Bilgi

Kısaca: Bilgi Osmanlıca: Malumat, İlim, İrfan, Marifet, Vukuf; Fransızca:Connaissance; Almanca; Erkenntnis Kenntnis; İngilizce: Cognition, Knowledge; İtalyanca Cognizione, Conoscimento, Conoscenza) İnsanın, toplumsal emeğiyle meydana çıkardığı nesnel dünyanın yasalı ilişkilerinin, düşüncesinde yeniden üretimi. ...devamı ☟

Bilgi
Bilgi

Bilgi Osmanlıca: Malumat, İlim, İrfan, Marifet, Vukuf; Fransızca:Connaissance, Almanca: Erkenntnis Kenntnis; İngilizce: Cognition, Knowledge; İtalyanca Cognizione, Conoscimento, Conoscenza), İnsanın, toplumsal emeğiyle meydana çıkardığı nesnel dünyanın yasalı ilişkilerinin, düşüncesinde yeniden üretimi.

1. Etimoloji:

Genellikle bilinen ve bilme edimi anlamlarında kullanılan bilgi terimi, dilimizde bilmek kökünden türetilmiştir. Batı Türkçesinde de aynı anlamda bili deyimi kullanılır. Hint-Avrupa dil grubuna bağlı Avrupa dilleri onu bu grubun bilme anlamını dilegetiren gen kökünden türetmişlerdir. Bu kök, ilkin, bilgi anlamında Yunancaya gnôris ve Latinceye notio sözcüklerini vermiştir. Daha sonra Latincede bilmek anlamında cognosco ve bilgi anlamında cognitio deyimleri türemiştir. Eski Fransızlar bilinen anlamında aynı kökten türeyen cointe deyimini kullanırlardı. Cermenler bu kökü bilgi anlamında kenntnis ve kunde deyimleriyle türetmişlerdir. İspanyollar da conocimiento derler.

2. Felsefe tarihi:

İnsanla çevresi arasında kurulan ilişki, eşanlamda bilgi, ilk düşüncelerden bu yana çeşitli açılardan değerlendirilmiştir. Kimileri bu ilişkinin asla kurulamayacağını, kimileri kısmen kurulabileceğini, kimileri ancak Tanrısal düzeyde kurulabileceğini, kimileri de bağıntılı olarak her an kurulmakta olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bilgi'nin kaynağı, özü ve sınırı üstündeki araştırmalar çeşitli öğretiler doğurmuştur. Usçuluk, görgücülük, deneyselcilik, sezgicilik, eleştiricilik, kuşkuculuk, bilinemezcilik, olguculuk, uygulayıcılık, inakçılık, inancılık, olasıcılık, anlıkçılık, iradecilik, doğuştancılık, bilgicilik vb. bilginin insan için olanaklı olup olmadığı yolunda savlar ilerisürmüş öğretilerdir. Antikçağ Yunan düşüncesinde bilgiciler ve şüpheciler bilginin olanaksız bulunduğu kanısındaydılar. Sokrates de fizik bilginin kesin olmadığını, kesin bilginin ancak törebilimsel alanda gerçekleşebileceğini ilersürmüştü. Bilinemezcilik genel adı altında toplanan Kant idealizmi, Comte pozitivizmi, Spencer evrimciliği, Heidegger ve Sartre egzistansiyalizmi, Camus saçmacılığı aynı kanıyı sürdürüp çağımıza kadar getirmişlerdir. Bunlara karşı bilginin olanaklı bulunduğunu ilerisüren öğretiler, bilginin nasıl elde edileceği konusunda iki büyük kampa ayrılırlar. Usçular genel adı altında toplananlar bilginin doğuşundan beri insan usunda varolduğunu, duyumcular genel adı altında toplananlar bilginin ancak duyularımızla elde edilebileceğini savunurlar. Bilginin insandan bağımsızlığını ve kendini kendisiyle belirlediğini ilerisüren, Platon ve Hegel'in nesnel düşüncecilikleri (idealizmleri) gibi öğretiler de vardır. İngiliz düşünürü Spencer'in üç türlü bilgi bulunduğu yolundaki savı bir bilgi sınıflamasına yolaçmıştır. Spencer'e göre bu üç türlü bilgiden biri halksal bilgi (Os. Avami bilgi, Fr. Connaissance vulgaire)'dir ki dağınık ve günlük bilgilerdir, ikincisi bilimsel bilgi (Os. ilmi bilgi, Fr. Connaissance scientifique)'dir ki bu dağınık bilgilerin kendilerine özgü bilim dallarında birleştirilip yasalara bağlanışından elde edilmiş bilgilerdir, üçüncüsü felsefesel bilgi (Os. Felsefi bilgi, Fr. Connaissance philosophique)'dir ki bilimsel bilgileri evrensel bir yasada birleştirmiş olan bilgidir. Sanat kuramcıları Spencer'in bu savına dördüncü bir bilgi sınıfı olarak heyecansal bilgi (Os. Heyecani bilgi, Fr. Connaissance émotionnelle)'yi katmışlardır ki bu deyimle sanatsal kavrayışı dilegetirirler.

