19 Şubat Krizi

Kısaca: 19 Şubat Krizi Kasım 2000'in ikinci yarısında artan likidite sıkışıklığı ile su yüzüne çıkan kriz, mali piyasaları derinden sarstı. Bankalar hakkında ortaya atılan dedikoduların artması, bazı bankacı ve işadamlarının tutuklanmasıyla başlayan süreç piyasalar üzerindeki gerginliği artırdı. Borsa satışların etkisi altında kalarak 1999 yılı seviyelerine gerilerken gecelik faizlerde rekor artış yaşandı. Kısa bir süre içinde Türkiye'den 7 milyar dolarlık döviz çık ...devamı ☟

19 Şubat Krizi Kasım 2000'in ikinci yarısında artan likidite sıkışıklığı ile su yüzüne çıkan kriz, mali piyasaları derinden sarstı. Bankalar hakkında ortaya atılan dedikoduların artması, bazı bankacı ve işadamlarının tutuklanmasıyla başlayan süreç piyasalar üzerindeki gerginliği artırdı.

Borsa satışların etkisi altında kalarak 1999 yılı seviyelerine gerilerken gecelik faizlerde rekor artış yaşandı. Kısa bir süre içinde Türkiye'den 7 milyar dolarlık döviz çıkışı gerçekleşti. Hükümetin krizin önünü kesebilmek için aldığı tedbirler işi yaramazken IMF'den Aralık başında sağlanan 10.4 milyar dolarlık ek destek gerginliği biraz olsun yatıştırdı.

ENFLASYONLA MÜCADELE PROGRAMI

2000 yılının başında IMF ile yapılan stand-by çerçevesinde yürürlüğe giren yeni programın amacını enflasyonla mücadele oluşturuyordu. Enflasyon artışına paralel olarak döviz artışı makul görülürken TL cazip hale getiriliyordu. Güven unsurunun ön planda olması hükümetin iç borçlanmada sorun yaşamamasını kolaylaştırıyor, düşen faizler talebi canlandırırken ucuzlayan döviz ithalatı patlatıyordu. Ama bu olayların sadece bir yüzüydü.

Arka planda ise vahim sonuçlar yavaş yavaş ortaya çıkmaktaydı. Durumu gittikçe kötüleşen kamu bankaları sistemi yıpratıyordu. Bir türlü gerçekleşmeyen reform ve düzenlemeler ise sıkıntıları artırıyordu. Makro dengelerdeki sorun açığa çıktıkça yabancı yatırımcının da gözü korkmaya başladı.

KRİZ BAŞLIYOR

Kasım 2000 ortalarında piyasadaki sıkıntı artarak hissedilmeye başladı. Bankalar hakkındaki dedikodu sistemin daha da tıkanmasına neden oldu. 8 Kasım 2000'de Global Menkul'un sahibi Kutman'ın banka operasyonları çerçevesinde tutuklandığı söylentileri, 13 Kasım'da Egebank'ın eski sahibi Hüseyin Bayraktar'ın gözaltına alması ve Yurtbank'ın sahibi Ali Balkaner ile oğlu Hakan Balkaner'in Mali Şube'de sorgulanması panik havasını körükledi.

Bu gelişmeler yatırımcıların bono piyasasından kaçmasına yol açarken, 16 Kasım'da repo faizleri hızla yükseldi. 17 Kasım günü Türkiye'den 109 milyon dolar çıktı. Merkez Bankası piyasaya para vererek sıkışıklığı gidermeye çalıştı. 20 Kasım günü mali piyasalardaki krizin ilk kıvılcımı Borsa'da yaşandı.

İMKB Ulusal-100 Endeksi yüzde 7.1 oranında geriledi. Gelişmelerden rahatsız olan yabancılar borsa ve bonodaki portföylerini bozup dövizlerini alarak Türkiye'yi terk etmeye başladı. Bono faizleri yüzde 50 seviyelerinde kalırken gecelik repo faizler yüzde 100'ün üzerine çıktı.

PİYASA DEDİKODULARA TESLİM OLDU

Demirbank'ın içine düştüğü bunalım daha da artarken banka hakkındaki söylentiler iyice yayıldı. Gelişmeler karşısında Başbakan Ecevit ekonomide dedikodulara itibar edilmemesi çağrısında bulundu. BDDK Başkanı Temizel de bazı bankaları uyarırken bu kadar dedikoduya ABD'deki bankaların bile dayanamayacağını söyledi. Piyasalar, hükümetten gelen uyarılara kulak asmadı.

