Gangsterin Kaderi

Kısaca: Gangsterin Kaderi 1968 ABD yapımı polisiye gerilim filmidir. Özgün adı Bullitt olan film yıllar sonra TRT televizyonunda Hedef adıyla da gösterilmişti. ...devamı ☟

Gangsterin Kaderi
Gangsterin Kaderi

Gangsterin Kaderi 1968 ABD yapımı polisiye gerilim filmidir. Özgün adı Bullitt olan film yıllar sonra TRT televizyonunda Hedef adıyla da gösterilmişti. Robert L. Fish'in Robert L. Pike adıyla 1963 yılında yazdığı Mute Witness (Dilsiz Tanık) adlı romanından senaryosunu Alan Trustman ve Harry Kleiner'in birlikte uyarlayıp yazdıkları filmi Peter Yates yönetmiş, başlıca rollerinde Steve McQueen, Robert Vaughn, Jacqueline Bisset, Don Gordon ve Robert Duvall oynamışlardır. Filmin caz tarzındaki özgün müziğini ise Lalo Schifrin bestelemiştir. "Bullitt" İngiliz yönetmen Yates'in ABD'de çektiği ilk sinema filmidir. San Francisco Polis teşkilatının sert dedektifi Franklin Bullitt (Steve McQueen), senatör Chalmers (Robert Vaughn) tarafından bir mafya itirafçısını korumakla görevlendirilir. Ancak gizli yerlerinin iki tetikçi tarafından basılması ve itirafçının vurulması üzerine Bullitt olayı kendi yöntemleriyle çözmeye karar verir. Filmin tanıtım sloganlarından ikisi şunlardır; "İyi polisler vardır, kötü polisler vardır - ve bir de Bullitt vardır". "Dedektif Teğmen Frank Bullitt - nevi şahsına münhasır bir polis. Kendisi için çalıştığı adamın vay haline" Bu hızlı tempolu film en çok San Francisco sokaklarındaki baş döndürücü araba takibi sahneleri ile hatırlanır. Filmde Steve McQueen'in kullandığı Ford Mustang marka arabanın filmden sonra popülerliği bir kat daha artmıştı. Filmde bazı sahnelerde arabayı dublör değil, kendisi de bir yarışçı olan McQueen bizzat kullanmıştı. Film 1969 yılında En İyi Kurgu Akademi Ödülü'nü kazandı, "en iyi ses" dalında da aynı ödüle aday gösterildi. "Bullitt" ABD'de "kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli" filmler arasına seçilerek Kongre Kütüphanesi'nin "Ulusal Film Arşivi"nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir. Neredeyse aktör Steve McQueen ile özdeşleşen "Bullitt" filminin Wolfgang Petersen'ın yönetmenliğinde bir yeniden çevriminin yapılacağı, bu filmde Steve McQueen'in rolünü de Brad Pitt'in oynayacağı bildirilmiştir. Konusu San Francisco Polis Teşkilatı'nın gözüpek dedektiflerinden Frank Bullitt (Steve McQueen), senatonun örgütlü suçları araştırma komisyonunda görevli senatör Walter Chalmers (Robert Vaughn) tarafından suç örgütü aleyhinde tanıklık yapacak olan bir itirafçıyı mahkeme gününe kadar geçecek 48 saat süresince koruma altına almak üzere görevlendirilir. Bullitt, mesai arkadaşları olan Delgetti (Don Gordon) ve Stanton'la (Carl Reindel) birlikte Chicago'dan gelen John Ross (Pat Renella) adlı bu tanığı ücra ve pejmürde bir otel odasında koruma altına alırlar. İlk nöbet sırası Stanton'dayken iki silahlı adam, senatörün dışında hiç kimse tarafından bilinmemesi gereken bu sözde gizli mekanı basar ve tanığın ve polisin üzerine