu yüzden sana tanıdığın varmı diye sordum kızım demiş Feride ağlamaya meğilli davranarak dışarı çıkmış . biraz yürüdükten sonra bir otel görmüş ve otele doğru yürümüş . Allahtanki ailesinden miras kalan biraz parası varmış ki bi süre bu para ile geçine bilirmiş . Otele girmiş bir kalfa Feride yi karşılamış . Feride bu adamı çok sevmiş ama o sevmeden değil yanış anlamayın . Feride’nin bide yan oda komşusu varmış . Bu komşu kocasıyla ayrılmış lar ama kanun yoluyla değil miş . Bir gün kadının kocası çok içmiş , ve oteli basmış dı karısını döve döve zorla eve götürmüş tü . Üç hafta dolmuştu , Feride bakanlığa gitmişti bakanın yanına gitti ve sordu benim öğretmenlik başvurum ne oldu demiş . adam boş yer yok deyince Feride fenalaştı adama yalvarır casına ne olur en kötü yer bile olsunda ben giderim diyince bakan Feride ye zeyniler diye bir köye tayin etmişti . Feride sevincinden bakanın ayaklarını öpecekti nerdeyse . Feride sevine sevine otele gitmiş . Kalfa ferideyi çok sevdiğinden onun kötülüğünü istemez miş . Feride zeynileri çok güzel kırları şelaleleri olan çok güzel hormonsuz domatesleri bulunan bir köy zannetmiş . Kalfaya tayini çıktığı yeri söylediği vakit kalfa kızım sen ne yaptın zeyniler köyü Allah’ın görmediği bir köydür . Sen orada kendi başına ne yapacaksın demiş Feride bu sözleri duyduğu anda şok olmuş . Ama ben kabul ettim demiş . Neyse artık kızım bakacaksın bir çaresine demiş hadisen toparlan yarın yola gideceksin demiş kalfa . Feride biraz üzgün biraz neşeli toparlanmış . Sabaha yola çıkmışlar Feride arabaya eşyalarını yüklemiş kalfayla selamlaşmış arabaya binmiş ler ve yola çıkmışlar . akşam bir yerde durmuşlar Feride adama ne oldu demiş adam ise bu rada yol yok yürüyerek gideceğiz demiş . Köye gelmişler Feride ne gördüğüne inanamamış burası tam bir harabeymiş . Biraz yürümüşler bir ahır görünmüş tam bir ahır değil ama önceden ahırmış sonra birazda düzenlemişler ve burayı okul yapmış lar evet bunu yanlış yazmadım sonradan burası bir okul olmuş . ve yanına gelmiş ler binanın kapıyı çalmışlar va kapıyı Ayşe adında bir hizmetli açmış . Feride içeri girmiş sora hizmetli Feride ye odasını göstermiş . Feride yerleş tikten sonra sınıfı gezmeye gitmiş . Sınıfı gördüğü anda aman Allahım demiş sıralar birbirine girmiş her taraf toz içindeymiş . Feride her tarafı düzene koymuş . Ertesi gün öğrenciler gelmeye başlamış Feride nin yaşında kızlar okula geliyormuş lar . Ertesi gün okula daha çok öğrenci gelmiş en arkada küçük bir kız Feridenin dikkatini çekmiş . Çocuğu yanına çağırmış senin adınne demiş çocuk o bembeyaz inci gibi dişleriyle ve tatlı gülümsemesiyle munise demiş . Feride sen niye bazen okula gelip bazen gelmiyorsun diye sormuş munise ise üvey annem bırakmıyor bana yerleri sildiriyor çer çöp toplatıyor ben de hem okula gidip hem işlerimi yapamıyorum çok işim olduğu zaman ise okula gelemiyorum demiş . Orada okuyan çocuklar sersefil hal delermiş ama munise çok sefil bir çocukmuş. Annesi öldükten sonra babası hastalanmış ve babası başka kadınla evlenmek