Şah Şüca Kirmani

Kısaca: Şah Şüca Kirmani dokuzuncu yüzyılda Kirman'da yetişmiş olan evliyanın büyüklerinden. İsmi, Şah bin Şüca, Künyesi Ebü'l-Fevaris'tir. Şah Şüca Kirmani diye Ünlü olmuştur. Kirman padişahının oğludur. 889 (H.276) senesinde vefat etti. Gençliğinde dünyaya meyli fazlaydı. Fakat evliyaya karşı büyük muhabbeti vardı. Ebu Türab Nahşebi, Ebu Hafs, Ebu Ubeyd Busri ve Yahya bin Muaz gibi alim ve evliyanın sohbetlerinde bulundu. Tasavvuf derecelerinde yükselip evliyanın büyüklerinden oldu. Güzel ah ...devamı ☟

Şah Şüca Kirmani dokuzuncu yüzyılda Kirman'da yetişmiş olan evliyanın büyüklerinden. İsmi, Şah bin Şüca, Künyesi Ebü'l-Fevaris'tir. Şah Şüca Kirmani diye Ünlü olmuştur. Kirman padişahının oğludur. 889 (H.276) senesinde vefat etti.

Gençliğinde dünyaya meyli fazlaydı. Fakat evliyaya karşı büyük muhabbeti vardı. Ebu Türab Nahşebi, Ebu Hafs, Ebu Ubeyd Busri ve Yahya bin Muaz gibi alim ve evliyanın sohbetlerinde bulundu. Tasavvuf derecelerinde yükselip evliyanın büyüklerinden oldu. Güzel ahlakıyla ve hikmetli sözleriyle insanlara hayrı tavsiye etti.

Şah Şüca Kirmani'nin Mir'at-ül-Hukema adlı bir eseri ve tasavvufa dair birçok küçük risalesi vardır.

Şah Şüca Kirmani'nin bir kızı vardı. Kirman valileri o kızı oğullarına istediler. Şah Şüca, onlardan üç gün mühlet isteyip, bu üç gün içinde mescitleri dolaştı. Güzel namaz kılan bir genç gördü. Namazı bitirinceye kadar onu bekledi. Selam verince yanına gidip evli olup olmadığını sordu. Genç evli olmadığını söyleyince; “Kur'an-ı kerim okuyan, takva sahibi bir kızla evlenmek ister misin?” dedi. Genç; “Bana kim kız verir ki? Dünyada üç dirhemden başka hiçbir şeyim yok.” dedi. Şah Şüca; “Ben veririm.” diyerek, kızını o gençle evlendirdi. Kızı o fakir gencin evine girdiğinde bir kuru ekmek parçası gördü. “Bu nedir?” diye sorunca genç; “Senin nasibindir, yarın sabah yemek için ayırmıştım.” dedi. Şah Şüca'nın kızı babasının evine gitmek üzereyken genç; “Ah! Ben Şahın kızının benim yanımda durmayacağını bilmiştim!” dedi. Kız bunu işitince; “Ben senin fakirliğin sebebiyle gitmiyorum. imanının zayıflığı için gidiyorum. Sen akşamdan sabahın ekmeğini hazırlıyorsun. Ben ise babama şaşıyorum. Bunca senedir yanındayım. Bana, seni zühd sahibi birine vereceğim, derdi. Bugün öyle birine verdi ki, Rabbine itimad etmiyor. Bu evde ya ben kalırım, ya ekmek! Sen karar ver!” dedi. Genç, ekmeği bir fakire verdi. Şahın kızı geri döndü ve onunla mesut olarak yaşadı.

Şah Şüca Kirmani buyurdu ki:

“Evliyayı sevmekten daha kıymetli ibadet olamaz. Evliyayı sevmek, Allahü tealayı sevmeye yol açar. Allahü tealayı seveni Allahü teala da sever.”

“Güzel ahlak başkalarına eziyet etmemek ve güçlüklere katlanmaktır.”

“Gözünü harama bakmadan, nefsini isteklerinden koruyup, kalbini devamlı murakabe, bedenini sünnete uygun amellerle süsleyenin firasetinde hiç hata olmaz.”

“Sabrın alameti üçtür; samimi bir rıza, şikayeti terk, kaderin tecellisini gönül hoşluğuyla kabullenme.”

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.