ateş açar, tanık ve polis bu saldırıda ağır yaralanmışlardır. Üstelik tetikçiler senatörün adını vererek yukarı çıkmışlar ve onlara da kapıyı itirafçı açmıştır. Bu bilgiyi ambulansta yaralı Stanton'dan alan Bullitt'in kuşkuları daha da artar. Hastaneye gelen senatör adeta suç bastırırcasına olaydan Bullitt'i sorumlu tutacağını söyler. Senatörün tehditlerini savurup gitmesinden hemen sonra tetikçilerden biri yarım kalan işini tamamlamak üzere hastaneye gelir ama doktorların uyanıklığı ve Bullitt'in çabalarıyla Ross'a ulaşamadan kaçmak zorunda kalır. Ancak ameliyatı atlatamayan Ross'un yoğun bakım odasında kalbi durur, canlandırma çabaları da sonuç vermez ve ölür. Bullitt'in kendi araştırmasını rahatça sürdürebilmesi için Ross'un öldüğünün duyulmaması gerekmektedir. Ameliyatı yapan doktorun da yardımı ile Bullitt, Ross'un cesedini işaretsiz bir ambulansla kimliği meçhul biri gibi şehir morguna teslim eder, hastane kayıtlarını da ortadan kaldırır. Böylelikle Ross'un ölmediği ve kendisi tarafından gizlendiği izlenimini verecektir. Telaşlanan senatör, Bullitt'in amiri Yüzbaşı Bennet'a (Simon Oakland) gider ve üstü kapalı rüşvet teklif eder, ancak dürüst bir polis olan Bennett bu teklifi reddeder ve önceden de söz vermiş olduğu gibi Bullitt'e arka çıkar. Hayatta olduğunu sandıkları Ross'a ulaşabilmek için Bullitt'in peşine düşen iki gansterle Bullitt arasında uzun süren heyecanlı bir araba kovalamacası sonunda tetikçiler kaza yaparak ölürler. Ross'un morgda alınan parmak izleri aslında gerçek tanığın o olmadığı, senatörün bilerek polise yanlış tanığı korumaya aldırttığı ortaya çıkar. Gerçek tanık tam uçakla yurt dışına kaçacakken hava alanında sıkı bir takibin sonucunda Bullitt tarafından vurularak öldürülür. Tanıklık yapacak kimse kalmamıştır, senatörün bu işteki rolü hasır altına itilmiş olur. Oyuncu Kadrosu Filmin Türkiye'deki adları * Özgün adı "Bullitt" olan ve hemen hemen tüm ülkelerde özgün adıyla gösterilen film, çevrildikten 5 yıl sonra Eylül 1973 tarihinde Türkiye'ye ilk getirtildiği zaman "Gangsterin Kaderi" adıyla vizyona çıkmıştı. * Filmlerin Türkçe adlandırılmaları ile ilgili geniş bilgi için bak. :* İthal filmlerin Türkçe adlandırılması maddesi. Filmin uyarlandığı kitap "Bullitt", Robert Lloyd Fish'in (d. 1912 - ö. 1981) 1963 yılında yazdığı Mute Witness (Dilsiz Tanık) adlı romanından uyarlanmıştı. ABD'li romancı, Robert L. Fish adından başka romanlarında Robert L. Pike, A.C. Lamprey ve Lawrence Roberts takma adlarını da kullanmıştı. Bullitt romanını Robert L. Pike takma adıyla yazmıştı. 1963'te yazılan roman 1968'de sinemaya aktarıldıktan 5 yıl sonra 1973'te Türkiye'de gösterime girdi. 