28 Kasım günü Borsa yüzde 9 daha düşerek, 9.646 seviyesine geldi. Yüzde 90'lara kadar gerileyen gecelik faizler bir anda yüzde 240'a fırladı. Bazı bankalar piyasaya likidite vermek istemedi. Merkez Bankası'nın döviz rezervi hızla eridi. BDDK Başkanı Temizel ve Merkez Bankası Başkanı Erçel, 19 piyasa yapıcı bankanın temsilcileri ile İstanbul'da toplandı. Ertesi gün ise Başbakan Ecevit, ekonomi kurmaylarını toplayarak piyasalardaki dalgalanmayı masaya yatırdı. IMF ile acil yardım paketi için görüşmeler başladı. Sistemden çıkan para 6 milyar dolara yaklaştı.

IMF YARDIMA KOŞTU...

30 Kasım'da Merkez Bankası'nın döviz karşılığı piyasaya para vereceği açıklaması, piyasalarda gecelik faizleri yüzde 400'e tırmandırırken, Borsa yüzde 8 daha geriledi. IMF, Türkiye'ye yardım için acilen toplandı. Bu arada IMF'nin istekleri doğrultusunda Bakanlar Kurulu, Telekom'un yüzde 33.5'lik bölümünün özelleştirilmesi ve yönetim yetkisinin verilmesi ile, motorlu taşıtlar vergisi ve taşıt alım vergisinin yılbaşından itibaren yüzde 60 yükseltilmesi, bunun LPG'li araçlar için 5 kata kadar artırılabilmesini kararlaştırdı. Kamu bankaların özelleştirilmesi amacıyla yeniden yapılandırma komisyonu oluşturuldu.

Merkez Bankası 1 Aralık günü piyasaya likidite vermekten vazgeçti. Dövize hücum azalırken ciddi boyutlara varan TL sıkışıklık nedeniyle gecelik repo faizleri yüzde 1.700'lere çıktı. Borsa 7.977 seviyesine kadar indi. Bu gelişmelerin ardından gelen IMF ile anlaşıldığı yönündeki haberler Borsa'yı yüzde 20 yükseltti. Gecelik faiz oranları yüzde 1.500'lerden 180'lere indi. 6 Aralık günü ise Başbakan Ecevit'in IMF'den 10.4 milyar dolar geleceğini söylemesi ile piyasalar sonunda rahat bir nefes aldı. Aynı gün Demirbank ve Park Yatırım Bankasına da el konuldu.

İŞADAMLARI HÜKÜMETİ ELEŞTİRİYOR

Programa destek veren işadamları Kasım krizinin ardından hükümete yönelik eleştirilerini artırdılar. TÜSİAD, ATO ve TOBB arasında destek konusunda tartışma başladı. Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, son günlerde yaşanan bazı olumsuzluklar karşısında yılmamak gerektiğini, Türkiye'nin bu mücadeleden galip çıkmaktan başka alternatifi olmadığını söyledi.

ULUSLARARASI DESTEK

Aralık ayında uluslararası kuruluşlardan Türkiye'ye yönelik olumlu destek moralleri artırdı. Moody's, Türkiye'nin ülke döviz ve döviz cinsinden mevduat notlarını B1 ve B2 olarak teyit etti. Moody's açıklamasında, ülke görünümünün de olumlu (pozitif) olarak korunduğu bildirildi. Hazine, uluslararası bankalardan sağladığı 1 milyar dolarlık sendikasyon kredisine ilişkin anlaşma imzalandı. Türkiye'nin, Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) sağladığı 10.4 milyar dolar kredinin 2.8 milyar dolar tutarındaki dilimleri 28 Aralık'ta Hazine hesaplarına geçti.

YENİ YIL YENİ UMUTLAR

Borsa yeni yıla 9.437, dolar 677 bin, mark da 322 bin liradan başladı. Bankacılık sektörünün sorunlarının ciddiyetini anlayan hükümet bu konuda çalışmalar başlattı. Bankaları yakından izleyen hükümet, ihalelerde yüksek faiz teklifi verilmemesi konusunda uyarıda bulundu. Sakinleşen piyasalarda faizler yüzde 50'nin altına düşünce, İMKB 11 bin puanı da aştı. Hala üzerindeki tedirginliği atamayan piyasalara moral verme sırası IMF ve Dünya Bankası'na geldi.

IMF 1. Başkan Yardımcısı Fischer, Türkiye'nin krizden hızla çıktığını söyledi. Ardından Dünya bankası Başkanı James Wolfenson Türkiye'nin krizden çıkmaya başladığını bildirdi. 3 Şubat'ta açıklanan enflasyon rakamlarına göre TEFE yüzde 28.3, TÜFE ise yüzde 35.9'a indi. 2002 yılının finans sektöründeki ilk operasyonunda İhlas Finans'ın faaliyet izni kaldırıldı.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.