Yahudilerin Arap Topraklarından Toplu Göçü

Kısaca: sı" tabiri giderek artan şekilde kullanılmaktadır. ...devamı ☟

'sı" tabiri giderek artan şekilde kullanılmaktadır. Kendisi bir Mizrahi Yahudisi olan İsrailli köşe yazarı Ben Dror Yemini şöyle yazıyordu:

Bununla birlikte, bir Nakba daha var: Yahudi Nakba'sı. Aynı yıllarda [1], Müslüman ülkelerdeki Yahudiler yaygın katliamlara, pogromlara maruz kalmış, mülklerine el konulmuş ve yaşadıkları topraklardan kavulmuşlardır. Tarihin bu sayfası karanlıkta bırakılmıştır. Yahudi Nakbası Filistin Nakba'sından daha kötüydü. Aradaki tek fark ise, Yahudilerin bu Nakba'yı kuruluşlarına temel aldıkları bir etosa dönüştürmemiş, hatta bunun tam aksini yapmış olmalarıdır.

Mısır

Yahudileri
Dünya Kongresi'nin başkanı Profesör Ada Aharoni de, "Peki ya Yahudi Nakba'sı ne olacak?" başlıklı makalesinde, "Yahudilerin Arap devletlerinden kovulması hakkındaki gerçeği sunmalıyız," diyor. Bunun yapılması, Filistinlilerin "acı çeken kurbanların sadece kendileri olmadığının farkına varmasını [2] kurban olma hislerinin ve reddiyeciliklerinin azalmasını sağlayacağından" gerçek bir barış sürecinin başlamasını da kolaylaştıracaktır. Ayrıca, Kanadalı milletvekili ve uluslararası insan hakları hukukçusu Irwin Cotler da "çifte
Nakba"dan bahsetmiştir. Cotler, Arap devletlerinin Yahudi devletini reddetmesini, yeni kurulan ulusu ortadan kaldırmak için kalkıştıkları istilayı ve kendi Yahudi nüfuslarına verdikleri cezayı eleştirmektedir:

Dolayısıyla, sonuçta da bir çifte Nakba yaşanmıştır: sadece Filistinli Arapların çektikleri acılar ve bir Filistinli mülteci sorununun yaratılması değil, aynı zamanda İsrail'e ve Arap ülkelerindeki Yahudilere karşı gerçekleştirilen saldırılar ile, çok daha az bilinen, ikinci bir grup mültecinin, yani Arap ülkelerinden gelen Yahudi mültecilerin de yaratılması.

1948 ve 2008 yıllarında Arap ülkelerindeki Yahudi nüfus 1945 yılında, Arap dünyasının dört bir yanındaki cemaatlerde yaşayan 758.000 ila 866.000 Yahudi (bkz. aşağıdaki tablo) bulunuyordu. Bugün, bu sayı 8.600'ün altındadır.

Libya

gibi, nüfusunun yaklaşık yüzde 3'ü Yahudi olan kimi Arap devletlerinde, artık bir Yahudi cemaati bulunmamaktadır; diğer Arap ülkelerinde kalan Yahudilerin sayısı ise ancak yüzlerle ifade edilebilmektedir.

Bahreyn

Önemli bir bölümünü, 20. yüzyılın başlarında

Irak

'tan ülkeye gelen göçmenlerin torunlarının oluşturduğu

Bahreyn

'deki küçük Yahudi cemaatinin 1948 yılındaki nüfusu 600 kişiydi. 29 Kasım 1947 tarihinde, Filistin'in Taksimi ile ilgili BM'de yapılan oylamanın hemen ardından, Arap dünyasında 2-5 Aralık tarihlerinde oylamaya karşı gösteriler düzenlenmesi çağrıları yapılmıştı.

Bahreyn

'deki gösterilerin ilk iki günündeki taşkınlıklar Yahudilere taş atılması ile sınırlı kalırken, asıl fırtına 5 Aralık'ta kopmuş, başkent Manama'daki güruhlar, Yahudilerin ev ve işyerlerini yağmalamış, sinagogu tahrip etmiş, karşılaştıkları Yahudileri dövmüş ve yaşlı bir kadını öldürmüşlerdir. Sonraki birkaç on yıl boyunca da, Yahudilerin büyük kısmı ülkeyi terk ederek diğer ülkelere, özellikle de İngiltere'ye göç etmiştir. 2006 itibariyle, ülkede sadece 36 Yahudi kalmıştır. Bugün

Bahreyn

'deki Yahudiler ile Müslümanlar arasındaki ilişkiler genellikle iyi olarak nitelendirilmektedir.

