Monte Cassino Muharebesi

Kısaca: Monte Cassino Muharebesi, İkinci Dünya Savaşı'nın en uzun ve kanlı savaşlarından birdir. Savaş 1944'te orta İtalya'da Monte Cassino manastırının tepesinde bulunduğu dağlık alanda yapılmıştır. ...devamı ☟

Monte Cassino Muharebesi, İkinci Dünya Savaşı'nın en uzun ve kanlı savaşlarından birdir. Savaş 1944'te orta İtalya'da Monte Cassino manastırının tepesinde bulunduğu dağlık alanda yapılmıştır. Monte Cassino kasabası ve Katedral (MS. 529'da yapılmıştır) Roma'nın 90km güneydoğusunda yüksek arazide bulunmaktaydı. Pozisyonları çok kritikti çünkü bu tepeyi kontrol eden bir kişi Liri vadisini ve 6 numaralı karayolunu yani Roma'ya direkt giden antik yolu kontrol ediyordu. Aynı zamanda bu bölge Gustav savunma hattının bir parçası idi. Bu durumuyla Monte Cassino, Normandiya'daki 112.tepeyi andırmaktaydı. 112.tepeyi elinde bulunduran kişi çevre araziyi de kontrol ediyordu fakat 112. tepe ile Monte Cassino arasında tek fark; bu sefer savunucuların SS-Pz. abt. 502. değil Alman paraşüt tümeniydi. Savaşın ilk taarruzları Amerikan 2. Kolordusuna bağlı 34. ve 36. Piyade tümenlerinin Rapido nehri üzerinden yaptıkları taaruzlar ile Britanya 10. Kolordusunun Garigliano nehri üzerinden yaptığı saldırılar oldu. Rapido nehri üzerine 36. Piyade tümenin yaptığı saldırılar tam bir felakete dönüşmüştü çünkü hiç bir başarı getirmemekle beraber ağır zaiyata sebep olmuştu. 34.Piyade tümeninin saldırısı daha başarılıydı ve Alman ihtiyatlarını güneye püskürtmüştü. Bundan faydalanan Amerikalılar, 22 Ocak 1944'de Anzio'ya çıkarma yaptılar ancak tuttukları köprübaşı, Alman 14. Ordusu tarafından saldırıya uğradı ve Amerikalılar, Almanların 280mm'lik demiryolu toplarından iki tanesi ile yok edildiler. Bu hezimetten sonra Amerikalılar tekrar Cassino üzerine yoğunlaştılar. 15 Şubat 1944'e gelindiğinde hala en ufak bir başarı bile elde edemeyen müttefikler kabahati tepe üzerinde bulunan tarihi katedrale yüklediler. Albert Kesselring komutasındaki Oberbefehlshaber Süd (Güney Orduları Komutanlığı), Alman askerlerine kesinlikle tarihi Katedral'e girmelerini yasaklamış ve Katedral girişlerine kaçak olarak içeri girilmesini önlemek için nöbetçi dikmiş olsa da, müttefikler Katedralin Almanlar tarafından kullanıldığına karar verdiler. Böylece Katedral 227 Amerikan askeri ve İngiliz uçakları tarafından bombalandı. Katedral'e en yakın Alman mevzii ise Katedralin bulunduğu tepenin eteklerindeki gözetleme mevzisiydi ve ayrıca tepenin eteklerindeki mağaralar da cephanelik olarak kullanılmaktaydı. İçeride saklanan kadın çocuk ve mültecilerin olup olmadığı ise bilinmiyordu. Panzer tümeninden Albay Schlegel böyle birşeyin olcağını tahmin etmiş ve katedral içerisindeki tarihi eserleri italyan hükümetine verilmek üzere dışarı çıkartmıştır. Bombardımandan sonra 2. Yeni Zelanda tümeni, demiryolu istasyonunu almak için kasabaya saldırdı ancak kasaba hala 90. Panzergrenadier tümeni tarafından savunuluyordu ve bu birlik 1.Fallschirmjager division tarafından 3 Paraşüt Alayı ve birkaç makineli tüfek birliği ile destekleniyordu. Yeni Zelandalılar geri püskürtüldüler. Katedralin yıkıldığı haberini alan paraşütçüler harabelerin aralarında kendilerine sağlam savunma mevzileri oluşturdular. Yeni Zelanda kolordusuna bağlı 4. Hint tümeni, kuzeydeki tepelerden Katedrale saldırmayı denediler ancak Almanların makinelileri tarafından çok kayıp verdiler. 