zorunda kalmış. Bir gün Munise samanlıkta samanları yerleştirirken bir şey yapmadığı halde babası onun üstüne oklavayla yürümüş, oda korkup evden kaçmış. Bu köyde en sevdiği insan Ferideymiş. Munise evden kaçtıktan sonra uzun bir süre eve gelmemiş. Bu durumda bütün köy halkı Munise’ yi aramaya çıkmışlar. Feride bu olaya çok üzülmüş. Ertesi gün akşamı Feride yatarken kapı çalınmış. Korka korka kapıya gitmiş. Feride korka korka kapıyı açmış. Bi de ne görsün! Munise kapıda. Hemen onu içeriye almış ve yatağına götürmüş. Çok ateşliymiş. Ateşini indirmek için elinden gelen her şeyi yapmışlar. Munise’ nin yüzüne ellerine yavaş yavaş kan gelmeye başlamış. Munise sabaha karşı gözünü açmış ve Feride’ye sarılarak beni anneme götürme demiş. Feride bu duruma çok üzülmüş ve Munise’ yi evlatlık edinmeye karar vermiş. Ertesi gün Feride muhtara gitmiş ve olanları anlatmış. Feride bu olaylara karşı sorulacak soruların bütün cevaplarını dün akşam hazırlamıştı. Muhtarın tepkisine çok şaşırdı. Muhtar hemen kabul etmişti. Munise’ nin babasını çağırdılar ve babası da kızının iyiliği için bu teklifi kabul etmiş. Feride okula gidip bu olanları munise’ ye antlınca Munise sevincin haykırmış. Feride ile munise çok iyi anlaşıyorlarmış. Feride Munise’ye yeni elbiseler dikiyormuş. Bir hafta sonra akşama doğru müfettişler okula gelmiştiler. Gerekli olan soruları sorduktan sonra kısa boylu olan adam ö bürüne Fransızca şu Feride’ yle ilgili şu kadına peçesini açtır diyormuş. Feride Fransız okulundan mezun olduğu için Fransızcayı çok iyi biliyormuş. Dolayısıyla konuştuklarını da anlıyormuş. Birden müfettişin biri bu ne biçim okul demiş. Burayı kapatmak zorundayız demiş. Feride peki biz ne olacağız demiş. Müfettişin biri yarın makamıma uğrayın sizi başka bir yere tayin edelim demiş. Akşam olmuş feride munise’ ye bütün olanları anlatmış. Munise başka bir yere gideceği için sevincinden yerinde duramıyormuş. Ertesi gün arabaya binip bakanlığa gitmişler. Müfettişin odasına çıkmışlar. Kapıyı çalıp içeriye girmişler. Müfettiş aynı zamanda da yeni bakanmış. Bir telefon konuşması yapıyormuş. Feride istemeden kulak misafiri olmuş. Müfettiş şöyle diyormuş; bu gün misafirim gelecek beni rahatsız etmeyin demiş. Bu misafir ünlü bir gazeteciymiş ve bu gün bakanı ziyaret edip bazı okulları gezecek ve onlarla ilgili haberler yapacakmış. Telefon konuşması tam biterken kapı çalınmış ve içeriye bahsdilen gazeteci gelmiş. Feride bakana okulunu kapattıklarını ve beni başka bir yere tayin edecektiniz demiş. Sonra gazetecinin eşi içeri girmiş. Feride’ ye bir bakmış ki okuldaki en iyi arkadaşıymış. Feride başından geçenleri tek tek anlatmış. Cümlesinin sonunda şimdide müfettiş bey bana yeni okulumu söyleyecekti. Feride ile arkadaşı Fransızca konuştukları için bakan kulaklarına inanamamış. Feride hanım siz bana Fransızca konuştuğunuzu neden önceden söylemediniz. Ben sizi sıradan bir okula gönderecektim. Fakat şimdiki kararım bu şehirdeki Fransızca muallimliğine atayacağım. Feride sevincinden ağlayacakmış fakat ağlayamamış.