Bahreyn

, Arap Yarımadası'nda belirli bir Yahudi cemaatine ev sahipliği yapan, Körfez bölgesinde ise bir sinagoga sahip tek ülkedir. Şehir merkezindeki mağazasında elektronik ve elektrikli cihazlar satan cemaat üyesi Rouben Rouben, "Müşterilerimin yüzde 95'i

Bahreyn

li ve devlet en büyük kurumsal müşterimiz. Hiçbir şekilde ayrımcılığa uğradığımı düşünmedim," diyor.

Cezayir

Cezayir

'deki Yahudi cemaatinin neredeyse tamamı ülkenin 1962 yılında bağımsızlığını kazanmasının ardından ayrılmıştır.

Cezayir

'deki 140.000 Yahudi, 1870 yılından beri Fransız vatandaşıydı (1940 yılında kısa süreliğine Vichy Hükümeti tarafından bu hakları alınmıştır) ve büyük bölümü Fransa'ya göç ederken, bir kısmı da İsrail'e gitmiştir. 1990'lardaki kanlı

Cezayir

İç Savaşı
'nın—özellikle de isyancı Silahlı İslami Grup'un (GIA) 1994 yılında ülkedeki tüm gayrımüslimlere karşı savaş ilan etmesinin— ardından, ağırlıklı olarak başkent

Cezayir

'de, daha az sayılarda da Blida, Konstantin ve Oran şehirlerinde yaşayan bin civarındaki Yahudinin büyük bölümü de ülkeden göç etmiştir.

Cezayir

şehrindeki sinagog 1994 yılından sonra terk edilmiştir. Bu Yahudiler, 1962 yılında, ülkede kalmayı tercih eden sadece 10.000 Yahudiden geriye kalanları temsil ediyordu. Kuzey Afrika'dan Fransa'ya gerçekleşen Yahudi göçü, nüfusunun %25'ini Holokost sırasında kaybeden Fransız Yahudi cemaatinin de yeniden dirilerek bugün itibariyle dünyadaki en büyük üçüncü cemaat haline gelmesini sağlamıştır. Son yıllarda, Fransa'dan İsrail'e kayda değer bir Yahudi göçü yaşanmaktadır.

Fas

İkinci Dünya Savaşı sırasında,

Fas

'taki Vichy rejimi ülkedeki Yahudilere karşı ayrımcı yasalar geçirmiştir. Buna göre, örneğin Yahudilerin hiçbir şekilde kredi kullanmasına izin verilmemiş, Avrupalıların yaşadığı mahallelerde ev veya işyeri sahibi olan Yahudiler buralardan çıkartılmış, hukuk veya tıp gibi meslekleri icra etmesine izin verilen Yahudilerin oranı yüzde 2 ile sınırlandıran kotalar getirilmiştir. Kral V. Muhammed, bu yasalardan duyduğu kişisel rahatsızlığı ifade etmiş ve

Fas

lı Yahudi liderleri "ne kendilerine ne de mal varlıklarına" asla el sürmeyeceğine dair temin etmiştir. Her ne kadar gerçekte

Fas

Yahudilerini savunmak için herhangi bir eyleme giriştiğine dair somut bir kanıt yoksa da, onlar için perde arkasından çalışmış olabileceği öne sürülmüştür. Haziran 1948'de, İsrail kurulduktan kısa bir süre sonra ve ilk Arap-İsrail savaşının ortasında, Ucda ve Cerada'da Yahudileri hedef alan ayaklanmalar patlak vermiş ve 44 Yahudi öldürülmüştür. 1948-49 yıllarında, 18.000 Yahudi ülkeyi terk ederek İsrail'e göç etmiştir. Bunun ardından, (İsrail'e ve diğer ülkelere) Yahudi göçü devam etmişse de, yavaşlayarak yılda birkaç bine inmiştir. 1950'lerin başlarında, Siyonist örgütler Yahudi Devleti'ne değerli katkılarda bulunacağına inandıkları