3. Ruhbilim:

Ruhbilimsel açıdan bilgi, ruhsal bir işlev olarak nitelenir ve duygulutuk'la etkinlik'e karşıt tutulur. Duyular ya da anlıkça bilinip tanınmış olandır. Türk Dil Kurumunca yayımlanan Ruhbilim Terimleri Sözlüğü'nde Fr. information (haber alma) karşılığı olarak da önerilmiş ve öğrenme, araştırma ya da gözlem yoluyla edinilen gerçekler deyişiyle tanımlanmıştır. Ayrıca davranış ruhbiliminde bir uyaranın ipucu gärevini yapan yönü de bilgi deyimiyle dilegetirilmektedir. Bundan başka ruhbilim dilinde sınıflandırılmaya elverişli nesneler topluluğunun niceliksel yönü bu deyimle adlandırılır.

4. Mantık:

Mantık açısından bilgi, önermelerin ve yargıların gerçekliğe uygunluğunu dilegetirir. Örneğin "bir dörtken, dört kenarlıdır" önermesi ve yargısı bilgi'dir, çünkü gerçeğe uygundur; buna karşı "bir dörtken, üç kenarlıdır" önermesi bilgidışıdır, çünkü gerçeğe uygun değildir.

5. Diyalektik:

Diyalektik ve tarihsel materyalizmin kurucusu Karl Marx şöyle der: "Doğa hiç bir makine, lokomotif, demiryolu, elektrikli telgraf, kendi kendine işgören katır vb. yapmaz. Bunlar insan çalışmasının ürünleridir. Bu çalışmayla doğal maddeler, insanın doğaya egemen olması ya da doğa üstündeki çalışması için gerekli araçlara dönüştürülmüşlerdir. Bunlar insan eliyle yaratılmış olup insan zihninin araçlarıdır, eşdeyişle bilginin maddeleşmiş gücüdürler.

Sermayenin gelişmesi, genel toplumsal bilginin ne ölçüde bir üretim gücü olduğunu ve böylece toplumsal yaşam süreci koşullarının ne ölçüde genel zekanın denetimi altına alındığını ve ona uygun olarak kurulduğunu göstermektedir. Bu gelişme, aynı zamanda, üretimin toplumsal koşullarının sadece bilgi biçiminde değil, toplumsal yaşam sürecinin doğrudan araçları olarak da ne ölçüde üretildiklerini göstermektedir" (Grundrisse der Kritik der Politischen Ökonomie, 1857, s. 594). Marx, bu sözleriyle, insan gücünün ve toplumsal çalışmasının bilgi'de yoğunlaşıp billurlaştığını dilegetirmektedir. Daha açık bir deyişle bilgi doğada hazır değildir, doğada nesneler ve olaylar vardır ama bilgi yoktur, bilgiyi yaratan ve üreten doğa üstündeki çalışması ve bu çalışmaya düşüncesinin katkısıyla bizzat insanın kendisidir.

Metafizik, idealist ve Tanrıbilimsel varsayımlar bir yana, bilimselliğe pek yaklaşmış olan Marx-öncesi duyumculuğu bilgi'yi bireysel deney'in ürünü olarak tanımlıyordu. Ne var ki bu bireysel deneyin algılarını düzenlerken kullanmak zorunda bulunduğu kavram ve ulamları nerede bulduğu açıklanamıyordu. Çünkü bu kavram ve ularnlar, bireysel deneyin değil, toplumsal deney'in binlerce yıl işleye işleye oluşturup hazırladığı ürünlerdi. İnsan pratiğinin toplumsal karakteri belirtilmeden hiç bir bilgi açıklanamaz. İnsanın toplumsal çalışmasıyla elde ettiği bilgi, doğanın bilinçte yansıtılmasıdır. Oysa bu, aynanın doğayı yansıtması gibi basit bir fiziksel yansıtma değil, birtakım karmaşık işlevleri gerektiren bilimsel bir yansıtmadır.

