Tarihi
Slovenler, bugün yaşadıkları topraklara altıncı asırda yerleştiler. Topraklarını genişleten Slovenler, bir devlet kuramadıkları için Avarların baskısından kurtulmak için önce Samo’nun daha sonra da 740’lı yıllarda Bavyera Krallığının hakimiyetine girdi. Lombardia (774) ile Bavyera’yı (788) ele geçiren ve Avarlar Devletini yıkan Charlemange Krallığı, Sloven voyvodalarının vesayetini Bavyera ve Friuliler arasında paylaştırdı. Bu arada Slovenler arasında Hıristiyanlık hızla yayıldı. Onuncu asırda bölge önce Macarların daha sonra da Almanların hakimiyeti altına girdi. Almanlar bölge halkını köleleştirdiler ve bölgeye çok sayıda Alman yerleştirdiler. Buna rağmen çoğu Katolik rahip olan Sloven aydınlarının sürdürdüğü yaygın eğitim çalışmalarının neticesinde, asırlarca süren Alman hakimiyetine karşı Slovenler öz benliklerini korumayı başardılar. On beş ve on altıncı asırlarda bölgede köylü ayaklanmaları patlak verdi. Bu ayaklanmaların ardından başlayan Türk akınları bölgeyi güvensiz bir duruma düşürdü. İmparatoriçe Maria Theresia ve oğlu II. Joseph’in 18. asırda gerçekleştirdikleri reformlar neticesinde Slovenlerin hayat şartları bir ölçüde de olsa düzeldi.Slovenlerin yaşadığı bölgelerin 1814’te Avusturya’ya verilmesi milli uyanışı körükledi. Bu uyanış Slovenleri, dil kardeşleri olan Hırvatlar ve Sırplarla birleşmeye itti. Fakat 1866’da Sloven topraklarının bir kısmı İtalya ve Macaristan arasında paylaşıldı. Birinci Dünya Harbi sonrasında, Rahip Korosec’in liderliğini yaptığı Sloven temsilcileri 1918 Kasımında Zagreb Milli Konseyine katıldı. Bu konsey Slovenya’nın 1 Aralık 1918’de kurulan Sırp, Hırvat ve Slovenlerden meydana gelen krallığa katıldığını açıkladı. Fakat yeni kurulan devlet bütün Slovenleri bir araya getiremedi. 1920 Ekiminde yapılan halkoylamasından sonra Klagonfurt bölgesi Viyana’ya, Rapalio Antlaşmasıyla da (1920) 400.000 civarındaki Sloven’in yaşadığı İstria Batı Karst ve Julius Alpleri İtalya’ya bırakıldı. Krallığın adı 1928’den sonra Yugoslavya olarak değiştirildi.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Slovenya’nın güneybatısı İtalyanlar, kuzeydoğusu ise Almanya tarafından işgal edildi. Macaristan ise Mura’nın kuzeyindeki küçük bir bölge olan Prekomurje’yi aldı. Savaş sırasında Slovenya’da bir dizi direniş hareketi oldu. Bunların en önemlisi komünistlerin liderliğindeki Kurtuluş Cephesinin yaptığı direniştir. Müttefiklerin İkinci Dünya Savaşını kazanmasından sonra Slovenya Yugoslavya’ya geri verildi. Bu arada Yugoslavya 1945 senesinde Cumhuriyet oldu. Ertesi sene Yugoslavya’yı meydana getiren her grup, Yugoslavya Federal Cumhuriyetine bağlı ayrı bir cumhuriyet haline getirildi. Slovenya Cumhuriyeti Doğu İstria, Batı Karst ve Julius Alpleri toprakları üzerinde kurulmuştu. 1954’te eski Bağımsız Trieste Bölgesinin bir bölümü Slovenya topraklarına katıldı.
Birleşik Cumhuriyetin başına gelen Tito, Stalin’den farklı bir sosyalist siyaset takip etti. Tito’nun 1980’de ölümü üzerine, ülke kollektif başkanlık sistemiyle idare edilmeye başlandı. 1989’da başlayan ekonomik ve siyasi bunalım, cumhuriyet arasında ilişkilerin bozulmasına sebep oldu. Aynı yıl doğu blokunda görülen yenileşme hareketleri Yugoslavya’ya da yansıdı. 1990’da çok partili sisteme geçildi. Slovenya 25 Haziran 1991’de Hırvatistan ile birlikte bağımsızlığını ilan etti. Bu ayrılmaya karşı çıkan Yugoslavya Federal Ordusu, Slovenya ve Hırvat topraklarına girdi. Portekiz, Lüksemburg ve Hollanda’nın ortak arabuluculuğu ile çatışmalar önlendi. 7 Ekim 1991’de tam bağımsızlığını ilan eden Slovenya, Ocak 1992’de uluslararası platformda tanındı. Slovenya Mayıs 1992’de Birleşmiş Milletlere kabul edildi.