Fas

lı Yahudilerin, özellikle de ülkenin daha yoksul güneyindekilerin İsrail'e göçünü teşvik etmiştir: 1956 yılında,

Fas

bağımsızlığına kavuşmuştur. Yahudiler, parlamentoda üç sandalyenin yanı sıra, kabinede de Posta ve Telegraf Bakanlığı gibi birçok siyasi pozisyonu işgal ediyordu. Ne var ki, bakanlık görevini yürüten Leon Benzaquen de ilk kabine değişikliğinde yerini koruyamamış, ondan sonra da hiçbir Yahudi bir bakanlık mevkiine getirilmemiştir. Her ne kadar Yahudi cemaatinin hükümetin en üst mevkileri ile ilişkileri son derece samimi idiyse de, bu tavırlar, geleneksel hakir görmeden açık saldırganlığa kadar geniş bir yelpazede tavırlar sergileyen daha alt resmi kademeler tarafından paylaşılmıyordu.

Fas

'ın kendini Arap dünyasının geneli ile gitgide daha fazla özdeşleştirmesi ve Yahudi eğitim kurumlarına Araplaşmaları ve kültürel olarak çoğunluğa boyun eğmeleri yönünde yapılan baskılar da

Fas

lı Yahudilerin korkularını artırmıştır. By 1967, only 50,000 Jews remained. 1967 yılındaki Altı Gün Savaşı dünyanın her yerinde olduğu gibi,

Fas

'ta da Araplar ile Yahudiler arasındaki gerginliği artırmış, Yahudi göçü de devam etmiştir. 1970'lerin başına gelindiğinde, Yahudi nüfus 25.000'e kadar gerilemişti; ancak bu göç dalgasının büyük bölümü İsrail'den ziyade Fransa, Belçika, İspanya ve Kanada'ya gitmiştir.

Irak

1948 yılında,

Irak

'ta yaklaşık 150.000 Yahudi yaşıyordu. Cemaat, Bağdat ve Basra etrafında yoğunlaşmıştı. 2003 yılında gelindiğinde ise, bu bir zamanların müreffeh cemaatinden geriye yaklaşık 100 kişi kalmıştı. 1941 yılında, Reşid Ali'nin Mihver devletleri yanlısı hükümet darbesinin ardından, Bağdat'ta patlak veren ve
Farhud olarak bilinen ayaklanmalarda yaklaşık 180 Yahudi öldürülmüş, 240'ı yaralanmış, Yahudilere ait 586 işyeri yağmalanmış ve 99 ev tahrip edilmiştir. Arap Birliği üyesi birçok ülke gibi,

Irak

da başlangıçta İsrail'e gitmelerine izin verilmesinin bu ülkeyi güçlendireceği gerekçesiyle Yahudilerin 1948 Savaşı sonrasında ülkeden göç etmesini yasaklamıştı. Ne var ki, 1949 yılına gelindiğinde,

Irak

'tan kaçan Yahudilerin sayısı ayda 1.000 kişiye ulaşmıştı (Simon, Reguer ve Laskier, s. 365). Varlıkların ülkeden çıkarılmasına ket kurmak umuduyla, Mart 1950'de,

Irak

vatandaşlıklarını terk etmeleri kaydı ile Yahudilerin ülkeden göç etmesine izin veren bir yıl süreli bir yasa geçirilmiştir. Ian Black'e göre, bunun altında yatan nedenler "ekonomikti ve bunların başında da ülkeyi terk eden Yahudilerin neredeyse tüm mal varlığının devlet hazinesi aktarılması geliyor," ayrıca "Huzursuz ve potansiyel olarak sorunlu bir azınlık olarak görülen Yahudilerden kurtulmanın ülkenin yararına" olduğu düşünülüyordu. İsrail başlangıçta tüm Yahudileri kabul etmeye gönülsüz olsa da, sonunda buna yanaşarak mümkün olduğunca fazla

Irak

Yahudisini ülkeye getirmek için "Ezra ve Nehemya" adlı operasyonu başlatmıştır. İlk başlarda, Siyonist hareket, yasal statüleri ile ilgili bazı meseleler açıklığa kavuşuncaya kadar göç etmek üzere kayıt olan kişilerin sayısını düzenlemeye çalışmıştır. Daha sonraları ise, bu pozisyonundan vazgeçerek herkesin kaydedilmesine izin vermiştir. Yasa yürürlüğe girdikten iki hafta sonra,

