Ay Işığı (Oyun)

Kısaca: Ay Işığı (orijinal adı: Moonlight), Harold Pinter'in 1990 yılında yazdığı tiyatro oyunudur. Oyun ilk kez 7 Eylül 1993'te Londra Almeida Theatre'da sahnelendi. ...devamı ☟

Ay Işığı (oyun)
Ay Işığı (oyun)

} Harold Pinter'in 1990 yılında yazdığı orijinal adı Moonlight Tiyatro oyunu Türkiye ilk kez Mitos Boyut Yayınları tarafından 1993 yılında Türkçe olarak yayımlanmıştır. Oyunun Kişileri *Andy : Elli Yaşlarında Bir Erkek. *Bel : Elli Yaşlarında Bir Kadın *Jake : Yirmi Sekiz Yaşında Bir Erkek *Fred : Yirmi yaşlarında Bir Erkek *Maria : Elli Yaşlarında Bair Kadın *Ralph : Ellibir Yaşlarıda Bir Erkek *Briget : On AltıYaşında Bir Kız Oyunun Konusu Bu oyunda insanı saran bir parlaklık, bir derinlik ve yoğun bir duyğu vardır. Oyun sizi gırtlağınızdan yakalar,kafanızdan yakalar ve -Pinter için enderde olsa-yüreğinizden yakalar.Bu nitelik ,son on yılda yazdığı Kısa Oyunlarda yoktur. Ay Işığı ölümün kendisinden de acı olan "ölmek",ölümle göz göze gelmek konuda bir Oyundaiki Ölüm Kvaramı hakkındaki duyguları -yitirilenleri,sıkıntıyı ve suç dygusunu-işler. Bu duygular bu oyunda Anne Baba çocuklar arasında işlenir. Andy ve Bel,ikioğulları Jake ve Fred ve kızları Bridget ile bağları koparmış olmanın acısını yaşarlar. Jake ve Fred gelmez Bridget gelemez. Son anlarını yaşayan kişiler deyince akla Beckett geliyor. Pinter'in oyunlarında insana en çok dokunan,ölümle göz göze gelen kişinin öfkesi,korkusu ve şakınlığıdır. Andy devlet memu iken çok saygıdır,ölümle karşılaştığında, başucunda karısının dışında, ne ailesi,ne teselisi,ne de güveni vardır. İştePinter'e göre günümüz insanın çıkmazı budur.Andy,"Ussallık dediğin,çoktan tası tarağı toplayıp gitti" der. Böylece Pinter'in gözü ile, 1980'lerin"eline ne geçerse,kap kaç,köşeyi dön" davranışından bize miraz kalan Aille yaşamını sergilenir. Bu oyunda hiç görmediğiniz bir Pinter ile karşılaşıyorsunuz.Bu yatalak çagdaş Lear'ı sunarken,çok duyarlıdır. Oyun yine de şiirsellil ile söz güldürüsü arasında gidip gelir. Pinter eski temalarını yeniden işlemiştir: geçmişe özlem,sevginin ve dostluğun aldatılmaya mahkum oluşu,aile yaşamının iki rakip arasındaki kavga ve ana babanın çocuklarını horlaması olarak görülmesi. Ama bu oyunu Pinter'in en hüzünlü oyunu yapan,Ana Baba]] ve Çocuklar arasındaki uçurumdur. Aile İki kardeş Jake ve Fered aylaktır. Babalarının bakımlı temiz ölüm döşeğine karşın,yatalak,belkide ölmek üzere olanFredin karma karışık,pasaklı yatağı, arasındaki aralarındaki uçurumun simgesidir. İki kardeşi bir birina bağlayan şey birlikte oynadıkları sözcük oyunları ve önemli kişilermiş gibi görünme benzetileridir. Babalarının adını anmazlar yalnız alay ederler ve hor görürler. "Ha baban mı? Ananla yatanmı?" Andy ve Bel kızıBridget hayalet gibi görünür. Önce annesiyle