Özel Görecelik

Kısaca: Özel görecelik teorisi, 1887 yılında A. Michelson ve E. Morley tarafından gerçekleştirilen bir deneyin sonucunun yorumlanmasıyla elde edilmiştir. Deney; temelde uzay boşluğunu doldurduğu düşünülen ve J. C. Maxwell’ in, elektromanyetik dalgaların içinde hareket ettiğini öne... ...devamı ☟

Özel görecelik
Özel Görecelik

Özel görecelik teorisi, 1887 yılında A. Michelson ve E. Morley tarafından gerçekleştirilen bir deneyin sonucunun yorumlanmasıyla elde edilmiştir. Deney; temelde uzay boşluğunu doldurduğu düşünülen ve J. C. Maxwell’ in, elektromanyetik dalgaların içinde hareket ettiğini öne sürdüğü esir maddesinin varolup olmadığını sınamak üzere gerçekleştirildi. Deneyde; Dünya’ nın, Güneş çevresinde döndüğü yöne gönderilen bir ışık dalgası ile bu yöne dik gönderilen ışık dalgası arasındaki faz kaymasının gözlenmesi esas alınıyordu. Herhangi bir kaymanın bulunması durumunda esirin haretinden dolayı ışık dalgalarının hızının azaldığı sonucuna varılacaktı. Fakat deney bekleneni vermemişti. Yüzlerce deneme sonunda, ışık hızının her zaman, her yerde sabit olduğu sonucuna varıldı.

A. Einstein, bu sonuçları anlamlandıran ve doğru olarak açıklayan ilk kişi oldu. Aslında asırlar önce Türk-İslam filozofu Kindi; zaman, mekan ve hareketin göreli; her cisme ve gözlemciye göre değişen yapıda olduğunu vurgulamıştı. Einstein bu düşüncelere deneysel kanıtları da katarak şu ilkeleri ortaya koydu:

* Tüm fizik yasaları, birbirine göre değişmeyen harekete sahip bütün eylemsiz gözlem çerçevelerinde ayni yazılmalıdır.

* Işığın boşluktaki hızı, kaynak ile gözlemci arasındaki göreli hareketten bağımsız olup daima sabittir.

Bu ilkeler; ışık dalgalarının hareketi için herhangi bir ortamın gerekmediğini, dolayısıyla esirin varlığına ilişkin bir varsayımın gereksiz olduğunu ortaya koydu. Böylece yüksek hızlardaki hareket ele alınırken bir tek referans noktası göz önüne alınacaktır. O da evrendeki tek sabit olan ışık hızıdır. Çünkü zaman, uzunluk ve kütle bu niceliğe göre değişmektedir. Sonuç olarak; göreli bir evrende;

1) Işık hızına yakın hareket eden nesnelerin hareket yönündeki kısalır ve kütleleri artar. Işık hızına, bir cismin ulaşması durumunda ise, bu cismin kütlesi sonsuz, uzunluğu da sıfır olur. Bu sonuçtan hareketle şu söylenebilir: Hiçbir cisim ışık ışık hızına ulaştırılamaz.

2) Işık hızına yakın bir hızla hareket eden sistemde zaman yavaş işler. Tam ışık hızına sahip bir cisim için ise zaman geçmez.

3) Maddenin, hızlandırıldıkça kütlesinin artması; kütle ile enerji arasında yeni bir bağıntının doğmasına yol açmıştır.

İle verilen denklem, maddenin enerjiyle eşdeğer olduğunu ve çok küçük bir kütleden fazlasıyla enerji elde edilebileceğini göstermiştir. Atom bombalarının yapımı ve nükleer reaktörlerin çalışması bu sayede açıklanabilir.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.