Irak

İçişleri Bakanı, Ceza İşleri Soruşturma Dairesi'nden Yahudilerin neden kaydolmadıklarına dair bir soruşturma başlatılmasını istemiştir. Hareket kayıt olmaya izin verdikten sadece birkaç saat sonra, Bağdat'ın Ebu-Navas caddesindeki bir kafeye yapılan bombalı saldırıda dört Yahudi yaralandı. 21 Ağustos 1950 tarihinde,

Irak

İçişleri Bakanı Yahudileri taşıyan havayolu şirketini, günlük 500 Yahudi taşıma kotasını doldurmadığı takdirde ruhsatını iptal etmekle tehdit etmiştir. Daha sonraları, 18 Eylül 1950 tarihinde ise, Nuri Es-said, Yahudi cemaatinden bir temsilciyi makamına çağırarak Yahudilerin ülkeden ayrılmasındaki gecikmenin ardında İsrail'in olduğunu bildiğini söylemiş, onları "sınıra kadar götürmekle" tehdit etmiştir. 12 Ekim 1950 tarihinde de, Nuri es-said havayolu şirketinin üst düzey bir yetkilisini makamına çağırarak benzer bir tehdidi de ona yapmış, Yahudilerin ülkeden çıkartılmasını Filistinlilerin topraklarından çıkartılmasına benzetmiştir. Kanunun yürürlükten kalkmasına iki ay kala, 85.000 Yahudi ülkeden göç etmek üzere kayıt yaptırmıştı. Masuda Şemtov Sinagogu'nda patlayan bir bomba 3 ila 5 kişinin ölümüne, birçoğunun da yaralanmasına neden olmuştur. Kanun Mart 1951'de yürürlükten kalkmışsa da, ülkeden ayrılmakta olan Yahudilerin (halihazırda ülkeyi terk edenler de dahil) mal varlıkları

Irak

hükümeti tarafından dondurulup ardından da bunlara el konulduktan sonra yeniden uzatılmıştır. 1951 yılında,

Irak

hükümeti Siyonizm ile ilişki içinde bulunmayı suç kapsamına alarak, "Siyonizm karşıtı bir ifadeyi imzalamayı reddeden Yahudilerin kovulması"nı emretmiştir. Bunu izleyen aylar içinde, geride kalan Yahudilerin birkaç bini hariç tümü göç etmek üzere kayıt yaptırmıştır. Yahudilere kayıt yaptırmaları için verilen sürenin dolmasından sonra da dört bombalı saldırı daha gerçekleştirilmiştir. Toplam olarak 120.000 Yahudi

Irak

'ı terk etmiştir. Mayıs ve Haziran 1961'de,

Irak

'taki Siyonist yeraltı hareketinin 1941 yılındaki Farhud ayaklanmalarından itibaren Filistin/İsrail'den tedarik edilen gizli silah depoları keşfedilmiştir. Birçok Yahudi tutuklanırken, Yusuf Basri ve İbrahim Salih adlı iki Siyonist eylemci yargılanmış ve tümü de yasanın yürürlükten kalkmasının ardından gerçekleşen bombalama eylemlerinden üçünün sorumlusu bulunarak idam edilmiştir. 1960 yılında İsrail tarafından yürütülen gizli bir soruşturmada, tanıkların çoğunun bombalamalardan Yahudilerin sorumlu olduğuna inandığı belirtilmiş, ancak bunların İsrail'in emri ile gerçekleştirildiğine dair hiçbir kanıt bulunamamıştır. Mesele bugün itibariyle tam olarak aydınlığa kavuşturulamamıştır: İsrail'deki kimi

Irak

lı eylemciler halen sürekli olarak İsrail'in toplu göçü başlatmak amacıyla şiddet kullandığı suçlamasını tekrarlarken, dönemin İsrailli yetkilileri ise bunu şiddetle reddetmektedir. Tarihçi Moşe Gatt'a göre, İsrail'in gerçekten bombalama eylemlerinin ardında olduğuna çok az tarihçi inanmaktadır. Bu görüşü ise, göç başvurularının bu kadar yüksek bir oranda yapılmasının İsrail tarafından istemediğini gösteren kayıtlara ve Yahudilere ait hedeflerin bombalanmasının 1950'den önce de yaygın bir uygulama olmasına dayandırmakta, dolayısıyla da İstiklal Partisi'nin veya Ceza İşleri Soruşturma Dairesi'nin Yahudi yeraltı hareketinden daha muhtemel zanlılar olduğunu savunmaktadırlar. Her halükarda,

