Biyoliç, geleneksel liç yöntemlerine göre daha az yatırım maliyetine sahip olan, çevreye karşı daya duyarlı bir prosestir. Bugüne kadar doğada kendiliğinden gerçekleşmiş de olsa, bilimsel açıdan ilk defa 1940'larda keşfedilmiştir. Kısaca biyoliç; geleneksel liç yöntemleri ile çözünmeyen metal sülfürlerin, bakteriler yardımıyla çözeltiye alınma işlemidir. Bu işlemin doğada kontrolsüz şekilde oluşması, çevre açısından çok büyük risk oluşturmasına karşın, özellikle madencilik sektöründe kontrollü uygulamaları ile çok verimli ve ekonomik bir proses olabilmektedir. Biyoliç Mekanizmaları Biyoliç prosesinde bakteriler, çözünmeyen metalleri belli biyolojik ve kimyasal reaksyonlar sonucu, metal sülfatlara dönüştürmektedirler. Bu işlem doğrudan veya dolaylı olarak iki şekilde gerçekleşebilir.
Doğrudan (Direkt) Biyoliç
Doğrudan biyoliç mekanizmasında, bakteriler mineral yüzeyine yapışır ve hiçbir ara işlem olmadan minerali doğrudan oksitler. ZnS + 2O2 a†’ ZnSO4 Metallerin sülfatları genelde sulu liç çözeltisinde çözünür olmalarına karşın, sülfür formları suda çözünmezler. CuS + 2O2 a†’ CuSO4
Dolaylı (İndirekt) Biyoliç
İndirekt biyoliçte; doğrudan bakteriler yerine, bu bakterilen ürettiği kimyasallar reaksiyona girerek işlemi gerçekleştirir. Biyoliçi Etkileyen Faktörler * Besi Maddeleri * Oksijen ve Karbondioksit * pH * Sıcaklık * Mineral Madde (Substrat) * Ağır Metaller Biyoliçin Avantaj ve
Dezavantajları
Avantajları * İşletme kolaylığı * Proseste düşük basınç ve sıcaklık * Toz ve SO2 oluşmaması * Çevre dostu teknoloji olması * Hidrometalurjik ve pirometalurjik proseslere nazaran daha az yatırım masrafı * Düşük tenörlü sülfürlü cevherlerin liç edilebilmesi * Pirometalurjik proseslerden çok daha az enerji harcaması * Kullanılan sistemin boyutundan bağımsız olması * Basit kimyasal işlemlerle elde edilemeyecek reaksiyonların oluşumu