1976 yılında da Türkiye'de "Uycan Yayınları" Mine Ünel'in çevirisiyle Tilki Oyunu adıyla kitabın Türkçesini yayımladı Ancak muhtemelen filmin popülaritesinden yararlanarak kitabın satışını arttırmak için kitabın arka kapağına şu ibare konmuştu: "Tilki Oyunu, "Gangsterin Hilesi" adıyla Steve McQueen tarafından beyaz perdeye aktarıldığında, son yılların en iyi polisiye filmi olarak tanımlanmıştı". Bu ibarede bir hata yapılmış olduğu anlaşılıyor, filmin adının "Gangsterin Kaderi" yerine "Gangsterin Hilesi" olduğu yazılmış. Zaten Robert L. Fish ve Steve McQueen'i bir araya getiren ikinci bir film yoktur. Not: Robert L. Pike'ın Mute Witness adlı romanının sonraki yıllarda ABD'de Bullitt adıyla da yeni baskıları yapıldı, burada amaç muhtemelen çok iş yapan filmin rüzgarından yararlanarak kitabın satışını arttırmaktı. Filmdeki araba takip sahnesi Filmin en karakteristik sahnesi olan ve San Francisco'nun inişli çıkışlı dik yollarında 10 dakika kadar süren heyecanlı araba takibi sahnesinin çekimleri tam 3 hafta sürmüştü ve bu sahne The French Connection ve The Road Warrior filmlerindeki kovalamaca sahneleriyle birlikte sinemadaki en iyi araba takibi sahnesi olarak kabul edilmektedir. Çokça sinema hilesine başvurulmadan doğal kamera açılarıyla çekilmiş bu sahneler çok inandırıcı durmaktadır. Özellikle kameranın McQueen'n arabasının içine yerleştirilerek yapılan çekimlerde arabanın San Francisco'nun inişli çıkışlı dik yokuşlarında hızla ilerlemesi, seyirciyi sanki lunaparklardaki roller coaster'lardan birine binmiş gibi hissettiriyor. Filmde bazı sahnelerde Ford Mustang marka arabayı dublör değil, kendisi de bir yarışçı olan McQueen bizzat kullanmıştı. Film gösterime girdikten sonra bu marka arabaya olan ilgi daha da artmıştır. Gerçekten yüksek hızlara çıkılan araba sahneleri için yetkililer Golden Gate Köprüsü'nde çekim yapılmasına izin vermemişlerdir. Filmde arabayı Steve Mc Queen kullanmadığı zaman gedikli dublörü Bud Ekins kullanıyordu. Ekins onun 1963'te çevirdiği The Great Escape filminin tehlikeli motosiklet sahnelerinde de oynamıştı. McQueen öldüğünde bütün motosiklet koleksiyonunu Bud Ekins'e bırakmıştı. Steve McQueen, bu filmi Peter Yates'in yönetmesini özellikle istemişti, çünkü İngiliz yönetmenin bir yıl önce çektiği Robbery (soygun) (1967) adlı filmi görmüş ve Londra sokaklarında geçen gerçekçi araba takibi sahnelerini çok beğenmişti. Filmin tarzı Film olağanüstü hızlı temposuyla 1980'lerde ve 1990'larda bir furya halinde gelecek olan yüksek bütçeli aksiyon filmlerinin bir habercisi gibidir. Araba sahneleri de 1970'lerde benzeri bütün filmlerde adeta moda haline gelecektir. Filmin bir diğer özelliği de hem dış hem de iç sahnelerinin son derece doğal ve inandırıcı olmasıdır. Hatta gerçek çevre seslerinin kullanılanıldığı uzun araba takibi sahnesine Lalo Schifrin doğallığını bozacağı kaygısıyla müzik eklemeyi uygun görmemişti. Keza hastanede ameliyat sırasında ve Kalp masajı (CPR) yapılırken kullanılan jargon, hastanenin Amerikan filmlerinden alıştığımız steril görünümden biraz uzak havası seyirciye filmin içerisinde yaşıyormuş hissini tattırıyor. Kaynaklar Dış bağlantılar * * allmovie.com'da Bullitt * Roger Ebert'in eleştirisi (İngilizce)

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Gangsterin Kaderi Resimleri