Irak

'ın Yahudi nüfusundan geriye kalanlar da sonraki onyıllar içinde ülkeyi terk etmeye devam etmiş, bunların çoğunluğu da 1970 yılı itibariyle ülkeden ayrılmıştır. 1969 yılında, 9'u 27 Ocak tarihinde Bağdat ve Basra'daki halka açık meydanlarda olmak üzere, toplam 11 Yahudi asılarak idam edilmiştir. O dönemde halen ülkede olan 2.500 Yahudinin neredeyse tamamı da kısa bir süre sonra ülkeden kaçmıştır.

Libya

1948 yılında,

Libya

'da yaşayan Yahudilerin sayısı yaklaşık 38.000'di. Kasım 1945'te başlayan bir dizi pogromda birkaç günlük bir süre içinde, 36'sı çocuk olmak üzere 130 Yahudi öldürülmüş, yüzlercesi yaralanmış, 4.000'i evsiz bırakılmış ve 2.400'ü tüm mal varlığını kaybetmiştir. Trablus'ta 5, diğer şehirlerde ise 4 sinagog tahrip edilmiş ve sadece Trablus'ta Yahudilere ait 1.000'den fazla ev ve ticari bina yağmalanmıştır. Pogromlar Haziran 1948'de de devam etmiş, 15 kişi öldürülürken Yahudilere ait 280 ev de tahrip edilmiştir. İsrail Devleti'nin kurulduğu 1948 yılı ile

Libya

'nın bağımsızlığını kazandığı Aralık 1951 tarihi arasında geçen sürede, 30.000

Libya

lı Yahudi İsrail'den göç etmiştir. 1967 yılındaki Altı Gün Savaşı sırasında, 4.000 kişilik Yahudi nüfus yeniden pogromlara maruz kalmış, bunlar sırasında 18 kişi öldürülürken birçoğu da yaralanmıştır.

Libya

hükümeti "Yahudileri ülkeyi geçici olarak terk etmeye çağırmış" ve her birinin beraberinde tek bir bavul ve 50 dolar muadili parayı ülke dışına çıkarmasına izin vermiştir. Haziran ve Temmuz aylarında İtalya'ya giden 4.000'den fazla Yahudiye burada Yahudi Ajansı tarafından yardım edilmiştir. Bu kişilerden 1.300'ü İsrail'e giderken 2.200'ü İtalya'da kalmış, geriye kalanların büyük kısmı da Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etmiştir.

Libya

'da kalanların sayısı ise onlarla ifade edilmektedir. 1970 yılında,

Libya

hükümeti,

Libya

Yahudilerinin tüm mal varlığına el konulup bunların yerine 15 yıllık tahvil çıkartılmasını öngören yeni yasalar geçirmiştir. Ne var ki, tahvillerin vadesi geldiğinde hiçbir ödeme yapılmamıştır.

Libya

lideri Muammer el-Kaddafi, bu kararı "Yahudilerin Arap uluslarının düşmanı İsrail yanında saf tutarak tazminat alma haklarından da feragat ettikleri" gerekçesiyle savunmuştur. Her ne kadar Trablus'taki ana sinagog 1999 yılında restore edilmişse de, ibadete açılmamıştır.

Libya

'daki son Yahudi olan Esmeralda Meghnagi de Şubat 2002'de vefat etmiştir. İsrail halen kendilerine has geleneklerini koruyan 40.000

Libya

asıllı Yahudiye ev sahipliği yapmaktadır.[3] [4]

Lübnan

Bugün

Lübnan

olarak bilinen bölge, tarihi en az M.Ö. 300 yılına kadar uzanan dünyadaki en eski Yahudi cemaatlerinden birine ev sahipliği yapmıştır. 1948 yılında, Beyrut'taki cemaatlerde ve

Lübnan

Dağı
, Deir el Kamar, Barouk ve Hasbeya yakınlarındaki köylerde yaklaşık 24.000 Yahudi yaşıyordu. Her ne kadar Fransız mandası altında Yahudilerin durumunda genel bir iyileşme görülmüşse de, Yahudiler Vichy rejimi tarafından belirli kısıtlamalara da tabi tutulmuşlardır. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından,

Lübnan

'ın bağımsızlığına aktif olarak destek veren Yahudi cemaati Siyonizm'e karşı da karışık bir tavır sergilemiştir. Diğer Arap ülkelerinden farklı olarak,

Lübnan

'daki Yahudi cemaati 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalmamış, hükümetin yetkili mercileri tarafından da makul ölçüde korunmuştur.