20 Şubat 1944'de 1. Fallschirmjager division tüm bölgenin kontrolünü üstlendi. Bu 18km lik bir cephe hattı idi ve diğer birlikleri rahatlatmıştı. Pioniere batallion (öncü tabur) ve 3. Paraşüt Tümeni Cassino Kasabası'nın merkezini kontrol altına almakla görevlendirilmişlerdi. Yeni Zelandalı'lar kendilerini topladıktan sonra tekrar saldırdılar. 13 Mart 1944'de Genaral Bernard Freyberg komutasındaki Yeni Zelanda Kolordusu hücum durumuna geçti. Onların saldırılarından önce 300 ağır ve 200 hafif bombardıman uçağı kasabayı bombaladı. Sivil hedeflerin bombalanması müttefikler için pek bir şey ifade etmiyordu. Bombardıman paraşütçülere oldukça kayıp verdirdi. Yeni Zelandalı'lar Liri vadisine girdiklerinde yine ağır Alman mukavemetiyle karşılaştılar ve ilerleyemediler. Müttefiklerin koyduğu adını koyduğu bu Dickens Operasyonu başarısız olmuştu. 17 Şubat 1944'de yeni bir saldırı yapıldı. Bu sefer cepheden zırhlı desteğiyle bir piyade saldırısı denendi. Bu saldırı daha başarılı olmuştu. Kasabanın güney kısımları müttefiklerin eline geçmişti ama bu çok ağır zaiyata malolmuştu. Birçok tank, paraşütçüler tarafından kullanılmaz hale getirilmişti. Katedrali almak için yapılan saldırılar ise felaketle sonuçlanmıştı. Sınırlı başarıya rağmen müttefik komutanlar Cassino savaşlarındaki inanılmaz boyuttaki kayıplardan dolayı endişeye düşmüşlerdi. 23 Mart 1944'de topçuların sağladığı ağır baraj ateşi altında geri çekildiler. Alman paraşütçüler arkalarından tepelere çıkarak Alman bayraklarını sallayarak sevinç gösterilerinde bulundular. Bu aradan faydalanan Alman paraşütçüleri yaralılarıyla ilgilenecek ve yeniden hazırlanacak zamanı kazandılar. 11 Nisan 1944'de 2000 parça top, Alman mevzilerini bombalamaya başladı. Alman mevzilerine karşı hücuma geçen ilk müttefik birliği General Wladyslaw Anders komutasındaki 2.Polonya Kolordusuydu. Kasabanın güneyindeki Süvari Tepeleri diye bilinen tepeleri ele geçirseler de 13 Nisan 1944'de geri çekildiler. Fransız kuvvetleri ile Britanya 8. Kolordusu Liri vadisine girmeye başlamışlardı. 16 Nisan 1944'de Polonyalılar Cassino'nun tam arkasına direkt bir taaruz yaptılar ve bu anda Kanadalılar da taaruza katıldılar. Polonyalılar kasaba içerisinde Katedrale doğru ilerlediler. Ağır kayıplar vermelerine rağmen durmadılar. Bunun sebebi halen dinç olmalarıydı. Çünkü daha önce ki ağır çatışmalarda bulunmamışlardı. Bu arada Kesselring, Anzio'da cephe hattının yarıldığından ve Cassino'daki durumdan haberdar oldu ve daha fazla direnişin anlamsız olduğunu anladı. 1.Fallschirmjager division'a geri çekilmelerini emretti. 17 Nisan 1944 gecesi bu emir sessiz sedasız yerine getirildi. 6 numaralı karayolu ile geri çekilen paraşütçüler ağır yaralılarını geride bıraktılar. Ertesi gün Polonyalılar terkedilmiş Katedrale girdiler ve bayraklarını dalgalandırdılar. Sadece bu son 4 gündeki çatışmalar Polonyalı'lara 860 ölüye ve 2.800 yaralıya malolmuştu. Monte Cassino Savaşı 4.000 paraşütçünün hayatına malolmuştu ancak bu rakam ağır müttefik kayıpları yanında az kalıyordu ama yine de Alman paraşütçülerinin elit askerler olduklarını ve eğitim maliyetlerinin çok yüksek olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bu savaşın en trajik yanı, tarihi Katedralin yokedilmesi ve Monte Cassino Kasabasının moloz yığını haline gelmesi olmuştur ancak bu savaş aynı zamanda Alman paraşütçülerinin savunma destanı olarak askeri tarihteki yerini almıştır.

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.