1992’nin ilk yarısındaki hükümet bunalımının ardından 6 Aralıkta genel seçimler yapıldı. Milan Kucan, oyların yaklaşık üçte ikisini alarak beş yıl süreyle yeniden Cumhurbaşkanı seçildi. Mecliste en çok milletvekili bulunan Liberal Demokrat Partinin liderliğinde yeni bir koalisyon hükümeti kuruldu (Ocak 1994).
Fiziki Yapı
Orta Avrupa’nın göbeğiyle Trieste Limanı arasında uzanan Slovenya topraklarının büyük kısmı dağlıktır. Kuzeybatıdaki sarp ve güzel manzaralı Julia Alplerinde bulunan Triglav Doruğu (2684 m) ülkenin en yüksek noktasıdır. Avusturya sınırı boyunca Karawanke Dağları uzanır. Daha güneyde ve güneydoğuda Komnik Dağları yer alır. Ülkeyi baştan başa geçen SavaIrmağı başşehir Gjubljana’dan sonra tepelik bölge girer. Bu tepelik bölge daha sonra yerini verimli ovaların bulunduğu Pannonia havzasına bırakır.İklim
Slovenya’da sert kara iklimi hakimdir. Yaz ayları oldukça sıcak geçerken, kış ayları soğuktur. Pannonia Yaylasında kış ayları biraz daha şiddetli geçer. Aşırı sıcak ve soğuk bu bölgenin en önemli özelliğidir. Kıyı bölgelerinde iklim biraz daha yumuşaktır.Tabii Kaynaklar
Dağlık kısımların büyük kısmı ormanlarla kaplıdır. Ormanlarda daha çok kayın, meşe ve çam ağacı bulunur. Başta kömür ve cıva olmak üzere çeşitli maden yatakları vardır.Nüfus ve Sosyal Hayat
Ülke nüfusu 1.985.000’dir. Resmi dili Slovence’dir. Slovenler bir Güney Slav halkı olmalarına rağmen onlardan ayrı bir dil konuşurlar. Halkın büyük çoğunluğu katoliktir. İlk öğretimin mecburi olduğu Slovenya’da halkın % 85’i okuma yazma bilir.Siyasi Hayat
Slovenya, çok partili iki meclisli cumhuriyet rejimle idare edilir. Devlet başkanı halk tarafından beş yıllık bir süre için seçilir. Milletvekili seçimleri de beş senede bir yapılır.Ekonomi
Ülke ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri tahıl, patates ve çeşitli meyvelerdir. Ormancılık ve hayvancılık da önemli gelir kaynaklarındandır. Sanayi alanında metalurji ve dokumacılık gelişmiştir.Ülkede işsizlik oranı çok düşüktür. İktisadi açıdan çok gelişmiş olmasına rağmen, Yugoslavya’dan ayrılması ekonomisini alt üst etmiştir. Sırplarla Bosna-Hersek arasındaki savaş yüzünden bu ülkelerle ticaret yapılmaması ekonomiye büyük darbe vurmuştur. Hükümetin uyguladığı sıkı para politikası sayesinde enflasyon, diğer eski sosyalist ülkelere göre düşük seviyede tutuldu.
Kış sporları ülkeye çok sayıda turist çeker. Bu yüzden turizm önemli gelir kaynakları arasında yer alır.
Ulaşım: Ulaşım kara, demir ve hava yoluyla sağlanır. Deniz ulaşımı Trieste kıyılarındaki limanlarından sağlanır. Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan demiryolu hattı başşehir Ljubljana’dan geçer. Hırvatistan’ın Novska şehrinden başlayıp, Avrupa’nın önemli şehirlerine ulaşan oto yol ülkeyi bir baştan bir başa katederek geçer. Başşehir Ljubljana ve Maribor şehirlerinde birer uluslararası havaalanı vardır.
misafir - 9 yıl önce