Baba karşı yumuşaktır. Sonunda,izzbe bir evde,ona vaad ettiklkeri eylencenin başalamasını bekler; ayın batışını beklemektedir,oysa ay batmaz. Yavaş onun gerçekten bir hayalet olduğunu anlarız. Bridget'in üç çocuğu,Bel ve Andy'nin güzel torunları ise,asla doğamayacak çocuklardı. Bridget son öyküsünü anlatırken,oyunun tüm kişileri bağlantısız olarak birtablo oluşturur.Pinter bu konuda,oyununLondra'dailk kez sahneleyen Yönetmen Leveaux'ya şöyle diyor: "Bir konuya açıklık getirmek isterim. Oyun hakkında benimde bilmediğim pek çok şey var ama şunu kuvvetle hissediyorum: Bridget ölüdür." Neden ve nası olduğunu bilemiyoruz ama Andy'i daha çok basan gölgeleri o getirmektedir. Bridget görkemli monoloğunda şöyle der: "Gizlendim. Çiçekler beni çevreliyor ama tutsak etmiyorlar. Özgürüm. Gizlenmiş ama özgürüm. Artık tutsak değilim. Artık yitik değilim. Beni kimse bulamaz,kimse göremez. Beni ancak ormanın gözleri,yaprakların gözleri görür.Ama onlar beni icitmek istemez... Bir yanık kokusu var. Bir kadife kokusu,çok derin, çan gibi bir yankı....Bu dünyada kimseler beni bulamaz." Bir başka Tiradını şöyle bitirir: "Oracıkta,Ay Işığında durdum,ayın batmasını bekledim." Ay batınca Andy ölecektir. Ayrılık ve kopukluk çok büyüktür,ürkütücüdür. Andy ve Bel Karı koca arasında,yoğun nefretin ardındanpaylaşılan bir keder vardır: Onları Torun sahibi edebilecek Kızlarını kaybetmiş olmak. Birbirleriyle alay edrek soluk alırlar. "Fena adam değilsindir. Senin gibisinebi çenesi düşük derdik... Biraz daha çeneni tutabilsen,seninle yaşam biraz daha çekilebilir." "ölüyormuyum?" "Bilmiyormusun?" Andy istenmeyen babadır,ulaşılamayan eştir. Yetersizliği boyutsuzdur. Çocuklarının bu duruma gelmesinden,belki kızının ölmesinden sorumludur. Çok şey konuşulmaz. Belleğin kişiselliği,yaşamboyu birlikte olunan eşi tanıyamamak, belirsiz bugünile,belirsi dünün arasındaki boşluk -"Ölümün belirsiz gecesi"-insanın korkusu. Keder,konuşulmadığı için,bu oyunda yoğundur. Pinter'in sözünü ettiği Keder ve Acı,sözcüklere sığmaz. Ay Işığında Pinter'in kendine özgü nitelikleri vardır. İğnelenmek,keskinlik ve gizemin karışımı,hem kabalık,hem incelik. Ama havası bambaşkadır. Daha önceki oyunlarında olmadığı kladar Liriktir. Duygusal olduğu kadar cesur bir oyundur. Dramatik yönden kısa ve özdür. Kişiler yarı açık,görülür görülmez,yarı uykulu,yarı uyanıktır,dış ve iç yaşam birlikte sürdürülür. Oyunu ilk sahneleyen yönetmen şöyle diyor:"(Fred,yatakta,Jake,Fred'in yanına) denmiyor. Denseydi,Jake bir yerden geliyor olurdu." Burada Gerçeküstücülüğe yöneliş görüyoruz. Ay Işığı ayrıca,yer yer Vodvil türünde eylenceli bir oyun."Gece okulunda gün kaçırmazdı." Ay Işığı, Eve Dönüş'ten bu yana Pinter'in yazdığı en büyük oyun diyebiliriz.

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.