Okula başlayalı bir ay olalı okula yeni bir dedikodu yayılmış. Bu dedikodu okuldaki müzik öğretmeniyle feride hanımın birbirlerini sevdiğiydi, müzik öğretmeni feride hanımı seviyordu. Fakat Feride onu sevmiyordu. Bu yüzden müzik hocası hastalanmıştı. Bir akşam feride oturup kitabını okurken kapı çalınmış ve içeriye hoş bir peçeli kadın girmiş. Ferideye aceleyle şu sözleri sarfetmiş:
-feride hanım ben sizin okuldaki müzik hocasının kardeşiyim. Kardeşim şu anda ölmek üzere bana dediki ölmeden önce bir kere daha feride hanımı göremezsem gözlerim arkada kalır. Dedi. Bende dayanamayıp sizi çağırmaya geldim. Bir saat bize vaktinizi ayırabilirmisiniz demiş. Feride -ne diyeceğimi bilemiyorum ama size bir saatimi ayırabilirim demiş.
Eve gitmişler müzik hocasının durumu gerçekten çok vahimmiş. Kardeşi müzik hacasını uyandırmış ve ferideyi görmüş.
Müzik hacası
-zahmet etmeseydiniz demiş.
Feride
-teessüf ederim ne demek demiş 
munise evde olduğu için hemen müsaade isteyip evden ayrılmış ve kendi evine doğru yola çıkmış. Sabaha doğru müzik hocası ölmüş. Feride bu haberi duyduktan sonra bu ölüme ben sebep oldum diyerek bakanlığa gidip başka bir yere tayinini istemiş. Adamlarda başka bir yere tayinin vermişler. Ertesi sabah eşyalarını arabaya yükleyip yola çıkmışlar.( Hocam bu şehrin adını yazmamışlar sadece b diye bahsetmişler oyüzden bende b diyeceğim) akşama doğru b’ ye varmışlar. Küçük bir ev bulup yerleşmişlerdi. Feride bu şehirde okuldaki arkadaşlarıyla gayet iyi ilişkiler kurmuştu. Ama şehrin bazı insanları Feride’nin açık giyindiğinden onu dışlıyordu lar . feride’nin okul arkadaşları bazı köşk lere davet ediliyorlarmış . Birkaç kez Feride’ yide  çağırmışlardı ama Feride kabul etmemişti .bütün şehirde Feride’nin güzelliği konuşulu yordu . feride’ ye birde takma ad koymuşlardı (gülbeşekler)Feride ye bir kere daha davet etmişlerdi Feride de bu sefer kabul etti . Akşam bir gösterişli araba bütün herkesi alıp köşke götürmüştüler . Yemeği yedikten sonra herkes müzik dinlemeye gittiler köşkün hanımı Feride hanımı kardeşi yüzbaşıyla tanıştırmak için arka bahçeye götürmüş tür tanışmışlar ve evlenme teklifi etmişti ama Feride kabul etmedi Feride ‘ nin kulağına kendisi ile ilgili dedikodular geldi. Feride dayanamayıp burada yaşamayacağım diye haykırmaya başladı ve bu şehirden de ayrılmaya karar verdi. Ertesi sabah eşyaları arabaya yükleyip bakanlığa gitti. Müracat etti tayini Kuşadası’na çıktı. Okul açıldığından 6 ay sonra savaş başladı. Okul hastane olarak kullanıldı. Feride’nin b şehrindeki evlilik teklif eden kumandan savaşta yaralandı. Yüzünün yarısı yanmış ve sağ kolu kopmuştu. Feridenin onu bu halde gördüğüne üzülerek her gün kederi bir kat daha artıyordu. Feride bu adamın kederini azaltmak için adama evlenme teklif etti. Adam ben bu sevgiyi hak etmiyorum diyerek evlenme teklifini reddetti. Feride okuldaki yani hastanede bir doktorla tanıştı. Doktor feridenin haline acıyıp ferideyle evlendi. Feride kamran’ a karşı kinini bastırıp İstanbuldaki teyzelerinin yanına gitti ve böylece aradaki buzlar eridi. Feride’de yaptığı haksızlıkları kabul etti ve ömür boyu Kamran hariç herkes mutlu yaşadı. Kamran’ını kederinin nedeni feride’ yi yurt dışında aldatıp feride ile aralarını bozmasıydı. Doktorun başka bir şehirdeki çiftliğini feride ile yetiştirme yurdu olarak değiştirdiler. Bu arada munise b şehrinde hayatını kaybetmişti. 






- S O N -

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.