Erik H. Erikson

Kısaca: 1902-1994 yılları arasında yaşamış Alman asıllı ABD�li psikanalist. Toplumsal psikoloji, bireysel kimlik ve psikoloji ile tarih, siyaset bilim ve kültür arasındaki karşılıklı etkileşimi konu alan çalışmalarıyla uzmanların ruhsal ve toplumsal sorunlara yaklaşımını etkilemiş, geniş halk kitlelerinin konuya ilgi duymalarını sağlamıştır. Erikson�un geliştirdiği kaynaklar özellikle benlik psikolojisinde önemli bir yer tutar. ...devamı ☟

1902-1994 yılları arasında yaşamış Alman asıllı ABD’li psikanalist. Toplumsal psikoloji, bireysel kimlik ve psikoloji ile tarih, siyaset bilim ve kültür arasındaki karşılıklı etkileşimi konu alan çalışmalarıyla uzmanların ruhsal ve toplumsal sorunlara yaklaşımını etkilemiş, geniş halk kitlelerinin konuya ilgi duymalarını sağlamıştır. Erikson’un geliştirdiği kaynaklar özellikle benlik psikolojisinde önemli bir yer tutar.

Almanya’ya yerleşmiş, Danimarkalı bir anne babanın oğlu olan Erikson Karlsruhe’de büyüdü. Daha hamileyken babasından ayrılarak bir Alman ile evlenen annesinin kendisinden gerçek babasının kimliğini gizlemesi, Erikson’da gençlik döneminde önemli kimlik sorunları ortaya çıkardı. Sanat eğitimi gören ve Avrupa’yı dolaşan Erikson 1927’de psikanalist Anna Freud’un isteği üzerine Viyana’daki küçük bir özel okulda sanat, tarih ve coğrafya dersleri vermeye başladı. Böylece Freud ailesi ile tabışan ve ve psikanalize ilgi duyarak Anna Freud’un öğrencisi olan Erikson çalışmalarını çocuklar üzerinde yoğunlaştırdı. 1930’da ilk yazısını yayımladı ve psikanaliz öğrenimini tamamladıktan sonra 1933’te Viyana Psikanaliz Enstitüsü’ne seçildi. Aynı yıl ABD’ye göç ederek, bir yandan Boston’da çocuk psikanalisti olarak çalışmaya, bir yandan da Harvard Tıp Okulu’nda öğretim görevine başladı. Bu dönemde özellikle benliğin gelişmesini inceledi ve kültür farklılıklarının insan gelişimindeki rolünü vurgulayan yaklaşımında daha çok Margaret Mead ve Ruth Benedicht’in görüşlerinden etkilendi.

Erikson, 1936’da Harvard Üniversitesi’nden ayrılarak Yale Üniversitesi’ne bağlı İnsan İlişkileri Enstitüsü’ne girdi. 1938’de kültürün ruhsal gelişme üzerindeki etkisini incelemek üzere Güney Dakota’ya giderek Pine Ridge Yerleştirme Kampı’nda yaşayan Dakotaların (Siu) çocuklarını inceledi. ABD uyruğuna geçtiği ertesi yıl, antropolog Alfred Kroeber ile birlikte gene aynı amaçla bu kez Kuzey California’da balıkçılıkla geçinen Yurok Yerlilerini inceledi. Bu çalışmaları sonucunda, bütün toplumların kişilik gelişmesini yönlendirmek için kurumlar oluşturduğunu, ama değişik toplumlarda benzer sorunlara bulunan tipik çözümlerin farklılık gösterdiğini öne süren kuramını geliştirdi.

1942’de Berkeley’deki California Üniversitesi’nde psikoloji dersleri vermeye başlayan Erikson, 1940’larda ruhsal-toplumsal gelişme konusunda yazdığı bütün yazıları 1950’de Childhood and Society (Çocukluk ve Toplum) adıyla yayımladı. Erikson, Freud’un psikanaliz kuramını çekirdek aile ve çocukluk yaşamıyla sınırlı olmaktan çıkarmış, çocuğun arkadaşları, öğretmenleri, beklentileri, etkileşime girdiği toplumsal ortam ve törelerle ilgilenmiştir. Psikanalizin odak noktasını hastalıktan sağlığa yöneltmiş, ve dürtü kuramının ötesinde sağlıklı bir bireyin benlik gelişimi üzerinde durmuştur. Erikson’a göre benlik önceden geliştirilmiş aşamalarla, belirli bir temel tasarıma göre gelişir; bu, sıralı oluş ilkesidir. Buna göre gelişme sekiz evrede gerçekleşir. Erikson’un bu kuramını bir sonraki bölümde detaylı olarak ele alacağımız için burada değinmiyoruz.

1950’de McCarthy dönemine özgü bağlılık yeminini imzalamayı reddederek California Üniversitesi’ndeki görevinden ayrılan Erikson, aynı yıl Massachusetts’in Stockbridge kentindeki Austen Riggs Merkezi’nde kimlik sorunu üzerinde çalışmaya başladı. Daha sonra yeniden Harvard Üniversitesi’ne döndü ve 1967-70 arasında profesör, 1970’ten sonra emekli profesör olarak bu kurumda ders vermeyi sürdürdü. Harvard’da özellikle kimlik konusundaki kuramını geliştirme ve tanıtma olanağı bulan Erikson’a göre kimlik, kişinin sürekli ve değişmez nitelikteki kendi yaşantısıdır, hem kişinin iç dünyasındaki bütünlüğü, hem de dış dünyayla ilişkisini, toplumsal ve kültürel örgütlenişe katılımını belirler. Kimliğin kazanılması temelde gençlik dönemine özgü bir benlik görevidir. Erikson, “kimlik bunalımı” olarak adlandırdığı bu dönemin, insanın gelişmesindeki en çetin evre olduğunu söyler.

1972’de San Francisco’daki Mount Zion Hastanesi’nde çalışmaya başlayan Erikson’un Young Man Luther (1958; Genç Luther) ve Gandhi’s Truth on the Origins of Militant Nonviolence (1969; Militanca Şiddet Karşıtlığının Kökenlerine İlişkin Gandhi Gerçeği) adlı yapıtları, psikanaliz kuramı ile tarih, siyaset bilimi, felsefe ve ilahiyat arasında ilişki Kuran yazılarını Life History and the Historical Moment (Yaşamın Tarihi ve Tarihsel An) adlı kitabında topladı.

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.