Vermek

vermek

1. anlamı Ãœzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek:
"Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm."- Ö. Seyfettin.
2. anlamı Bırakmak veya bağışlamak:
"Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün, diye bağırdım."- H. C. Yalçın.
3. anlamı Ondan bilmek, atfetmek:
"Bilgin'in bu çekingen tavırlarını kusurlu ve zayıf oluşuna verdi..."- F. R. Atay.
4. anlamı Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek:
"Geçenlerde bir derginin, 'Eski ünlüler ne yapıyor?' adlı bir röportajına verdiği cevapları okudum."- H. Taner.
5. anlamı Döndürmek, çevirmek, yöneltmek:
"Arabanın burnunu, en tenha kahvelerden birinin önünde, rıhtıma verdiler."- A. İlhan.
6. anlamı Herhangi bir duruma yol açmak:
"Kendilerine iyi bir çalışma fırsatı verdim."- Y. K. Karaosmanoğlu.
7. anlamı Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak:
"Yemek vermek. Balo vermek."- .
8. anlamı Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek:
"Konser vermek. Resital vermek."- .
9. anlamı Topluluk önünde bilimsel konudaki bildirisini sunmak:
"Konferans vermek."- .
10. anlamı Satmak:
"Ucuz pahalı deme de ver gitsin; ver de kurtul."- .
11. anlamı Kızı, kadını biriyle evlendirmek:
"Uzun Osman, Zeynep'le Süleyman'a, ikisini birbirine vereceğini söylediği zaman şaşmadılar."- H. E. Adıvar.
12. anlamı (-i) Ödemek:
"Haydi ... arabaya atlayın... Köşkten parayı verirler."- P. Safa.
13. anlamı Yaymak:
"Ses vermek. Korku vermek. Işık vermek."- .
14. anlamı Bitki ve ağaç, ürün üretmek:
"Dal budak saldı, yemiş vermeye başladı."- R. E. Ãœnaydın.
15. anlamı Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak:
"Kendisi de muhakkak artistlerden, güzel eser veren, güzel konuşan, hayalleri işlek adamlardan hoşlanıyor."- R. H. Karay.
16. anlamı Hepsini herhangi bir duruma sokmak:
"Ateşe vermek. Ortalığı heyecana vermek."- .
17. anlamı Sahip olmasını sağlamak.
18. anlamı Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek:
"Hareket vermek. Biçim vermek."- .
19. anlamı Tespit etmek:
"Randevu vermek. Ad vermek."- .
20. anlamı Kazandırmak, katmak:
"Tat, çeşni vermek."- .
21. anlamı Ayırmak, harcamak:
"Emek vermek. Zaman vermek."- .
22. anlamı Dayamak:
"Duvara sırtını verip çömeldi."- .
23. anlamı (yardımcı fiil) Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur:
"alıvermek, dizivermek, yapıvermek, görüvermek."- .

vermek

Türkçe vermek kelimesinin İngilizce karşılığı.
v. accord, allow, assign, bear, bestow, bring in, cede, come across with, confer, contribute, dedicate, deliver, deliver up, dispose of, distribute, donate, endow, extend, furnish, give, give away, give in, grant, hand, hand in, hand out, hand over

vermek

(üzerinde ya da yakınında olan bir şeyi) birisine eriştirmek, iletmek; (düşünce ya da bilgi anlatan şeyler için) başkalarına iletmek, bildirmek. bırakmak ya da bağışlamak; döndürmek, çevirmek, yöneltmek. ondan bilmek atfetmek; herhangi bir duruma yol açmak.

vermek

Türkçe vermek kelimesinin Fransızca karşılığı.
donner, prêter, rendre, aliéner, attribuer, conférer, délivrer, fournir, nantir, offrir, remettre, (hak\ayr

vermek

Türkçe vermek kelimesinin Almanca karşılığı.
v. abgeben, angeben, aufgeben, ausgeben, aushändigen, austeilen, belehnen, beteiligen, bieten, darreichen, eingeben, einreichen, entäußern, ergeben, erteilen, füttern, geben, gewähren, herausrücken, hergeben, tragen, überliefern, verabfolgen, verabreichen, vergeben, weggeben, zeigen

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

VikiSözlük
2 yıl önce

sözcükleri belirtmek. Sözcüklerin kökeni (dilbilimsel kökenleri) hakkında bilgi vermek. Diller arası bağlantılar yoluyla sözcüklerin çevirisini yapmak. Vikipedi:Kardeş...

Vikisözlük
Ramsar Havaalanı
6 yıl önce

kentlerinden biriydi ve havaalanı şehri ziyarete gelen turistlere hizmet vermek üzere yapıldı. Muhammed Rıza Şah ve diğer Pehlevi aile üyelerinin Ramsar'da...

WebKit
2 yıl önce

WebKit, web tarayıcılarına web sayfalarını işlemesine izin vermek için tasarlanmış bir web tarayıcı motorudur. Webkit motoru penceredeki web içeriğini...

Kombinatorik
2 yıl önce

nesnelerin "sayılması", kriterlerin ne zaman karşılanmış olacağına karar vermek, kriterleri karşılayan nesnelerin inşa edilmesi ve analiz edilmesi, "en...

Harf
2 yıl önce

gerekebilir. Örneğin "ş" sesini vermek için İngilizcede "sh", Almancada "sch" kullanılmaktadır. Aynı şekilde "x" sesini vermek için, Türkçede "iks" kullanılır...

Harf, Alfabe, Fonem, Hiyeroglif, Noktalama işaretleri, Roma rakamları, Yazı, Fonemik
Je veux donner ma voix
2 yıl önce

"Je veux donner ma voix" (Türkçe: Sesime vermek istiyorum), 1999 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Eurovision Şarkı Yarışması'nda Fransa'yı temsil eden Nayah...

Adak
2 yıl önce

Adını ortaya koymak, adıyla sorumluluk alma demektir. Çünkü adını vermek, kendini vermek anlamına gelir. Farklı Türk dillerinde Adah veya Azah olarak da...

Adak, Ada, Amerika Birleşik Devletleri, Coğrafya, Taslak, Aleut
Q
2 yıl önce

Kürtçe alfabedesinde, sessiz küçükdil ünsüzünün sesini (kalın <i>k</i>’yı) vermek için kullanılır. Baştaki K sesi gırtlaktan ve kalın bir tonla söylenir....

Harfler, Harf, A, B, C, D, E, F, G, H