Lübnan

, aynı zamanda öncelikle

Suriye

ve

Irak

'tan akın eden Yahudi mültecilerden ötürü 1948 sonrasında Yahudi nüfusunda artış yaşayan tek Arap ülkesi olmuştur. Ne var ki, 1948'den sonra yükselişe geçen Yahudilere yönelik olumsuz tutum yüzünden birçok

Lübnan

Yahudisi 1967 yılına kadar Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Fransa ve İsrail'e göç etmiştir. Geriye kalan Yahudi cemaati ise,

Lübnan

'daki iç savaş yüzünden büyük darbe almıştır. 1971 yılında,

Lübnan

'daki Yahudi cemaatinin Genel Sekreteri, 69 yaşındaki Albert Elia Beyrut'ta

Suriye

ajanları tarafından kaçırılarak ülkeden kaçmaya teşebbüs eden

Suriye

Yahudileri ile birlikte Şam'da hapis tutularak işkenceye maruz bırakılmıştır. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Prens Sadruddin Ağa Han'ın dönemin

Suriye

Devlet Başkanı Hafız Esad'a yaptığı kişisel rica da Elia'nın serbest bırakılmasını sağlayamamıştır. 1980'lerde, birçok

Lübnan

lı Yahudi İşadamı Hizbullah tarafından kaçırılmıştır. 2004 seçimlerinde, sadece bir Yahudi belediye seçimlerinde oy kullanmıştır. Bugün

Lübnan

'da 100'den az Yahudi kalmıştır.

Mısır

1948 yılında,

Mısır

'da yaklaşık 75.000 Yahudi yaşamaktaydı. Bugün ise, çoğu Kahire'de olmak üzere 100 kişi kalmıştır. Haziran 1948'de, Kahire'deki Karayim mahallesinde patlayan bir bomba, 22 Yahudiyi öldürmüştür. Siyonlu Liderlerin Protokolleri, 1960 yılında Kahire'nin askeri valisi Salah Saduki tarafından kaleme alınan ve ülkenin resmi kültür dergisi
el-Majallaada yayımlanan bir makaleye de konu olmuştur. 1965 yılında,

Mısır

hükümeti,
Israel, the Enemy of Africa (Afrika'nın Düşmanı İsrail) başlıklı İngilizce bir kitapçık yayımlayarak Afrika'daki tüm İngilizce konuşan ülkelere dağıtmıştır. Siyonlu Liderlerin Protokolleri ve Beynelmilel Yahudi'yi kaynak olarak alan kitapçıkta Yahudilerin sahtekar, hırsız ve katil oldukları sonucuna varılıyordu.

Suriye

1947'de Halep'te ayaklanan güruh, şehirdeki Yahudi mahallesini yakarak 75 kişiyi öldürmüştür. 1948 yılında,

Suriye

'de yaklaşık 30.000 Yahudi yaşamaktaydı.

Suriye

hükümeti, Yahudi cemaatine göç de dahil birçok konuda katı kısıtlamalar getirmiştir. Sonraki onyıllarda da, birçok Yahudi ülkeden kaçmayı başarmış, başta Judy Feld Carr olmak üzere, destekçilerin Yahudileri kaçak olarak

Suriye

'den dışarıya çıkararak içinde bulundukları kötü duruma dünyanın dikkatini çekmesi, durumları konusunda bilincin doğmasını sağlamıştır. 1991 Madrid Konferansı'nın ardından, Amerika Birleşik Devletleri,

Suriye

hükümetine Yahudilere uyguladığı kısıtlamaları hafifletmesi için baskı uygulamış, 1992 yılındaki Pesah'ta (Hamursuz Bayramı),

Suriye

hükümeti Yahudilere İsrail'e göç etmemeleri koşuluyla çıkış vizeleri vermeye başlamıştır. O dönemde, ülkede birkaç bin Yahudi varken bugün bu sayı yüzün altına inmiştir. Yahudi cemaatinin geriye kalanı, büyük ölçüde Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'e göç etmiştir. New York'un Güney Brooklyn bölgesinde büyük ve hareketli bir

Suriye

li Yahudi cemaati bulunmaktadır. 2004 yılında,

Suriye

hükümeti göçmenler ile ilişkileri iyileştirmek üzere teşebbüste bulunmuş ve bir düzine

Suriye

asıllı Yahudi aynı yılın ilkbaharında ülkeyi ziyaret etmiştir.