Bilgi, nesnenin kendisinden başlar. Duyularla algılanır. İnsan bilincinde çeşitli soyutlamalara ve bireşimlere uğrar. Kavramlaşır, ulamlaşır, yasalaşır. Sonra yeniden doğaya, nesneye döner ve kendini pratikle denetler, doğrular. İnsan bilincinde kavramlaşan, ulamlaşan, yasalaşan yansı yeniden doğaya dönerek pratikle doğrulanmadıkça bilgi olmaz. Bilgi, somuttan gelir, soyuttan geçer ve yeniden somutta gerçekleşir. Duyulur veriler sınırlıdır, örneğin ışığın saniyede üç yüz bin kilometre hızla koştuğunu bildirmezler. Bunu biz düşüncemizde tasarımlarız. Ama bu, bilginin ancak soyut düşüncemizde ve tasarımlarımızda olduğu anlamına gelmez. Çünkü soyut düşüncemizin tasarımlarını hem duyularla algıladığımız nesnelerden esinlemiş, hem de yaptığımız aletlerle bu tasarımımızı nesnel dünyaya aktararak pratikle doğrulamışızdır. Bu doğrulamayı gerçekleştirememiş olsaydık, ışığın tasarladığımız hızı bir bilgi değil bir boşsöz olurdu. Nitekim nesnel dünyada insanın tasarımını aşan gerçeklikler de vardır. Örneğin mezonlar gibi kimi elemanter zerrelerin varlık süreleri saniyenin yüz milyonda biri kadar tahmin edilmektedir ki hiç bir insan bu niceliği tasarımlayamaz.

İnsanın pratik eylemi olan bilimler bu duyudışı ve tasarımdışı olgulardan eylemsel sonuçlar çıkarırlar ve onları pratikte kullanırlar. Bilgi, her zaman tam'lığın doğrultusunda ilerleyen eksik ve tamamlanmamış bir süreçtir, her zaman da böyle kalacaktır. Ama bu da, hiç bir zaman tam (kesin, bitmiş, saltık) bilgiye erişilemeyecektir anlamına gelmez. Çünkü her eksik bilgi tamlığını, başka bir deyişle her göreli bilgi saltıklığını içermektedir. Tamlık eksikliğin, saltıklık göreliliğin içindedir. Örneğin ışık konusunda dalga kuramı, yirrninci yüzyılın başlarında ışığın aynı zamanda zerreli oluşunun anlışılması üzerine, yetersizliğinden ötürü bırakıldı. Ne var ki bu göreli ve eksik bilgi, bırakılıncaya kadar işe yaramış ve birçok bilimsel gerçeklerin meydana çıkarılmasını sağlamıştı. Çünkü kendi saltıklığını da içermekteydi. Bunun gibi, evrenin ilk yapısını araştıran ilk düşünceler bunu sırasıyla su, hava, ateş vb. maddelerinde görmüşlerdi. Zamanla birbirlerine yerlerini bırakan bütün bu göreli bilgiler evrenin maddesel bir yapısı bulunduğu saltık bilgisini taşırnaktaydılar. Saltık bilgi, göreli bilgilerin; eşdeyişle tam bilgi, eksik bilgilerin bu süregiden içeriğidir.

Göreli bilgiyle saltık bilgi, birbirleriyle bağımlıdır ve biri olmadan öbürü de olarnaz. Doğa sonsuz olduğu içindir ki bilgi süreci de sonsuzdur. Daha açık bir deyişle bilgi, hiç bir zaman ve hiç bir yerde bitmeyecek ve metafizikçilerin hayal ettikleri gibi hiç bir zaman ve hiç bir yerde bir son bilgi'ye varılamayacaktır. Diyalektik ve tarihsel materyalizmin kurucularından Engels şöyle der: "Bilginin sona ermesi, sonsuzun sona ermesi demek olur ki olanaksızdır", sayıların dizisini sonuna kadar saymak nasıl olanaksızsa doğanın bilgisini tüketmek de öylece olanaksızdır. Özetlersek, bilgi, ne idealist usçuların sandıkları gibi tek başına usla, ne de materyalist duyumcuların sandıkları gibi tek başına duyumla elde edilebilir. İlkin o, insan pratik (toplumsal üretici maddi eylem, Marx'in deyişiyle praxis)'iyle üretilir. Bu üretme iki aşeamada gerçekleşir: Her ikisi de pratikte temellenmiş olarak birinci aşama duyumsal aşama, ikinci aşama mantıksal aşamadır. Bilgi üretiminin denetimi de gene pratiğe dönüp bilgiyi doğrulamakla yapılır. Bilgi süreci böylelikle tamamlanır. Marksçı bilgi kuramının geliştirip açıklamış bulunan Lenin şöyle der: "Canlı algılamadan soyut düşünceye ve buradan da pratiğe: İşte gerçeği tanımanın, bilgi edinmenin diyalektik yolu budur". Pratik, bilginin hem çıkış noktası, hem de doğruluğunun ölçütüdür. Gene Lenin der ki: "Yaşamın, eşdeyişle pratiğin bilgi kuramının temeli olduğu görüşü bizi kaçınılmaz olarak materyalizme götürür". İşte diyalektik ve tarihsel Markiszm, bu yüzden, kaçınılmaz olarak materyalisttir. Link titleLink titleLink title