Tunus

1948 yılında,

Tunus

'ta yaklaşık 105.000 Yahudi yaşıyordu. Bugün ise çoğunluğu Cerbe,

Tunus

ve Zarzis'te olmak üzere, 1500 kişi geriye kalmıştır.

Tunus

'un 1956 yılında Fransa'dan ayrılarak bağımsızlığını kazanmasının ardından hayata geçirilen bir dizi Yahudi karşıtı politika yüzünden başlayan göçlerin yarısının son durağı İsrail olurken, diğer yarı ise Fransa'ya gitmiştir. 1967 yılındaki saldırıların ardından, gerek İsrail gerekse de Fransa'ya göç hız kazanmıştır. 1982 ve 1985 yıllarında da saldırılar olmuş, son olarak da Cerbe'deki yerel bir sinagog yakınlarında El Kaide'nin üstlendiği bir terör saldırısında patlayan bomba çoğunluğu Alman turistler olmak üzere, 21 kişinin ölümüne yol açmıştır.

Yemen

Aden de dahil edildiğinde, 1948 yılında

Yemen

'de yaklaşık 63.000 Yahudi yaşıyordu. Günümüzde ise geriye yaklaşık 200 kişi kalmıştır. 1947 yılında çıkan ayaklanmalarda güney

Yemen

'deki İngiliz sömürgesi Aden'de en az 80 Yahudi öldürülmüştür. 1948 yılında, yeni Zeydi İmam Ahmed bin Yahya'nın beklenmedik şekilde Yahudi tebaasının

Yemen

'i terk etmesine izin vermesi ile on binlerce kişi Aden'e akın etmiştir. İsrail hükümetinin başlattığı Sihirli Halı Operasyonu ile, 1949 ve 1950 yılları arasında 44.000 Yahudi

Yemen

'den tahliye edilerek İsrail'e getirilmiştir. Göç,

Yemen

'de iç savaşın patlak verdiği 1962 yılına kadar devam etmiştir. Küçük bir cemaat 1976 yılına kadar bilinmeden kalmışsa da, bugün tüm altyapı ortadan kalkmış görünmektedir. Ayrıca bakınız * Yahudilerin Rusya'dan toplu göçü * Aliyah * Filistinlilerin 1948'deki toplu göçü * Arap-İsrail çatışması * Antisemitizm * Arap Antisemitizmi * İslam ve Antisemitizm * Yahudi tarihi * Yahudi nüfusu * Yahudi nüfusunun tarihi karşılaştırmaları * Yahudi mülteciler * Ülkelere göre Yahudiler * Avrupa dışında Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi işgali altındaki Yahudiler * Maghen Abraham Sinagogu * Bilad el-Sudan Yahudileri * Arap Yahudileri * Mizrahi Yahudileri * Nüfus transferi Dipnotlar Bibliografya * Avneri, Arieh (1984).
Claim of Dispossession: Jewish Land-Settlement and the Arabs, 1878-1948. Transaction Publishers. ISBN 0-87855-964-7 * Cohen, Hayyim J. (1973). The Jews of the Middle East, 1860-1972 Jerusalem, Israel Universities Press. ISBN 0-470-16424-7 * Cohen, Mark (1995) Under Crescent and Cross, Princeton, Princeton University Press. * De Felice, Renzo (1985). Jews in an Arab Land:

Libya

, 1835-1970. Austin, University of Texas Press. ISBN 0-292-74016-6 * Gat, Moshe (1997), The Jewish Exodus from Iraq, 1948-1951 Frank Cass. * Gilbert, Sir Martin (1976). The Jews of Arab lands: Their history in maps. London. World Organisation of Jews from Arab Countries : Board of Deputies of British Jews. ISBN 0-9501329-5-0 * Gruen, George E. (1983) Tunisia's Troubled Jewish Community (New York: American Jewish Committee, 1983) * Harris, David A. (2001). In the Trenches: Selected Speeches and Writings of an American Jewish Activist, 1979-1999. KTAV Publishing House, Inc. ISBN 0-88125-693-5 * Levin, Itamar (2001). Locked Doors: The Seizure of Jewish Property in Arab Countries. Praeger/Greenwood. ISBN 0-275-97134-1 * Lewis, Bernard (1984). The Jews of Islam. Princeton. Princeton University Press. ISBN 0-691-00807-8 * Lewis, Bernard (1986). Semites and Anti-Semites: An Inquiry into Conflict and Prejudice, W. W. Norton & Co. ISBN 0-393-02314-1 * Nini, Yehuda (1992), The Jews of the

Yemen

1800-1914
. Harwood Academic Publishers. ISBN 3-7186-5041-X * Pappe, Ilan (2004), A History of Modern Palestine One Land Two Peoples, Cambridge University Press, ISBN 0-521-55632-5 * Rejwan, Nissim (1985) The Jews of Iraq: 3000 Years of History and Culture London. Weidenfeld and Nicolson. ISBN 0-297-78713-6 * Roumani, Maurice (1977). The Case of the Jews from Arab Countries: A Neglected Issue, Tel Aviv, World Organization of Jews from Arab Countries, 1977 and 1983 * Schulewitz, Malka Hillel. (2001). The Forgotten Millions: The Modern Jewish Exodus from Arab Lands. London. ISBN 0-8264-4764-3 * Schulze, Kristen (2001) The Jews of Lebanon: Between Coexistence and Conflict. Sussex. ISBN 1-902210-64-6 * Simon, Rachel (1992). Change Within Tradition Among Jewish Women in

Libya

, University of Washington Press. ISBN 0-295-97167-3 * Stearns, Peter N. * Stillman, Norman (1975). Jews of Arab Lands a History and Source Book. Jewish Publication Society * Stillman, Norman (2003). Jews of Arab Lands in Modern Times. Jewish Publication Society, Philadelphia. ISBN 0-8276-0370-3 * Zargari, Joseph (2005). The Forgotten Story of the Mizrachi Jews. Buffalo Public Interest Law Journal (Volume 23, 2004-2005). Dış bağlantılar * Justice for Jews from Arab Countries * The Palestinian Refugee Issue: Rhetoric vs. Reality by Sidney ZabludoffThis article compares the losses of Jewish refugees to Palestinians. * The Silent Exodus - A film by Pierre Rehov [5] * The impact of the Six Day War on Jews in Arab lands * Resources >Modern Period>20th Cent.>History of Israel>State of Israel The Jewish History Resource Center, Project of the Dinur Center for Research in Jewish History, The Hebrew University of Jerusalem * JIMENA: Jews Indigenous to the Middle East and North Africa * Founding of WOJAC, which closed in 1999. * The Middle East's Forgotten Refugees by Semha Alwaya * The Treatment of Jews in Arab/Islamic Countries by Mitchell G. Bard * Are Jews Who Fled Arab Lands to Israel Refugees, Too? by Samuel Freedman * The Other Refugees: Jews of the Arab World by George E. Gruen * Why Jews fled Arab countries by Ya'akov Meron * Baghdadi Jews who fled from Iraq in the 1960s and 1970s * Jews from Arab countries left behind $30B in assets The Scribe: Journal of Babylonian Jewry. * The Babylonian Jewry Heritage Center * Jewish and Arab Palestinian Refugees from Middle-East-Info.org. Partisan link that argues that the world unequally supports Palestinian refugees over Jewish refugees. * The Forgotten Refugees a film produced by The David Project and IsraTV * The Forgotten Refugees: the causes of the post-1948 Jewish Exodus from Arab Countries (focuses on Iraq) * Why Jews Fled the Arab Countries * In the Islamic Mideast, Scant Place for Jews * "The Last Jews of Cairo" in Guernica Magazine (guernicamag.com) * [6] * Exodus Time magazine * The forgotten refugees Ynetnews - article about Jewish refugees from Arab states just as important as Palestinian refugees * [7] Israelis from Iraq remember Babylon * [8] Reuters

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.