Bilgi

Türkçe Bilgi kelimesinin İngilizce karşılığı.
[Bilgi] n. knowledge, learning, cognizance, information, info, data, know how, acquaintance, conveyance, dope, inside dope, gen, gleanings, griff, griffin, intelligence, line, lore, notice, report, savvy, word, instructions

Bilgi

öğrenme, araştırma ya da gözlem yoluyla elde edilen gerçek, malumat, vukuf; (bilişimde) kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam.
genel olarak ve ilksezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler, malumat; insan usunun kapsayabileceği olgu, gerçek ve ilkelerin tümüne verilen ad, malumat.
bilim; insan anlağının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünsel ürün, malumat, vukuf.

Bilgi

Türkçe Bilgi kelimesinin Fransızca karşılığı.
connaissance [la], notion [la], savoir [le], science [la], lumière [la], renseignement [le]

Bilgi

Türkçe Bilgi kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Aufschluss, Aussage, Benachrichtigung, Bescheid, Bildung, Erfahrung, Erkenntnis, Hinweis, Kenntnis, Weisheit, Wissen

Bilgi

1 . İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat.
2 . Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf:
"Babası, önce ona, Mazlume ve ailesi hakkında birçok bilgi vermişti."- H. E. Adıvar.
3 . İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf.
4 . felsefeGenel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler, malumat.
5 . Bilim:
"Doğa bilgisi."-
6 . bilişimKurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
bilgi edinmek bilgi toplamak

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Bilgi Resimleri

Bilgi ekonomisi
2 yıl önce

Bilgi ekonomisi, bilginin iktisadı ve iktisadi kararları nasıl etkilediğini ele alan mikroekonomi dalı. Bilginin kolay yaratılmasına karşın güvenirliliğinin...

Bilgi teorisi
6 yıl önce

Bilgi kuramı; bilginin nicelikselleştirilmesi ile ilgili bir uygulamalı matematik ve elektrik mühendisliği dalıdır. Bilgi kuramı; Claude E. Shannon tarafından...

Coğrafi Bilgi Sistemi
6 yıl önce

Kent Bilgi Sistemi, Orman Bilgi Sistemi, Karayolları Bilgi Sistemi, Arazi Bilgi Sistemi, Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS), Lojistik Bilgi Sistemi...

İstanbul Bilgi Üniversitesi
2 yıl önce

Bilgi Üniversitesi, İstanbul'da, 1996 yılında kurulmuş bir vakıf üniversitesidir. Üniversite, sosyal bilimler , idari bilimler, iletişim, hukuk, mimarlık...

Bilgi sosyolojisi
2 yıl önce

Bilgi sosyolojisi, bilgi ve toplum kuramı arasındaki ilişkileri inceleyen sosyoloji dalı. Klasik Marksizme göre bilgi tarzları burjuvazide başka proletaryada...

Bilgi sosyolojisi, Marksizm, İktidar, Thomas S.Kuhn, Robert Merton
Bilgi işlem
2 yıl önce

Bilgi işlem, bir kurumun verilerini ve bilgisini saklayan, işleyen ve ayrıştıran bölümüne denir. Günümüzde bilgi işlem daha çok bir kurumun teknik altyapısını...

Bilgi İşlem, Taslak, Teknoloji, Bilgi Sistemleri
Bilgi sistemi
2 yıl önce

Türk dilinde bilginin tanımı öğrenme, gözlem ve araştırma yoluyla elde edilen gerçek ve insan zihninin gelişmesi sonucunda ortaya çıkan zihni ürün anlamında...

Uçuş bilgi hizmeti
2 yıl önce

Uçuş bilgi hizmeti (FIS), herhangi bir uçuş bilgi bölgesi (FIR) içerisinde uçuşların emniyetli ve verimli gerçekleşmesi için sağlanan bir bilgi ve tavsiye...